Saraçhane'de toplanıp belediye binası önüne yürüyen Özgür-Der mensupları burada bulunan İBB mağdurları ile bir araya geldi.
Eylem sırasında "İstanbul Büyükşehir Belediyesinde İşçi Kıyımına Son!" yazılı pankart taşınırken katılımcılar "Ey Kılıçdaroğlu Namus Sözün Seçime Kadar mıydı?", "Ey İmamoğlu Hani Kimse İşinden Olmayacaktı?" ve "Vaat: İstanbul Halkını Kucaklamak! İcraat: Binlerce Çalışanı Sokağa Atmak!" yazılı dövizler taşıdı.
Haksöz Dergisi Yazarı Hamza Türkmen eylem sırasında yaptığı konuşmada Hz. Muhammed'in 'İşçinin hakkını teri kurumadan verin' sözünü hatırlatarak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun SMS yoluyla aşağılayıcı bir şekilde çalışanları işten çıkartarak bunu göz ardı ettiğini söyledi.
İşten çıkarılan insanların sınav ve mülakat gibi şartları yerine getirerek ihtiyaca binaen göreve getirildiklerini belirten Türkmen CHP'nin seçim sonrası insanların işten çıkarılmayacağına dair verdiği namus sözlerini tutmadığını ifade etti.
Türkmen ayrıca mağdur işçiler hakkında 'ATM memuru' gibi iftiralar atıldığına değinerek, ilginç bir şekilde belediyeden çıkarılan işçiler sonrasında boş pozisyonlar oluştuğuna ve yeni işçi alımları yapıldığına dikkati çekti.
"Bugün direnişe destek vermeyen ve mağduriyeti tahfif etmeye çalışan ve yıllardır emek kutsaldır sloganı atan sendikalara, sol ve sosyalist kesimlere yazıklar olsun." diyen Türkmen ayrıca belediye kaynaklarından edinilen bilgilere göre binlerce çalışanın daha işten çıkarılacağını ve mağdur işçilerin direnişinin yeni işten çıkarmalara karşı bir barikat görevi gördüğünü bildirdi.
Özgür-der Genel Başkan Yardımcısı ve Yeni Akit Gazetesi Yazarı Kenan Alpay da bir konuşma yaparak CHP'nin seçim vaatleri kapsamında belirttiği israfı bitirme iddiasına kirasını zor ödeyen işçileri kapıya koyarak başladığını söyledi.
İşten çıkarılan insanlar hakkında 'bankamatik memuru' yakıştırması yapıldığını fakat belediyenin teftiş kurulunun işten atma sürecinde işletilmediğini ve gerekli delillerin toplanmadığını kaydetti.
"Emeğinin hakkıyla rızkını kazanan insanları kamu kaynaklarını sömüren insanlar gibi göstererek kamu nezdinde bu insanları itibarsızlaştırdılar." diye konuşan Alpay bu hareketin 'kucaklaşma' iddiasıyla bağdaşmadığını ve ortada bir tiyatro oynandığını ifade etti.
Alpay, İşçinin emekçinin hakkını inkar eden ve gasp eden bir siyasetin geleceğinin olamayacağını anlatarak mağdur işçilerin direnişine sahip çıkmanın insanlar üzerine bir vazife olduğunu söyledi.
Ayrıca belediyenin mobing gibi yöntemlerle diğer işçileri de mağdur edeceğini belirterek CHP kanadından verilen namus sözleri karşılığında makul bir izah getirilmediğini hatırlattı.
"İşçinin sofrasında gözü olan iki bardak çayı kıskanan bir siyasetçinin Türkiye toplumu ile kucaklaşması ve daha büyük görevlere aday olması yalan olur." diyen Alpay mağdurların direnişinin bir hak ve özgürlük mücadelesi olarak kayıtlara geçeceğini bildirdi.
Yapılan konuşmalar sonrasında katılımcılar mağdurlarla birlikte oturma ve ıslak eylemi yaparken protesto sırasında "Direnen İşçiler Kazanacak!", "Kılıçdaroğlu Namus Sözü Ne Oldu?", "İBB İşçisi Yalnız Değildir!" "Atılan İşçiler Geri Alınsın!" sloganları atıldı.
Eylem Grup Yürüyüş solisti Mehmet Ali Aslan'ın katılımcılar ile birlikte 'Savaşa Girdin Kalbim' isimli marşı ile son buldu.