Sosyal güvenlik’ değil; yeni mağduriyet yasası!

Özgür-Der, Meclis gündemine getirilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısının yeni mağduriyetlere gebe olduğunu ve ""sosyal güvenlik" olarak adlandırılamayacağını belirtti.

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada değişim, özgürlük, ekonomik kaynakların hakça paylaşımı, sosyal adalet vaatleri ile halka umut vererek iktidara gelen hükümetin, selefleri gibi IMF'ye teslim olma yolunda yürüdüğü belirtildi. Açıklamada yanlış ekonomi politikalarının  bedelinin yine dar ve sabit gelirli halkın sırtına yüklenmek istediği ifade edildi.

 

Açıklamanın tam metni:

 

Yeni Mağduriyetlere Yol Açacak Bir Tasarı "Sosyal Güvenlik" Olarak Adlandırılamaz!

13.03.2008

 

Hükümet tarafından Meclis gündemine getirilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasa tasarısı kanunlaştığı takdirde, çalışanların sosyal haklarına yeni kısıtlamalar getireceği çok açık. Emeklilik yaşının kademeli artışı, sağlık hizmetlerinden yararlanmak için konulan katkı payları ve maaşlardan yapılan prim kesinti oranlarının artırılması, hazineden sosyal güvenlik sistemine yapılan katkının düşürülmesi gibi durumlar tasarıda çalışanların aleyhine hak kaybı ve sosyal devlet iddiasıyla da çelişmeyi ifade eder.

 

Yapılan  güvenlik reformunun gerekçesi olarak vergi gelirlerinin azlığı nedeniyle oluşan bütçe açıkları ve kaynak yokluğu nedeniyle mevcut sistemin sürdürülemez düzeye gelmesi gösterilmekte. Söz konusu iddialar doğru olsa bile bunun nedeni sürdürülmekte ısrar edilen yanlış ekonomi politikalarıdır. Bu kötü yönetimin  bedelini yine dar ve sabit gelirli halkın sırtına yüklemek ise insafsızlıktır.

 

GSMH'nın yaklaşık %50'sinin sadece 113 bin kişinin cebine gittiği ülkede gelir adaletsizliğinin hangi boyutlara ulaştığı da kendisini gösteriyor. Bu konularda hiçbir önlem alamayan hükümetin bütçe açıklarını gerekçe göstererek çalışanların ve dar gelirlilerin yaşam standartlarını daha da düşürecek olan sosyal güvenlik düzenlemeleri sosyal adalete aykırıdır.

 

Bu gidişat açıkça değişim, özgürlük, ekonomik kaynakların hakça paylaşımı, sosyal adalet vaatleri ile halka umut vererek iktidara gelen hükümetin, selefleri gibi IMF'ye teslim olduğunu ortaya koymaktadır. TÜSİAD'ın 2010 yılı için hedeflerine ulaştıklarını 2007'de ilan etmeleri, küresel hegemonlarla işbirliği içerisindeki sermayenin iktidarını pekiştirdiğinin ikrarı mesabesindedir. Bu anlamda dünyanın en yüksek reel faiz oranlarının global sermayeye sunulmaya devam edilmesi ve vergi yükünün dar ve sabit gelirli vatandaşların üzerinde yoğunlaşması ise Türkiye'deki ekonomik yapının çarpıklığını gözler önüne sermektedir.

 

Ekonomi politikalarının global sermayenin çıkarlarını gözeten emperyalizmin muhasebecisi IMF tarafından belirlenmesinin bir örneği olan yasa tasarısından bir an önce geri dönülmelidir.

 

Özgür-Der Genel Merkezi

Basın Açıklamaları Haberleri

Ey Sisi, Gazze halkının açlık ve susuzluktan ölümünü daha ne kadar seyredeceksin?
Türkiye ve Suriyeli STK'lardan Suriyelilere yönelik saldırılara karşı ortak basın açıklaması
Özgür-Der: Kemalist öğütüm sistemini tartışmadan atılacak hiçbir adım yeni olmayacaktır!
Soykırımcı Çin BM’nin kararına uy, Uygurları serbest bırak
Yurtdışı Filistinliler Halk Kongresi’nden ‘Gazze’deki Soykırımı Durdurun!’ çağrısı