Pakistan'da içki, kumar ve gayri ahlaki yerlerin kapatılarak İslam şeriatı hükümlerinin tatbik edilmesi talebinde bulunan Lal Mescidi öğrencilerini bastırmak için birkaç öğrenciyi tutuklayan ve ardından Lal Mescidi'nin internet sitesini ve telefon hatlarını kapatarak haberleşmeyi engelleyen Pakistan hükümeti ile bu uygulamalara 4 polisi rehin alarak cevap veren öğrenciler arasındaki gerilim ne yazık ki kanlı bir operasyonla devam ediyor. Öğrencilerin rehineleri bırakmaları ve uzlaşma yanlısı bir süreç izlemelerine rağmen bir mescid içinde böyle bu katliamın gerçekleştirilmesi Pakistan yönetiminin zorbalığının bir başka göstergesidir.
Abdulaziz Gazi'nin tutuklanmasının ardından Lal Mescidi'ndeki direnişin başına geçen Abdurreşid Gazi'nin öğrencileri temsilen ortaya koyduğu ve direnişin sona erdirilmesi karşılığında sadece öğrencilerin tutuklanmamasını talep eden uygun anlaşma şartları Pakistan hükümetince kabul edilmedi. Görüşmelerin hemen ardından Pakistan Devlet Başkanı Müşerref'in emriyle saatlerce süren bir operasyon sonucunda 50'den fazla medrese öğrencisinin ve ardından öğrencilerin imamı Abdurreşid Gazi'nin şehit edilmesi Pakistan hükümetinin ABD'ye dost; halkına düşman olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Görüşmelerin yapılmasından önce operasyon hazırlıklarının gözle görülür bir şekilde yapılması da görüşmelerin bir formalite icabı yapıldığı ve Müşerref hükümetinin niyetinin en başından belli olduğunu ortaya koyuyor. Operasyonların devam ettiği ve Pakistan ordusunun kuşatma çemberinin daha da daraldığı Lal Mescidi'nde daha büyük bir katliamdan endişe edilmektedir.
"Yoksullar için adalet istiyoruz. Yiyecek ekmekleri olmalı. Zinaya, rüşvete, baskıya, müstehcenliğe ve adam kayırmacılığa son verilmesini istiyoruz." diyen ve anlaşma koşulları reddedilince gerekirse şehit olma kararlılığında olduğunu gösteren Abdurreşid Gazi ve katledilen diğer talebelerin kanının akmasının yegane sorumlusu Pakistan hükümetidir. Nitekim öğrenciler ile hükümetin atadığı arabulucu heyet, Müşerref'i, görüşmeleri sabote etmekle suçlayarak, "Hükümet, bugün kan dökülmesinden sorumludur." şeklinde bir açıklama yaptı.
İşbirlikçi ülkelerin yöneticilerinde görülen tipik 'halk düşmanlığı' bu katliamda da izhar olmuştur. Bölgede İslami talepleri bastırmaya yönelik ABD'nin boyunduruğunda hareket eden Pakistan hükümeti aynı cevvaliyeti Keşmirli Müslümanlara yaşatılan vahşete ya da yanı başındaki ABD'nin Afganistan işgaline karşı göstermemektedir. İşbirlikçiler her yerde olduğu gibi Pakistan'da da namlularını halka çevirmektedirler. Pakistan hükümeti derhal bu katliamın hesabını vermeli ve Lal Mescidi öğrencilerinin anlaşma koşullarını kabul ederek daha fazla kanın dökülmesini engellemelidir.
Özgür-Der Genel Merkezi