Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:
SİYONİST SALDIRGANLIĞI PROTESTO SUÇ DEĞİL, ONURDUR!
4 Mayıs 2009
Halkın inancını, kimliğini ve taleplerini yok saymak bürokratik iktidar mekanizmasının temel mantığını teşkil etmekte. Halka, insanlara değer vermeyen bu mekanizmanın çarpık bir adalet anlayışı mevcut. Gün geçmiyor ki, zulmü, haksızlığı, saçmalığı koruma ve güçlendirme kaygısı ile hareket eden bu işleyişin muhtelif yansımaları ile karşılaşmayalım. İşte Ankara'da yayın yapmakta olan Denge Radyo yöneticisi Bülent Koca hakkında açılan dava da bu ibretlik manzaralardan biri olarak karşımıza çıkmakta.
Konuyu hatırlayalım: Bu yılın ilk ayında İsrail'in Gazze'ye karşı gerçekleştirdiği ahlaksız, hukuksuz saldırılar olanca vahşiliğiyle devam ediyor. Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi tüm Türkiye ayakta. Kitleler Siyonist saldırganlığı lanetlemek için sokakları, meydanları dolduruyor. Tam da bu günlerde bir İsrail basket takımının maç yapmak üzere Ankara'da bulunduğu bilgisi medyaya yansıyor. Ankara Filistin Dostları, Siyonist caniliğin tüm dünyanın gözleri önünde böylesine dizginsiz bir biçimde sürdüğü bir ortamda Türkiye'nin Telekom takımıyla İsrail'in Bnei Hasharon takımları arasında yapılması planlanan bu maçın protesto edilmesi çağrısında bulunuyor. Ankara Filistin Dostlarının sorumluluk bilincini yansıtan bu çağrısına 92.1 frekansından yayın yapmakta olan Radyo Denge de yer veriyor. Ankara Filistin Dostlarının bu haklı çağrısı, hukuktan, ahlaktan ve kardeşlikten yana geniş bir topluluğu harekete geçiriyor ve yoğun protestolara sahne olan maç iptal ediliyor.
Çarpıcıdır: Geriye doğru baktığımızda vahşete karşı Türkiye coğrafyasında ortaya konan somut tepkiler arasında dikkat çekici bir yeri olduğunu gördüğümüz bu protesto eylemi bizler açısından ne kadar sevindirici ve onur verici ise; işbirlikçiliği karakter edinmiş çevreler nezdinde de o ölçüde tehlikeli bir eylem olarak algılanmakta. Ve doğal sonuç olarak İsrailsever TC kurumlarının harekete geçtiğine şahit oluyoruz. Ankara Emniyet Müdürlüğünün suç duyurusu üzerine Radyo Denge yöneticisi Bülent Koca hakkında Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesinde 7,5 yıla kadar hapis cezası ve ayrıca bir dizi hak mahrumiyeti talebiyle dava açılmış bulunuyor.
Bülent Koca'nın "suça teşvik" suçlamasıyla yargılanması ibretlik bir durumdur. Bu ülkede yargı mekanizmasının zulme ve sömürüye karşı çıkıp kardeşlik ve adaletten yana tavır koyanlar hakkında emperyalizme ve Siyonizme kalkan oluşturacak şekilde bundan önce de defalarca yargılamalar yaptığını, kararlar verdiğini biliyoruz. Bu dava da bu işbirlikçilik, suç ortaklığı zincirinin yeni bir halkasını teşkil ediyor.
Oysa topluma, kitlelere İslami ve insani sorumlulukları gereği katliamı, vahşeti, caniliği seyretmekle yetinmeyip, hiç olmazsa sokaklarda bu zulmü lanetleme çağrısında bulundukları için hiç kimse suçlanmamalı, bilakis takdir edilmelidir. Bu yüzdendir ki, Filistin Dostlarının seyirci olmama çağrısı da, bu çağrıyı yansıtan Radyo Denge'nin yayını da suç değil, bilakis onurlu bir eylemdir.
Ortada bir suç varsa eğer, bu protesto çağrısı yapanların eyleminde değil; halkın Gazze acısını derinden hissettiği, tüm yeryüzü halklarının meydanları doldurduğu ve İsrail'i lanetlediği bir vasatta Siyonist çeteyi temsil eden bir topluluğun hiçbir şey olmamış, hiçbir olağanüstülük yaşanmamış gibi maç yapmak üzere davet edilmeleri ve ağırlanmalarında aranmalıdır. Hiç kuşkusuz böylesi bir atmosferde söz konusu maç organizasyonunun kendisinin saçma, çirkin ve provokatif bir eylem olduğu açıktı. Birileri suçlanacaksa eğer, bu herhalde maçın iptalini sağlayarak provokasyonu engelleyenler değil, bizzat böylesine bir provokasyona zemin hazırlayan yetkililer olmalıdır.
Radyo Denge Gazze'ye yönelik saldırıların sürdüğü bir vasatta haklı, gerekli ve sorumluluk bilincine uygun bir çağrıyı seslendirmiştir. Bundan ötürü suçlanmasını, yargılanmasını zulüm olarak görüyoruz. İnanıyoruz ki, bir gün mutlaka hepimiz, her birimiz "İsrail caniliğinin yaşandığı günlerde siz ne yaptınız?" sorusuna muhatap olacağız. Filistin Dostları ve Radyo Denge inşallah o gün bu yargılamaya konu olan eylemi bir şeref belgesi olarak sunacak. Ya adaletsizliklerini, zulümlerini yetmezmiş gibi bir de Siyonist işbirlikçiliğiyle tahkim edenler, ya onlar o gün nasıl hesap verecekler?
ÖZGÜR-DER
İlgili Haber: