Tarihi olay ve olgular; gelecek tasarımlarımızda önemli işaret taşlarındandır. Rabbimizin "Onların kıssalarında akıl sahipleri için bir ibret vardır'' buyruğu da bu gerçeği gözler önüne sermektedir
Özgür-der İzmir Şubesi de bu amaçlar doğrultusunda yürüttüğü ''Türkiye de İslamcılık '' başlıklı seminerlerine devam ediyor.
70'li yıllarda tevhidi uyanış hareketlerinin incelendiği bu haftaki semineri Haksöz dergisi yazarlarından Hamza Türkmen sundu.
Türkmen, TC devletinin kurulduğu günden beri; dayattığı ulusal kimliğe karşıt olarak İslami kimliği gördüğünü, Osmanlıdan devralınan bu kimliğin ise içinde birçok zaafı barındırdığını ifade etti.
Türkmen '' 70 'li yıllara gelindiğinde dindar kesimin tamamı tasavvufçu, mezhepçi cahili kirlerle kuşatılmıştı. Çok partili dönemle birlikte ise karşıtına sığınmacı bir anlayışla milliyetçi, devletçi, sağcı bir yapı içselleştirilmişti.
İslam coğrafyasındaki Müslüman düşünürlerin eserlerinin Türkçeye çevrilmesi 70'li yıllara tekabül ediyordu. Fiz ila-il Kuran, Dört Terim, Yoldaki İşaretler vb. kitaplar dindar kesimin özellikle de üniversiteli gençlerin kendilerini ve din algılarını sorgulama ve tartışma sürecine girmesine yol açıyordu.
70 'li yıllarda tevhidi bir uyanışın başlamasında üç kesim etkili olmuştur:
1- Hizbuttahrir ekolünden gelen Ercüment Özkan ve arkadaşlarının illegal çalışmaları özellikle Ankaralı üniversite gençliğini etkiliyordu.
2- Düşünce dergisi ve çevresi; Ali Bulaç, Ahmet Şişman, A.Ağırakça, Beşir Eryarsoy gibi farklı illerden gelen gençler Düşünce dergisi etrafında toplanıyordu.
Kuran ve Sünneti önceleyerek; devletçi, milliyetçi, sağcı çizgiye karşı ''Müslüman'' kimliğini öne çıkarıyordu.
3- Talebe-Şura-Hicret-Tevhid-İslami Hareket vb. dergilerin katkıları…
O gün'e kadar kullanılmayan 'Tağut','Tuğyan',' Devlet', 'Düzen' gibi kavramlar bu dergilerin sayfalarında yer alıyor ve büyük yankılar uyandırıyordu.
70'li yıllarda yaşanan bilinçlenme çabaları, duygu boyutundan tahkik boyutuna geçemediği için yaygınlaşıp hareket aşamasına ulaşamadı '' şeklinde konuştu.
Türkmen'in son derece akıcı bir üslupla gerçekleştirdiği konuşması izleyicilerden gelen soruların cevaplandırılması ile son buldu.