Basın açıklamasının tam metni:
Vakit Gazetesini Susturma Çabasını Kınıyoruz!
Vakit Gazetesinin Ankara bürosundaki bilgisayarlar ve faks cihazının haczedilmesini tipik bir susturma operasyonu olarak değerlendiriyoruz. Medya patronu Aydın Doğan ve Hürriyet Gazetesi başyazarı Oktay Ekşi'nin Vakit aleyhine açtıkları davaya binaen gerçekleştirilen bu haciz olayı holding medyası söz konusu olduğunda kanunların bir hükmünün bulunmadığının yeni bir göstergesi olmuştur. İcra Kanununun "Haczi Caiz Olmayan Mallar" başlıklı kuralına rağmen gazetenin yayınını sürdürmesini imkansız kılacak şekilde gerçekleştirilen bu haciz eylemi Türkiye'de egemenlerin çıkarları ile çeliştiğinde hukukun görmezden gelinebileceği kuralının esas olduğunu da bir kere daha göstermiştir.
Vakit Gazetesinin yayınının engellenmesi amacını taşıyan bu icraatın "Basın Konseyi Başkanı" sıfatını taşıyan bir kişi tarafından gerçekleştirilmesi ise aynı şekilde "basın özgürlüğü" kavramının ne kadar seçici ve ikiyüzlü bir tarzda kullanıldığının da ispatı olmuştur.
Öte yandan bu olayı Türkiye'de yargı mekanizmasının işleyişindeki çarpıklığın da daha fazla zaman kaybetmeksizin ele alınması zorunluluğuna bir işaret olarak görmekteyiz. Hacze yol açan dava konusu habere bakıldığında bu çarpıklık açıkça görülmektedir. Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer hakkında tüm medyanın serbestçe hakaretler, iftiralar yönelttiği bir konuyla ilgili olarak, Vakit gazetesinin bu olayın ardından farklı hesaplar olabileceğine dair haberi Ankara 20. Asliye Hukuk mahkemesince cezalandırmayla sonuçlanmıştır.
Mahkemelerin kişilik haklarının ihlali ve hakaret davalarında tam bir keyfilikle davrandıkları ortadadır. Laik-Kemalist sistem yanlısı kişi ve kurumlara yönelik her türlü eleştiri ve iddialar en ağır tazminat cezalarıyla sonuçlanırken; holding medyasının bilhassa İslami kimlikli kişi ve kurumlara yönelik en çirkin iftiralar ve hakaretler ise eleştiri kapsamında değerlendirilmektedir. Bu olayda da açıkça görülen bu tutarsızlığın, keyfiliğin önüne geçilmesi için gereken yasal düzenlemelerin bir an önce gerçekleştirilmesini bekliyoruz.
Hülya Şekerci
Özgür-Der Genel Başkanı