Genelkurmay'ın tüm somut, açık ve de kirli girişimlerde merkezi bir konumda durduğunu belirten Özgür-Der, ardı ardına açığa çıkan darbe girişimleri, cunta oluşumları ve kanlı planların bu gerçeği net biçimde ortaya koyduğunu belirtti. Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya imzalı bildiride, Başbakan'ın tavrının Genelkurmay'ın Taraf'ın haberine soruşturma açmasından çok daha vahim olduğu belirtildi. Rıdvan Kaya, emri altındaki Genelkurmay Başkanı'ndan başlayarak, tüm ilgililerden hesap sorması gereken Başbakan'ın "Kaşımayalım, kurumlarımızı yıpratmayalım!" şeklindeki sözlerini kafayı kuma gömme tavrı olarak niteledi ve bu söylemle varılacak yerin darbecilere boyun eğmek, militarizme selam durmak olacağını ifade etti.
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:
KURUMLARI YIPRATMAYALIM, BIRAKALIM ONLAR
HEPİMİZİN CANINA OKUSUNLAR!
21 Kasım 2009
Bir askeri cumhuriyet olarak kurulan ve yakın tarihinde gerçekleşen periyodik darbelerle bu niteliği belirginleşen Türkiye'de son yıllarda militarist kuşatmadan sıyrılma çabaları hız kazanmış durumda. Buna karşın statükoyu koruma kaygısıyla militarist unsurların da çabalarını yoğunlaştırdığı görülmekte. Ardı ardına açığa çıkan darbe girişimleri, cunta oluşumları, kanlı planlar bu gerçeği net biçimde ortaya koymakta. Genelkurmay tüm bu somut, açık ve de kirli girişimlerde merkezi bir konumda durmakta. Açığa çıkarılan, deşifre edilen cunta faaliyetlerinin teşhir edilmesinden, boşa çıkartılmasından ziyade örtülmesine, geçiştirilmesine yönelik bir tutum açıkça kendini hissettirmekte.
En son olarak Kafes adı verilen Deniz Kuvvetlerinde örgütlenmiş cunta oluşumu hakkında da aynı tutumun sergilendiği görülmekte. Taraf gazetesinin günlerdir sürdürdüğü yayınlarıyla bu cunta oluşumunun gayrimüslim vatandaşları ve onların kurumlarını hedef alan kanlı saldırılar gerçekleştirerek, hükümeti ve dindar insanları zor duruma düşürmeyi ve bu yolla meydana gelecek kargaşa ortamıyla darbeye zemin oluşturmayı hedeflediği görülmekte. Birisi emekli, 3 amiral ve çok sayıda subayın adının karıştığı bu cuntanın amacına ulaşmak için topluca çocukları da öldürmek de dahil olmak üzere ne ölçüde gözü dönmüş planlar yaptığını ibretle izliyoruz.
Ve tüm bu kirlilikler, suçlar, vahşet planlarına karşın hesap vermesi gereken Genelkurmay konuyu deşifre eden Taraf gazetesini suçlamayı tercih ediyor. Her zaman yaptığı gibi kendisini ve mensuplarını koruma refleksiyle kamuoyunu dehşete düşürecek boyutta bir olayı örtmeye çalışıyor. Cunta faaliyetine karıştıkları açığa çıkan isimleri hala açığa almayan, haklarında herhangi bir işlem yapmayan hatta bazılarını önemli görevlere getiren Genelkurmay bu tavrıyla açıkça yasadışı faaliyetlere karışan mensuplarını kollamakta, cuntaları özendirmektedir. "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır!" tutumunu sürdüren Genelkurmay bu cinayet planlarını yayımlayan Taraf gazetesi hakkında suç duyurusunda bulunabiliyor.
Daha vahimi ise Hükümet'in ve Başbakan'ın tutumu. Emri altındaki Genelkurmay Başkanı'ndan başlayarak, tüm ilgililerden olan bitenlerin hesabını sorması gereken Başbakan, "Konu yargıya intikal etti, kaşımayalım, kurumlarımızı yıpratmayalım!" şeklinde konuşabiliyor. Geçmiş dönemlerde ve siyasal iktidarlarda sıkça rastladığımız bu söylem acziyet söylemidir, bu tavır kafayı kuma gömme tavrıdır. Başbakan ve tüm siyasiler bilmeli ki, "Kurumlarımızı yıpratmayalım!" söylemiyle varılacak yer darbecilere boyun eğmektir, militarizme selam durmaktır. Cunta ve darbeci çabaları sıradan ve normal bir şey gibi gösteren bu tavrı kınıyor, herkesi sorumluluğuna uygun hareket etmeye çağırıyoruz.
ÖZGÜR-DER