Abdullah Öcalan'ın çağrısı sonrası Türkiye'ye giriş yapmak üzere Mahmur kampından ve Kandil'den yolan çıkan PKK'lıların tutuklanmaması gerektiğini söyleyen Özgür-Der, Hükümet'in bu girişime uygun bir karşılık vermesinin, çatışmaların yol açtığı acıların dindirilmesi ve sürecin çözüm talebine uygun biçimde seyretmesi açısından şart olduğunu söyledi.
Rejimin ırkçı, inkarcı yaklaşımından kaynaklanan Kürt sorunu ve bu sorun kaynaklı çatışmaların on yıllardır devasa acılara yol açtığını belirten Özgür-Der, çatışan tarafların neredeyse hiçbir ilke, kural gözetmeksizin temel insan haklarını ve hukuku yok sayarak milliyetçi bir körelmenin yol açtığı sarhoşlukla büyük zulümlere imza attıklarını vurguladı. Ancak kimsenin geçmişte yaşanmış-yaşatılmış acıları, zulümleri yeni acıların zemini kılmaması gerektiğini ifade eden Özgür-Der, "Savaşın sürgit sürmesine yol açacak politikalar reddedilmelidir." dedi.
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklama:
ÜLKEYE DÖNÜŞ GİRİŞİMİ KÜRT SORUNUNA BARIŞÇIL ÇÖZÜM BULUNMASI İÇİN FIRSATTIR, DESTEKLENMELİDİR!
19 Ekim 2009
Bir süredir tıkanma görüntüsü veren Kürt açılımı tartışmaları bugün yeni bir aşamaya giriyor. PKK üyesi bir grubun Mahmur kampından ve Kandil'den Türkiye'ye dönecek olmaları çatışmaların sona ermesi ve Kürt sorununa barışçıl temelde çözüm bulunması umutlarını artırmıştır. Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla gerçekleşen bu girişim çatışan taraflardan biri olarak PKK'nın uzun bir zamandır savunduğu, dillendirdiği soruna barışçıl, demokratik çözüm önerisinde ısrarlı ve samimi olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmelidir.
Şüphesiz her çatışma, savaş boyutlarına ulaşmış her kavga ardında unutulması zor acılar, mağduriyetler, haksızlıklar ve zulümler bırakır. Nitekim en temelde rejimin ırkçı, inkarcı yaklaşımından kaynaklanan Kürt sorunu ve bu sorun kaynaklı çatışmalar da on yıllardır devasa acılara yol açmıştır. Çatışan taraflar neredeyse hiçbir ilke, kural gözetmeksizin temel insan haklarını ve hukuku yok sayarak milliyetçi bir körelmenin yol açtığı sarhoşlukla büyük zulümlere imza atmışlardır. Mamafih kimse geçmişte yaşanmış-yaşatılmış acıları, zulümleri yeni acıların zemini kılmamalı; savaşın sürgit sürmesine yol açacak politikalar adalet ve hukuk kılıfına sarılarak savunulmamalıdır.
Bu aşamada devletin ve hükümetin tavrı ülkenin bundan sonra nasıl bir sürece gireceği konusunda belirleyici olacaktır. Şüphesiz on yıllardır savaş rantıyla beslenmiş, korku ticaretiyle şişirdikleri yelkenleriyle yol almaya alışmış statüko muhafızlarının alışkanlıklarından, çıkarlarından kolayca vazgeçmeleri beklenemez. Üstelik kesintisiz biçimde resmi ideolojinin akıldışı dayatmalarıyla, mantık ve vicdanı dumura uğratan propagandalarıyla şekillendirilmiş zihinlerle yol almanın zorluğu da ortadadır. Bununla birlikte gelinen aşamada artık alışkanlıkları, kalıplaşmış yaklaşımları sürdürmenin mümkün olmadığı, eski tarzın iflas ettiği ve yeni bir sürecin başlatılmasının kaçınılmaz bir gereklilik, bir mecburiyet teşkil ettiği de açıktır.
Tam bu noktada herkesin adımlarını bu açık, tartışmasız gerçeği göz önünde bulundurarak atması gerektiğinin altını çiziyoruz. Çatışan taraflar toplumun barışçıl çözüm beklentisine uygun politikalar geliştirmelidir. Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla PKK'nın bir grup mensubunu barışçıl çözümden yana olduğunu teyit etmek maksadıyla ülkeye gönderme kararı önemsenmesi ve desteklenmesi gereken bir girişimdir. Devletin ve hükümetin bu girişime uygun bir karşılık vermesi çatışmaların yol açtığı acıların dindirilmesi ve sürecin çözüm talebine uygun biçimde seyretmesi açısından şarttır. Bu aşamada gereksiz ve sonuç getirmeyeceği kesin ajitatif söylemler savurarak, ülkeye dönen kişileri tutuklayarak sürecin devamı engellenmemelidir. Daha önemlisi de gelinen noktada hükümet eski yaklaşımı sürdürmek isteyen güçlerin olası provokasyonlarını boşa çıkartacak bir tutum geliştirmelidir.
Özgür-Der