K.Çekmece'de "İhya ve Islah" semineri

Özgür-Der Küçükcekmece Şubesi’nde bu sezonun son seminerini "Son Dönem İhya ve Islah Çabaları" başlığıyla Bahadır Kurbanoğlu verdi.

Bahadır Kurbanoğlu, ıslah ve ihya çalışmalarını şöyle tanımladı: "İslam'ın özellikle dört raşit halifeden sonra geniş coğrafyalara yayılarak değişik kültür ve felsefeler ile karşılaşması neticesinde başlayan bozulmalara karşı var olan ve günümüze kadar devam eden çalışmalardır." Özellikle Cemel ve Sıffin savaşlarından sonra yaşanan siyasi gelişmelerden sonra, İslam düşünürleri kendilerini, değişik felsefelere karşı cevaplar üretme çabası içerisinde buluyor. Tarihi süreç içinde birçok İslam düşünürü gelmiş, geçmiş. Hasani Basri, Vasıl bin Ata, Gazali, daha sonraları Osmanlı'da Kadızadeler hareketini görmekteyiz, son dönem ıslah çabalarına en önemli örnekler olarak da İbni Teymiye'yi, Teymiye'nin görüşlerinden oldukça etkilenmiş olan Abdulvahhab, daha sonralar da ise Cemaleddin Afgani'yi ve Muhammed Abduh'u görmekteyiz.

19. yüzyıldan sonraki son dönem ıslahatçılarının önceki ıslahatçılara göre durumları biraz daha zordu. Zira cevap üretmek zorunda oldukları güçlü ve hakim bir Batı felsefesi ile birlikte çok fazla arızalar ile ifsad olmuş bir İslam topluluğunun problemleri ile uğraşmak zorundalardı. Abduh ve Afgani bu zorlu süreç içerisinde çok çalışmışlar Hindistan'dan Mısır'a, Afrika'nın en ücra köşelerinden Avrupa'ya kadar ayak basmadık yer bırakmamışlardır. Cemaleddin Afgani, Batı'nın İslam alemini istila ettiği zamanda ortaya çıktı. Kanun, esas belirledi. Kurtuluşun yalnızca İslam'da olduğunu ve İslam ümmetinin bu kanun ve esaslara uyduğu müddetçe Batı istilasına karşı koyabileceğini öne sürdü. İslami bağ, İslami birlik, bu ümmeti bir araya getirecek unsurlardır. Ümmetin kavmiyetlerden oluştuğunu kabul ediyordu.

Kurtuluş ve İslami uyanış hareketlerinin temelinde Cemaleddin Afgani vardır. Düşünün O üstad Muhammed Abduh'un, Sa'd Sağlul'ün hocasıdır. Cezayir devrimini, Kuzey Afrika'daki diriliş ve özgürlük hareketini düşünün, bu hareketin Afgani akımıyla ilişkisi vardır. Çünkü Şekip Aslan yoluyla Afgani'nin ve Abduh'un fikirleri Kuzey Afrika'ya ulaştı. Paris'te bulunan Cezayir ve Mağrib hareketleriyle Cemaleddin Afgani'nin ve M. Abduh'un fikirleri Kuzey Afrika'ya ulaştı. Abdülhamid bin Badis de Arapçılık ve İslami uyanışı Cezayir'de diriltendir ve bu medresenin (Afgani medresesinin) öğrencilerindendir.

Cezayir'de Hizbu'l-İstiklal Partisi, Alalyi el-Fasi, bu medresenin öğrencilerindendir. O zaman ben diyorum ki Afgani, şimdi İslami uyanışta adlandırdığımız gibi bir öncüdür. O, mezhebi taassupla değil; ancak akıl ile okunan Kur'anî nass ile yola koyulmuştur. Bu esastan yola çıkarak karşılaşılan problemleri akıl ve İslami nakil arasında çözmüştür. Son dönemde İslam aleminde yaşanan olumlulukların gerçek bir babası vardır. Bu önderliği yapan da Cemaleddin Afgani'dir. Pratikte bunu anlayabilmek hiç de zor değildir. Yani Afgani, Abduh'un hocasıdır. Abduh, Reşid Rıza'nın hocasıdır. Reşid Rıza, Hasan el-Benna'nın hocasıdır. Onlar bir zincirin halkalarıydılar.

Program dinleyicilerden gelen sorulara verilen cevaplarla sona erdi.

HAKSÖZ-HABER / Ramazan İleri

Etkinlikler Haberleri

“Nureddin Zengi ve Kudüs”
"Uluslararası Büyük Oyunun Yeni Sahnesi Suriye"
“İslami Kimlik ve Gündem”
"28 Şubat'tan 15 Temmuz'a Darbelerin Anatomisi"
Küçükçekmece'de “İslami Şahsiyetin İnşası” Semineri