Bülent Gökgöz, sunumunda özetle şunları anlattı:
- İctihad, hakkında açık bir nas olmayan konularda, belirli gerekçelerle çıkarımlarda bulunmaktır.
- Vahiy, hayata ilişkin bütün detayları belirlemediği için ictihada ihtiyaç duyuluyor.
- Rasullerin mücadele biçimleri genel anlamıyla birer ictihaddır; peygamberimiz de ictihadlarda bulunmuştur.
- Önceki rasullerin ictihadları da Hz. Peygamber aracılığıyla hepimiz için ders olacak şekilde aktarılıyor.
- Peygamberlerin ictihad etmesi, irade sahibi birer beşer olduklarını gösteriyor.
- Peygamberler ictihadları sonucunda hata etmişlerse, bu durum vahiyle düzeltilerek doğru davranış sergilemeleri sağlanıyor.
- İctihadın ilgi alanı dünyevî yaşamla ilgili; akidevî ya da gaybî alanla ilgili değil.
- Namazın kılınış şekli, rekatları; haccın ayrıntıları gibi ictihadlar ilahî tenkid almıyor ve böylelikle de günümüze kadar mütevatir olarak geliyor.
- Hz. Adem'in tevbesi, Hz. Nuh'un oğluyla ilgili duası, Hz. Yunus'un öfkesi sonucu başına gelenler Hz. Muhammed'e ve bize örnek gösteriliyor.
- Hz. Muhammed bazı ictihadlarında ilahî tenkid almıştır; kimi ictihadlarına da sahabe değişik tepkiler vermiştir. İctihadların temelinde yatan usulî hikmetleri kavrayamayıp şekile takılan insanlar günümüzde de mevcuttur.
- Peygamberimizin illeti devam eden ve Kur'an ile onaylanan ictihadlarının bağlayıcılığı devam ederken, beşerî ve dönemsel durumlarla ilgili ictihadlarının herhangi bir bağlayıcılığı olmayıp bu ictihad çabalarının pratikteki açılım ve aşamalar bakımından örnek değeri vardır.
Gökgöz, sunumunda konuyla ilgili ayetleri ve kimi hadis rivayetlerini aktardı. Soru-cevap ve katkı kısmının ardından program sona erdi.
Fazlı İnderin – HaksözHaber – İzmir