Basın açıklamasının metni:
FİŞLEME REZALETİ HAKKINDA MİT KAMUOYUNA AÇIKLAMA YAPMALIDIR!
30 Nisan 2010
Vakit Gazetesinde 29 Nisan tarihinde yayınlanan "Çok Gizli" damgalı MİT raporu Türkiye'de fişleme-yaftalama geleneğinin kolayca tasfiye edilemeyecek bir hastalık olduğunun bir kere daha teyidi olmuştur. Ne enteresandır ki, bir yanda devlet içindeki illegal yapılanmaların ve bilhassa da Ergenekon adı verilen çetenin kirli icraatları ve karanlık senaryolarının ifşa edildiği bir süreç yaşanırken, aynı anda devlet kurumlarının halkı düşmanlaştırma mantığını yansıtır tarzda çalışmalarını aynen sürdürdükleri görülmektedir.
Gazetede MİT raporu olarak yayınlanan ve "Güvenlik İstihbaratı Başkanlığı Yıkıcı Dini Faaliyetler Başkanlığı 2010 Yılı Hedef Öncelik Tablosu" başlıklı çizelgede birtakım örgütlerin, kuruluşların ve çevrelerin isimlerinin yer aldığı görülmektedir. 2009 yılında yayınlanmış çizelgeye bazı eklemeler yapılarak hazırlanmış ve dereceler şeklinde kategorilere ayrılmış bu listede İslami kimlikli illegal yapılanmalar yanında kitlesel tabana sahip cemaatlerin ve yasal zeminde faaliyet gösteren vakıf, dernek gibi örgütlerin de yer aldığı görülmektedir.
Fethullah Gülen Cemaatinden Süleymancılara, İHH'dan Mazlum-Der'e, Akder'e, Asder'e ve daha bir dizi isme yer verilen bu liste İslami duyarlılığa sahip toplumsal çabaları tehdit olarak algılayan paranoyak bir mantığın uzantısıdır. Yasal zeminde kurulmuş ve faaliyet yürüten yardım kuruluşlarını, insan hakları örgütlerini, üniversitede ve orduda ayrımcılığa maruz kalan mağdurların hak arama çabalarını "yıkıcı dini faaliyet" başlığı altında yaftalayan bu tür bir zihniyet hukuk devleti olma önünde en büyük engellerden biridir.
"İrticayla Mücadele Eylem Planı" adlı darbe hazırlığının sorumluları hakkında dava açıldığının duyurulduğu bir günde basına yansıyan bu belge traji komik bir durum arzetmiştir. Bir yandan kirli senaryolara bulaşan unsurları açığa çıkarma ve Genelkurmay korumasından kurtarabilirse yargı önüne çıkartma mücadelesi veren hükümetin, doğrudan kendi denetimi altındaki bir kurumda hazırlanan senaryolara ilgisiz kalması büyük bir çelişki demektir. Başbakanlık, yanı başındaki Dursun Çiçekleri ihmal etmemelidir.
İlgili bir dairesi tarafından hazırlandığı iddia edilen bu belge konusunda MİT kamuoyuna derhal bir açıklama yapmalı ve yasal temelde faaliyet gösteren kuruluşların hangi yetki ve hakla bu şekilde illegal bir çerçeveye oturtulduğunun hesabı verilmelidir. İslami çabaların bu şekilde karalanması, yaftalanması açıkça hukuksuz bir eylem, aynı zamanda halka düşmanlıktır. Darbecilikle etkili bir mücadele yürütmek isteyen herkes ve her kurum öncelikle bu hastalıklı zihniyetin yansımalarından kendini tümüyle arındırmalıdır.
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı
İlgili Haber: