Hamza Türkmen sunumunda politika – siyaset ayrımı yaparak, kelimelerin hem kökeni, hem de ortaya çıkışlarından günümüze gelene kadarki ve günümüzdeki kullanımları üzerinde durdu.
Birinci Dünya Savaşı sonrası emperyal güçler tarafından cetvelle çizilen sınırlar içinde yaşamak durumunda kalan "ulus toplumlar"ın, her şey ulus devletlerin sınırları içinde yapılabilir yanılgısına da mahkûm edildiğini ifade eden Türkmen; hilafetin de kaldırılmasıyla birlikte, bütün eksikliklerine rağmen yine de İslamî bir biçime sahip olan formun da elimizden alındığına dikkat çekti. Urvet-ül Vuska çizgisinin oluşması ile uyanış ve öze dönüş anlayışının da ümmet coğrafyasının pek çok bölgesinde mayalandığını vurgulayan Hamza Türkmen; zaman içinde yaşanan deneyimlerle toplumsal dönüşüme bakış açısının da değişikliğe uğrayıp tepeden inmeci devrimci söylemden, giderek toplumsal ıslah ve inşa anlayışına evrildiğini belirtti.
Hamza Türkmen, yeniden Kur'an ve sünnete dönülmesi, bidat ve hurafelerden arındırılmış bir anlayışa sahip olunması, sömürgecilikle mücadele bilinci içerisinde ve şura temelli bir çizginin oluşturulması için harekete geçilmesi durumunda, siyaset kelimesinin de olması gereken anlamıyla kullanılması yolunda önemli bir adım atılmış olacağını söyledi.