M. Faruk Zengin / Haksöz Haber
Fotoğraf: Yusuf Şakar
Kahramanmaraş Platformu'nun tertip ettiği programda açılış ve çağrı konuşmalarını yapan Celal Kurşun, "Geçen altı yıllık süre içerisinde yaklaşık altı yüz bin kardeşimizin katledildiği, milyonlarcasının yurtlarını terk ettiği ve bir o kadar mazlum insanın sakat kaldığı bir zulüm deryasına şahit oluyoruz. Aylan bebek ve beş yaşındaki Ümran'ın görüntüleri mızrak gibi saplanıyor yüreklere! Bütün bu olup bitenlere rağmen büyük bir cehd ve cihad örnekliği gösteren direniş erleri zalim Esed, Rusya ve İran'ın tüm gücüne rağmen yılmadan mücadeleye devam ediyor. Bizlere ise adil şahitlik yapmak ve oradaki kardeşlerimizin yiyecek, giyecek gibi ihtiyaçlarını karşılamak düşüyor." dedi.
Suriyeli masum, mazlum yavrulara yardım götüren kurumlara karşı duyarlılık gösterilmesi gerektiğini ve yılmadan zulme karşı Hakk'ı haykırmak zorunda olduğumuzu hatırlatan Kurşun, ardından sözü basın açıklamasını yapmak üzere dönem sözcüsü Yusuf Bülbül'e verdi.
Bülbül, sistematik bir şekilde katliama uğrayan, her türlü işkence ve tecavüze uğrayan kardeşlerimizin yanında olmamız gerektiğini, maddî ve manevî açıdan ensar olmanın yükümlülüğünü hakkıyla yerine getirmemiz gerektiğine değindi.
Basın açıklamasına, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Uğur Dilipak, AK Parti İl Başkanı Ahmet Özdemir, AK Parti Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Metin Doğan ve Baro Başkanı Vahit Bağcı da katılım sağlayarak desteklerini bildirdiler.
Basın açıklamasının ardından Abdurrahim Taylan yaptığı duayla Allah'a yakarışlarda bulundu. Toplu hâlde amin denilen duaların ardından program son buldu.
Program boyunca tekbirler getiren grup, "İran, Rusya, ABD Hesap Verecek!", "Lebbeyk Lebbeyk Lebbeyke yâ Allah!", "Zalimler İçin Yaşasın Cehennem!", "Maraş Uyuma, Kardeşine Sahip Çık!", "Cenk, Cihad, Şehadet!" sloganlarını attı.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
Kahramanmaraş'tan Şanlı Halep'e Selâm Olsun!
Sadece birkaç yüz kilometre ötemizde, Halep'te büyük bir insanlık dramı yaşanıyor! 15 Mart 2011'de Suriye'de başlatılan direniş, 6. yılına giriyor. Suriye'deki kardeşlerimiz 6 yıldan bu yana, fotoğraflarına bile bakmaya tahammül edemediğimiz derecede acımasız, zalim, vahşi saldırılarla katlediliyor. Bir yandan alçak ve zalim Esed rejimi, bir yandan şer odağı 14 ülkenin savaş uçakları Suriye semalarından kadınlar ve çocukların üzerine bombalar yağdırıyor. Tüm zorluklara, tüm baskılara, tüm yokluklara, tüm imkânsızlıklara ve bu ağır vahşete rağmen Suriye halkı destansı bir direniş sergiliyor.
Suriye'de başlatılan bu direnişi kırmak isteyen katil İran, katil Rusya, katil Çin, katil ABD, katil PKK/PYD, katil IŞİD ve şer odağı yerli işbirlikçiler her geçen gün katliamlarına bir yenisini daha ekleyerek tüm dünyanın gözü önünde bir halkı yok etmeye devam ediyor. İzzeti zillete tercih edip kıyama kalkan Suriye halkı kıyamın başladığı günden bu yana çok zor ve kısıtlı imkânlarla mücadelesine devam ediyor.
Daha bir kaç gün önce Halep'teki trajedinin bizzat canlı şahitlerinden bize ulaşan mesajları sizlerle paylaşmak istiyorum. Şöyle diyor orada yardım çalışmalarına katılan bir gönüllü:
Halep'te şehitlerin cesetleri 4 gün hastanenin önüne bırakılıyor ve kimse sormuyor.
Bir genç uçaklarla yapılan bombardıman sonucu hayatını kaybedince, ailesi hastaneye gözyaşları ve çığlıklarla geliyor. Ama onu taşımak ve defnetmekten aciz oldukları için hastanede bırakıyorlar.
Yine hastanede ay parçası gibi doğan bir kız çocuğunu ailesi beslenmesi için çocuk hastanesine bırakıyor. Günler sonra çocuğun ailesi ortadan kayboluyor, başlarına ne geldiğini kimse bilmiyor, kız çocuğu da hastaneden yetimhaneye taşınıyor.
Bombardıman sonucu çocuklarını kaybeden bir babanın, üç çocuğunu taşıyıp diğer çocuklarının cesetlerini bırakmak zorunda kaldığını gördük. Yine hastanelerin önünde kedilerin cesetleri yememesi için başında nöbet bekleyenleri gördük.
İşte Suriye'deki yardım gönüllüleri yaşanan trajediyi bu şekilde anlatıyor.
Evet, Halep'te 15 Kasım'dan bu yana rejim ve müttefikleri tarafından iki binden fazla hava saldırısı, yedi binden fazla top atışı yapıldı. Zalimler bilinçli bir şekilde fırınları, hastaneleri, okulları, camileri ve halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için çıktığı toplu mekanları vuruyor. Halep'e deprem etkisi yaratan sığınak delici bombalar atılıyor ve enkazların altından her gün onlarca kadın ve çocuk cesedi çıkarılıyor.
BM, AB ve ABD ise yaşananlar karşısında kamuoyu önünde üç maymunu oynayan arka planda ise çıkarları için müslüman kıyımından içten içe hoşnutluk duyan Haçlı artıkları olarak katliamın ortaklarıdır. Kukla PYD/PKK ise emperyal güçlerin kiralık katilleridir. Bu şer ittifakı, ancak Halep'i insansızlaştırarak zafer elde edebileceklerinin farkına varmışçasına bir soykırım gerçekleştiriyor.
Bu ağır saldırılar altında kalan 300 bin sivil insan en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak hale gelmiş durumda, ölümle ve açlıkla pençeleşmektedir. Yaşananlar karşısında kulakları sağır eden bir sessizlikle karşı karşıyayız. Halepli kardeşlerimizi ağır bombardımanlar, sistematik katliamlar kadar insanların sessizliği de yaralıyor. Batı'nın ve işbirlikçilerinin insafsız ama bilinçli sessizliğini anlamlandırabiliyoruz. Onlar kimliklerinin ve düşmanlıklarının gereğini yapıyorlar. Ne yazık ki İslâm âlemi de bu sessizliğin bir parçası olmuş durumda.
Ablukaya alınan Halep'e hiçbir yardım malzemesinin girişine de izin verilmiyor. Hava saldırıları sonrasında ölüm kalım savaşı veren kardeşlerimiz şimdi de açlık tehlikesiyle karşı karşıya... Suriye'ye giden yardımların çoğunlukla Türkiye'den giden yardımlar olduğunu, ancak son aylarda giden yardımlarda ciddi oranda bir azalma olduğunu da çok iyi biliyoruz.
Bu sebeple burada sadece zalimleri lanetlemek, bu zulmü bütün dünyaya duyurmak için değil, aynı zamanda Suriyeli mazlum kardeşlerimize yardım elimizi uzatmak için toplandık. Yardım elimizi uzatmazsak çok sayıda kardeşimizin açlıktan hayatını kaybedeceğini biliyoruz. O yüzden geç olmadan Suriyeli kardeşlerimizin çığlığına ses vermek zorundayız. Suriyeli kardeşlerimizin sofralarına en azından bir ekmek ulaştırabilmek adına çeşit sivil toplum örgütlerimiz ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan yardım kampanyalarına Kahramanmaraş halkından, sivil toplum örgütlerinden, kamu kurum ve kuruluşlarından destek vermelerini istiyoruz.
Bizler Kahramanmaraşlı sivil toplum örgütleri Suriye'den Mısır'a, Filistin'den Irak'a, Çeçenistan'dan Arakan'a, Patani'den Doğu Türkistan'a kadar kan ve gözyaşı içinde boğulan ümmet coğrafyasındaki zulümlerin sona ermesini, adaletin ve barışın yeniden Müslümanlar eliyle dünyaya hakim olmasını diliyor, küresel stratejiler ve iğrenç iktidar hesapları ile Halep'te gerçekleştirilen son katliamları Kahramanmaraş Platformu olarak şiddetle ve nefretle lanetliyor, mazlum Suriye halkının yanında olduğumuzu, kardeşlerimizin acılarını paylaştığımızı, Hakk'ın ve adaletin, zulmü ve zorbalığı yeneceğine olan inancımızı buradan tüm dünyaya ilan ediyoruz.
Kahramanmaraş Platformu
Dönem Sözcüsü Av. M. Yusuf Bülbül