Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, işgal koalisyonunun Musul'a operasyon düzenlemeye hazırlandığı bir vasatta IŞİD'le mücadeleye destek amacıyla Bağdat'a iki uçak dolusu askeri yardım gönderilmesine sert tepki gösterdi. Taifeci-mezhepçi-işkenceci bir rejime verilen desteğin utanç verici olacağını açıklayan Kaya, hükümeti, koalisyon adı altında oluşturulmuş emperyalist saldırganlığa hiçbir biçimde destek vermemeye çağırdı.
Açıklamanın tam metni:
Türkiye İşgal Koalisyonuna ve Taifeci Orduya Destek Vermemelidir!
4 Mart 2015
Uluslararası medyada Irak ordusu ve ABD önderliğindeki işgal koalisyonunun Musul'a yönelik büyük bir operasyon hazırlığı yaptığına ilişkin söylentilerin arttığı bir vasatta Türkiye Hükümetinden muğlak ve tedirgin edici sinyaller geldiği gözlemlenmektedir. Uzun bir süredir, Irak da dahil olmak üzere bölgemizde yaşanan sorunlara bölge halklarının iradesi doğrultusunda çözüm aranması gerektiği tezini ısrarla savunmuş AK Parti Hükümetinin Irak politikasında tutum değişikliğine mi gittiği sorusu gündemdedir.
Bu bağlamda Türkiye'nin Irak ordusuna yardım amacıyla dün itibariyle 2 uçak dolusu askeri malzeme gönderdiğine dair açıklamayı hayret ve üzüntüyle karşılamaktayız. Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliğince yapılan açıklamada "Türkiye, gerek DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu bünyesinde, gerekse ikili düzeyde, terörle mücadelesinde dost ve kardeş Irak Hükümetinin ve halkının yanında olmayı ve Irak'ın birliği ve bütünlüğü, istikrarı, güvenliği ve refahı için elinden gelen katkıları sunmayı sürdürecektir" denilmektedir.
Hangi kılıfla sunulmaya çalışılırsa çalışılsın, yapılan iş tam bir aldatmacadır, utanç vericidir!
ABD öncülüğündeki işgal koalisyonunu "DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonu" adıyla meşrulaştırmaya kalkışmak aldatmacadan başka neyle ifade edilebilir ki? 2003'ten bu yana Irak'ta her türlü insanlık suçlarına imza atan, 10 yılı aşkın bir süredir işgal altında tuttuğu bu ülkeyi her açıdan tarumar eden, adeta cehenneme çeviren Amerikan emperyalizmini, Amerikan suçlarını örtmek için üretilmiş 'koalisyon' kavramının ardına gizlenmek yakışık alıyor mu?
Türkiye "terörle mücadelesinde dost ve kardeş Irak hükümeti ve halkının yanında" imiş!
Türkiye Musul halkının işgalci-mezhepçi askeri güçlerce kurtarılmak için gün saydığını nereden çıkartıyor? İbadi hükümetine bağlı askeri güçler Musul'a girecek olurlarsa, Musul halkının kendisini kurtulmuş mu sayacağı, yoksa asıl o zaman yeniden ve çok daha kanlı bir işgale uğramış olarak mı göreceğini anlamak hiç zor olmasa gerek!
Irak hükümeti dediğiniz gücün Irak halkının bir kısmına karşı ayrımcı ve zalimane uygulamalarıyla tam bir işgal gücü gibi hareket ettiğini bilmiyor musunuz? İşgalcilerle işbirliği içinde ve mezhepçi-taifeci saiklerle Sünni halkı ezen, sindirmeye çalışan, sistematik biçimde işkence ve katliam politikaları izleyen silahlı güçler sadece üzerlerine birer üniforma geçirdiler diye Irak ordusu sıfatını hak etmiş mi oluyorlar? Oysa teröre karşı destek vereceğinizi açıkladığınız unsurların bizatihi her türlü terörist faaliyetin içinde olduğunu gayet iyi biliyorsunuz! Yok, eğer unuttuysanız, Sayın Tarık Haşimi'yi çağırıp bilgi tazelemesi yapmanız da mümkün!
IŞİD'in savunulabilecek bir anlayış ve çizgiyi temsil etmediği açıktır ama bu IŞİD'in Irak'ta sistematik biçimde işlenen işbirlikçi-mezhepçi politikaların sonucu olduğu gerçeğini değiştirmez. Ve IŞİD'e karşı tavır adına zalimane statükonun yeniden tesisine yönelik çabalara destek olmanın hiçbir biçimde Irak'ın mazlum halkının lehine olmayacağı da!
Bu gerçeği anlamazlıktan gelenler, IŞİD'den kurtarıldığı iddia edilen yerlerde ordu güçleri ve milislerin neler yaptığına, nasıl işkence ettiklerine, insanları nasıl aşağıladıklarına, ortadan kaldırdıklarına bakabilirler. Aslında sadece bu mezhepçi fanatik 'kurtarıcılar'ın söz konusu harekâtlara giderken nasıl bir ruh hali ve görüntü içinde olduklarına bakmak bile asıl teröristin kim olduğu gerçeğini anlamaya yeter de artar bile!
Irak'ta sorun Maliki'nin şahsından ibaret bir sorun değildi. Dolayısıyla kendisinin geri çekilip yardımcısının sahne önüne çıkmasıyla köklü bir değişim yaşandığı algısının oluşturulması kandırmacadır, olsa olsa tutum değişikliğine gitmek isteyenlerin arkasına düştükleri bir bahanedir!
Türkiye, Irak'a yönelik politikasında ABD ve İran'ın paralelinde bir tutum almakla uluslararası siyasi arenada belki üzerindeki baskıları bir miktar hafifletebilir ama bunun Iraklı mazlumların yanında olma erdemini, onurunu kaybetme pahasına elde edilmiş son derece süfli bir kazanım olacağı açıktır! Aynı güçlerin yarınlarda aynı dayatmalarla ve yine "terör tehdidine karşı tedbir" adı altında Beşşar Esed zaliminin iktidarının sürdürülmesi için de Türkiye'ye rol vermeye kalkışmaları ise hiç şaşırtıcı olmayacaktır!
AK Parti Hükümeti hangi nedenle olursa olsun Irak politikasında işgalci, zalim ve taifeci güçlerden yana tavır almamalı, koalisyon adı altında oluşturulmuş emperyalist saldırganlığa hiçbir biçimde destek vermemelidir!
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı