HAKSÖZ-HABER
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, İsrail’in özrü ile yeniden gündeme gelen Mavi Marmara ve tazminat konusu hakkında bir açıklama yaptı.
Hükümet mensuplarının Mavi Marmara özrünü fırsat bilip Siyonist İsrail’le ilişkilerini düzeltme eğiliminde olmaları hususunda kaygılarını dile getiren Rıdvan Kaya, İsrail sorununun, Mavi Marmara’ya endekslenemeyecek kadar derin olduğuna dikkat çekti.
Şehitlerin ailelerinin taleplerinin de altını çizen Kaya, Bülent Arınç’ın açıklamalarını da eleştirdi: “Siyonist çetenin işlediği suçların örtülmesine alet olmayın! Bırakın, elleriniz temiz kalsın!”
Özgür-Der açıklamasının tamamı:
Siyonist Çeteyle Yakınlaşma Telaşı mı?
9 Nisan 2013
Mavi Marmara hadisesinden dolayı İsrail’in özür dilemesi ABD ile birlikte içerideki İsrail yanlısı çevreleri de harekete geçirmiş görünüyor. İsrail ile ilişkilerin yeniden tesisinin Türkiye için olmazsa olmaz bir gereklilik olduğu; bölge barışı, istikrar, kalkınma vs. vs. adeta her bir şeyin İsrail ile iyi münasebetler kurmaktan geçtiğine dair propagandalarla toplumun zihni şekillendirilmeye çalışılıyor.
Türkiye’nin bir an önce Siyonist çeteyle ilişkilerini güçlendirmesi gerektiğini dillendirenler özetle “tamam işte, özür dilendi, tazminat da ödenecek, bir an önce eskiye dönelim” havasındalar. 31 Mayıs 2010 tarihinde Akdeniz’in sularında yaşanan Siyonist zorbalığı örtme-unutturma çabaları hız kazanmış durumda. 9 insanın vahşice katledilmesi, onlarca kardeşimizin yaralanması bu çevrelerce bugüne kadar çoktan halledilmesi gereken bir “pürüz” gibi algılanıyor ve sunuluyor.
Bu yaklaşım tarzının çirkinliğine, zalimliğine dikkat çekerken; kardeşlerimizin kanlarının boşuna akmadığını, Filistin davasına bağlılığımızın parayla satın alınıp, özürle geçiştirilebilecek bir şey olmadığını vurguluyoruz. Kaldı ki, gerek biz Müslümanlar gerekse de adalet ve vicdan duygusuna sahip tüm insanlar açısından sorunun Mavi Marmara değil, Filistin’de süregelen Siyonist işgal sorunu olduğunun bir kere daha altını çiziyoruz.
Ve soruyoruz: “İsrail sorunu”nu Mavi Marmara hadisesinden ibaret gören ya da “İsrail sorunu”nu Mavi Marmara’ya endeksleyerek tanımlamaya çalışanlar İsrail gerçeğini gizlemeye kalkarak ya da görmezden gelerek adaletin, barışın, insanlığın tesis edilemeyeceğini görmüyorlar mı? Tam 65 yıldır İslam topraklarını işgal eden, ilk kıblemiz Kudüs’ü Yahudileştirmeye çalışan, kurulduğu tarihten bu yana vahşice katliamlar işleyen bu çetenin suçu Mavi Marmara katliamından ibaret midir ki, Mavi Marmara özrü ve tazminatına fit olalım?
Bu noktada Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kamuoyuna yansıyan açıklamalarından bilhassa rahatsız olduğumuzun, tedirginlik duyduğumuzun bilinmesini isteriz. Sayın Arınç’ın, tazminat prosedürü tamamlandığında Mavi Marmara ile ilgili süren davaların geri çekilmesi gerektiğine ilişkin ifadelerini büyük bir yanlışlık olarak görüyor ve kesinlikle kabul etmiyoruz. Mavi Marmara’da şehit olan kardeşlerimizin aileleri tazminat değil, adalet peşindedirler. Davalarını geri çekmelerini beklemek şehitlerimize hakarettir!
Siyonist çeteyle ilişkilerin yeniden geliştirilmesi konusunda malum çevrelerin telaşını izah etmek bizim açımızdan hiç zor olmuyor ama Sayın Arınç’ın da bu yönde açıklamalar yapmasını anlamakta zorlanıyoruz.
Neyi özlüyoruz? Konya hava sahasında Siyonist ordunun jetlerinin TSK’ya bağlı uçaklarla birlikte katıldıkları “Anadolu Kartalı" tatbikatlarını mı? Akdeniz’de Siyonist gemileriyle birlikte yapılan “Güvenilir Deniz Kızı” tatbikatlarını mı? 28 Şubat sürecinde Türkiye siyasetine, ordusuna, ekonomisine musallat olmuş “İsrailleşme” kirliliğini mi? Mossad’ın Türkiye’de cirit atmasını mı?
Sorun vicdanınıza! Siyonistlerle görüşmek, davetlerine katılmak ya da davet etmek zorunda kaldığınız günlerde içinizde bir burukluk yaşamıyor muydunuz? Ellerini sıkmak durumunda kaldığınız Siyonist çete şeflerinin ya da temsilcilerinin ardından acaba ellerinizi yıkama ihtiyacı hissetmiyor muydunuz? İnanıyoruz ki, sizler de bu katillerle karşılaşmaktan, temastan rahatsızlık duyuyor, sıkılıyordunuz!
Sayın Arınç’ın Mavi Marmara katliamının yaşandığı gün medyaya verdiği “Kimse İsrail’e karşı savaş açmamızı beklemesin” şeklindeki garip beyanını unutmuş değiliz. Oysa hiç gerek yoktu, zaten kimse böyle bir şey beklemiyordu! Ama şimdi şunu hatırlatma ihtiyacı hissediyoruz. Tamam, savaş açmayın ama Siyonist çetenin işlediği suçların örtülmesine de alet olmayın! Bırakın, elleriniz temiz kalsın!
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı