Suriyeli gönüllü eğitimcilerin maaşları UNICEF tarafından ödenmesine rağmen MEB ile diğer devlet kurumları arasın bürokratik engeller sebebiyle sayıları 12 bini aşan insanın işsiz kalması söz konusu.
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği bu konuda bir basın açıklaması yayımlayarak ortaya çıkabilecek mağduriyetlere dikkat çekip hatadan dönülmesi çağrısı yaptı!
Özgür-Der basın açıklamasının tam metni şöyle:
MAAŞLARI UNICEF’TEN ÖDENEN SURİYELİ ÖĞRETMENLERİ
MEB NEDEN İŞSİZLİĞE MAHKÛM EDİYOR?
09. 09. 2021
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Temmuz ayında aldığı bir kararla Türkiye’de öğrenim çağındaki Suriyeli çocukların eğitimine destek olan ve maaşları Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından ödenen binlerce Suriyeli öğretmenin işine son verildiğini öğrendik. 2 Temmuz 2021 tarihinde yayınlanan ve MEB’e bağlı Hayat Boyu Öğrenim Genel Müdürlüğü imzasını taşıyan yazı ile 2014 Kasım ayında UNICEF ile imzalanan protokol doğrultusunda Suriyeli öğretmenlere teşvik ödemesi yapıldığı belirtilmekte ve Temmuz 2021 tarihinden itibaren bu programın sonlandırılmasına karar verildiği belirtilmektedir.
Bu kararın kimlerce niçin alındığını anlamak mümkün değildir. Bir taraftan kamuoyunda Suriyeli muhacirlerin eğitimli kesiminin Türkiye’de kalmadıkları, Batıya göç ettiklerinden şikayet edilirken, diğer yandan yüksek eğitimli binlerce insanı işsizliğe, açlığa mahkum edecek bir uygulamaya imza atmanın ne anlama geldiğini yetkililerin bildiğini de sanmıyoruz.
Bu kararın Türkiye’de çok zor şartlar altında hayata tutunmaya, ayakta kalmaya çalışan geçici koruma statüsünde bulunan Suriyeli yaklaşık 12.500 öğretmenin mağduriyetine yol açacağı açıktır. Uluslararası bir kuruluş tarafından desteklenerek sığındıkları bu ülkede hayatta kalabilmenin, kendilerini ve ailelerini geçindirebilmenin mücadelesini veren bu insanlardan istenen nedir? Bu şekilde bu çaresiz insanlara “burada yaşamanız mümkün değil, kaçak yollardan Avrupa’ya göç edin, bu arada sınırda yakalanmaz ya da Meriç Nehrinde boğulmazsanız orada hayatınızı sürdürürsünüz” mü denilmek istenmektedir?
Ne yazık ki Türkiye’de muhalefet partilerinin ahlaksızca yükselttiği muhacir düşmanı atmosfer karşısında iktidar güçlü bir şekilde durmak yerine ırkçı kampanyaya taviz üstüne taviz vermekte, sorunu bu şekilde yatıştırabileceğini sanmaktadır. Ne acı ve ayıptır ki Ankara’da geçen ay Altındağ’da yaşanan vahşetin faturası da bir biçimde muhacirlere kesilmiş, Ankara İl Göç İdaresinin aldığı son kararlar bu durumun göstergesi olmuştur. Ve şimdi MEB’in kararı da aynı yanlış ve adaletsiz yaklaşımı yansıtmaktadır.
Oysa bu çıkmaz bir yoldur. Irkçı ajitasyonun bu tür tavizlerle, geri adımlarla geriletilemeyeceği, tam tersine yumuşak karın olarak gördüğü bu noktaya daha fazla yükleneceği görülmelidir. İktidar her halükarda insani, ahlaki ve İslami bir perspektifle meseleyi ele almak ve kardeşliği öne çıkartmak zorundadır. Ayrıca da halka muhacirlerin bu ülkeye bir yük getirmediğini, bilakis yük taşıdıklarını anlatmak zorundadır. Nitekim burada dile getirdiğimiz konuda da görüldüğü üzere Suriyeli öğretmenlere Türkiye bütçesinden bir para ödenmemekte, bu insanlara ödenen meblağ dışarıdan Türkiye’ye gelmektedir. Ne var ki hangi akla hizmetle alındığını bilmediğimiz bir kararla bu ödemelerin durdurulması yoluna gidilmiş, bu şekilde bu insanlar ve aileleri mağdur edilirken, Türkiye’ye destek bağlamında gelen bir meblağın da kesilmesine yol açılmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın acilen bu kararı gözden geçirmesi, UNICEF programı çerçevesinde Suriyeli gönüllü öğretmenlere yapılan ödemelerin sürdürülmesi, eğer bu konuda bir başka program uygulanması düşünülüyorsa bu insanların MEB bünyesinde görevlendirilmelerinin sağlanması gerektiğini hatırlatıyoruz.
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı