Özgür-Der İzmir Şubesi Alternatif Eğitim Seminerleri'nin bu haftaki konusu 'Kapitalizmin Dönüştürme Sürecinde Gençlik' idi. Sunum Özgür-Der Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Alpay tarafından gerçekleştirildi.
Kenan Alpay, çalışmasının başında kapitalizmle ilgili temel ipuçları verdi: "Liberalizm, sosyalizm, faşizm, İslamcılık kendini tanımlıyor; bu kavramları sahiplenenler var. Ama kimse kapitalizmi sahiplenmiyor, 'Ben bir kapitalistim!' demiyor. Dese dese serbest ekonomi diyor. Kapitalizmi kapitalizm olarak nitelendirenler, ona karşı olanlar; daha çok da sosyalist kesim."
Kapitalizmin oluşum sürecindeki öncüllere de değinen Alpay şöyle konuştu: "Roma'nın çöküşüyle Batı, tahakkümünü yitirdi ama 16. yüz yılla birlikte burjuva sınıfı ortaya çıktı. Asiller, aristokrasi ve kilise adamları yerine bunlar ön plana çıktı. Buharlı makinenin icadıyla artık şehirler üretimin merkezi halini aldı; fabrikalar ve imalathaneler kuruldu. Hayat köyden şehre kaydı. Gelenek terk edildi; yeni bir şehir, aile ve ahlak tipi ortaya çıktı. Aile yapısı genişten çekirdeğe evrildi. Cep ve ev ile birlikte duygu ve düşünce de ayrıldı, ayrıştı. Bütün bunların sonunda artık Batı, kiliseyi de terk etti. Akıl ön plana geçince, vahyin yerine modern zihin getirildi. Dinin emir ve yasaklarının yerini acı ya da haz verme kriteri aldı. 'Nereden geldim; nereye gidiyorum?' sorusu önemini yitirdi. Kişi daha evvelden kendisini mensubu olduğu dini üzerinden tanımlarken, sonralarda ben-birey ve ulus üzerinden tanımlamaya başladı. Ben-birey ortaya çıkınca kulluk, ulus ortaya çıkınca da ümmet kavramları sahip oldukları anlamın önemini yitirdi. Varoluş, eylem ve bilgi anlayışı değişmeye başladı."
Kenan Alpay, kapitalizmle birlikte gelişen/genişleyen yeni ahlakî anlayışın yaygınlaşmasındaki teknolojik boyuta da şu sözlerle değindi: "Radyo, televizyon, internet, cep telefonu vb. şeklinde sıralayabileceğimiz teknolojik evrim neticesinde gündemi bunlar tarafından belirlenen bir nesil ortaya çıktı. Ortalık zenginlik tasavvuruyla dolu; her yer ve alan bir reklam meydanı. Hayatlar kapitalizmin yaptığı programa göre şekillenir olmuş. Sahip olduğu özelliklerini kullanamasa bile herkes belli marka cep telefonlarını alma derdinde. Çok satan kitaplar, çok seyredilen filmler okunup izleniyor. Eskinin piramitleri, şimdinin gökdelenleri yükseklik yarışına girmişler. Namazını kaçıranın huzursuzluğu gibi alışveriş yapamamanın huzursuzluğunu yaşayanlarımız var. Kapitalizm, gelecek kaygısı ve geçim sıkıntısı aşılıyor. Müzik kanallarıyla kadın-erkek ilişkileri tam bir ifsada tabi tutuluyor. Teşhir toplumu, beraberinde röntgen toplumunu da getiriyor. Oysa Ebu Hanife'nin 'İnsanın imanı, hayası kadardır.' dediği rivayet edilir."
Alpay, bütün bunlara karşı yapılabilecekleri ise şöyle sıraladı:
1. Kelimelerimize ve kavramlarımıza sahip çıkmalıyız. Çokeşlilik eleştirilirken metres yaşantısı adı altında zina, fuhuş normalleştiriliyor.
2. Varlık tasavvuru: Dünyada istediğimiz gibi tasarrufta bulunamayız. İnsan azarsa ekini ve nesli ifsad etmeye başlar.
3. Eylem meselesi: Sanat, müzik, sinema gibi alanlarda çirkin-güzel İslam'a göre bilinmeli, bildirilmeli. Lenin, "Propaganda tekrardan ibarettir." der. Propagandayı hafife almamalıyız. Kapitalizm sadece televizyon, diziler, sinema, cep telefonu, seçimler üzerinden değil, ahlak üzerinden de dönüştürür.
Direnci yaygınlaştırmalı, ideallerimizi ve rüyalarımızı değiştirmemeliyiz. Ufkumuzun ne kadar olduğuna bakmalıyız. Görüş açımız sadece okuduğumuz gazete/dergi, içinde olduğumuz cemaat kadar olursa hayatı okuyamayız.
Etkinlik, yapılan katkılarla ve soru-cevap bölümüyle son erdi.
Fazlı İnderin / Haksöz-Haber