"Görev Bölümünde Kadın ve Erkeğin Konumu" başlıklı bir seminer veren Hülya Şekerci, bu tarz konuların çok fazla formüle edilemeyeceğini, daha çok kişilerin kültürel durumlarıyla ilgili olduğunu vurgulayarak giriş yaptıktan sonra konuyu şu üç başlık altında değerlendirdi:
1-Geleneksel yaklaşım
2-Feminist yaklaşım
3-İslami yaklaşım
Bu tarz görüşlerin bazı tefsir kitaplarında da yer aldığının altını çizen Şekerci, geleneğin kadına sadece eş ve anne olma rolünü biçtiğini, F. Razi'nin tefsirinde kadınların erkeklere hizmet etmek için yaratıldığına yer verildiğini vurguladı.
"Resulullah kadın konusuna nasıl yaklaşmıştı?" sorusuyla konuşmasına devam eden Hülya Şekerci, peygamber döneminde kadınların mescide gitmek için Resul'den izin istediklerini, fakat hadis kitaplarının bunun tam tersini iddia ettiklerini, aksine kadınları eve hapseden bir anlayışı benimsediklerini vurguladı.
Yine o dönemde kadınların Resulullah ile, aile hayatı ile ilgili özel konuları da konuştuklarının altını çizen Şekerci, kadınların da erkekler gibi vahye muhatap olduklarını, o dönemde de geleneksel anlayışın yaygın olduğunu ve Resulün bunlara karşı mücadele ettiğini ifade etti.
İslami mücadeledeki sorumluluk boyutuyla görev dağılımını değerlendiren Şekerci, modern hayatın bizlere dayattığı tüketim kültüründen ve feminist etkilerden sıyrılmamız gerektiğini, cahili ve kapitalist sisteme Karşı kadın ve erkeğin meşru çerçeveler içerisinde birlikte hareket etmeleri gerektiğini ve bununla çocuklarımızı ve ailemizi cahili toplumdan soyutlamamız gerektiğini vurguladıktan sonra savaş ortamında erkek savaşırken kadınında evde çocuklarıyla ilgilenmesini bir nevi cihad olarak değerlendirdi.
Son alarak, yapmamız gereken şeyin, olayı kadın ve erkek olarak adeta birbirine düşman iki kategoride değerlendirmek yerine , hep beraber toplum içerisinde ne yapabilirizi konuşmamız gerektiğini ifade den şekerci, bu anlayışın feminizme kapı araladığını Allah'ın katında ise üstünlüğün takvada olduğunu vurgulayarak sözlerine son verdi.
Program dinleyenlerin soru ve katkılarıyla sona erdi.
Suna Hasanbaşoğlu / Haksöz-Haber