Rabbimizin izniyle 23-25 Aralık tarihlerinde Suriye'de kardeşlerimizi ziyaret ettik ve bu vesileyle zorluk ve sıkıntıları bir kez daha müşahede etme imkanı bulduk. Aynı zamanda kış kampanyası çerçevesinde toplanan yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasına yönelik çabalara da eşlik ettik. İdlib şehir merkezi ve çevresiyle Halep kırsalında bulunan çeşitli bölgelere yönelik gerçekleştirdiğimiz ziyaretimizde gündelik hayatın zaten güçlüklerle seyreden temposunun kış mevsimiyle birlikte daha da ağırlaştığı rahatlıkla görülüyordu.
Bugün Suriye Esed despotizminin adeta cehenneme çevirdiği bir ülke! Dünyanın neredeyse bütünüyle kanıksar hale geldiği Esed zulmünün işlediği insanlık suçları kesintisiz sürerken, mücahitler kararlılık içinde ve mütevekkil bir ruhla direnişi sürdürüyorlar. Buradan bir kere daha tüm zorluklara ve imkansızlıklara karşın sadece Allah'ın kelimesini yüceltmek için direnen bütün kardeşlerimize selam ediyor, Rabbimizden nusretini niyaz ediyoruz.
3 gün gibi kısa bir zaman dilimine sıkıştırmak zorunda kaldığımız için Suriye'de hızlı bir program yapmak durumundaydık. Böylelikle kardeşlerimize yönelik ziyaretlerimizin yanında çeşitli okulları gezme imkanı bulduk, ayrıca kış kampanyası çerçevesinde toplanan yardımların dağıtımına da şahitlik ettik. Bu vesileyle soğuk kış şartlarında elektriksiz, yakıtsız bir ortamda ve üstelik de soğuk ve yağmur sağanağı altında çadır kentlerde yaşamak zorunda kalan kardeşlerimizin durumuna bigane kalmayıp infakta bulunan herkesten Allahu Teala razı olsun diyoruz.
Suriye'yle ilgili olarak merak edilen konuların başında TSK'nın intikali'nin bölgeye ne getirip götürdüğü sorusunun geldiğini tahmin etmek zor değil. Kısaca belirmek gerekirse, önceki ziyaretlerimizde şahit olduğumuz endişenin bugün itibariyle bir anlam ifade etmemesi çok güzel bir gelişme. TSK unsurları sadece Afrin' yönelik bir konumlanma içinde gözüküyorlar, bu yüzden de mücahitlerle bir çelişki, sürtüşme yaşanmıyor.
Ziyaretimizde çeşitli bölgelerde okulları gezdik. Han Asel, Urim, Da'na gibi bölgelerde gezdiğimiz ve bir kısmı şehit ailelerin çocuklarının, yetimlerin devam ettiği bu okullar fiziki şartlar açısından çok zayıf görünmekle birlikte çocukların coşkusu itibariyle umut verici.
Gezdiğimiz okullardan birinde, Han Asel'deki ilkokul öncesi yaştaki çocukların devam ettikleri kreş sınıfında Kuran okumaya başlayan çocuklar için yapılan bir kutlamaya da eşlik ettik.
Kış mevsiminin ağırlığını hissettirmeye başlamasıyla birlikte hayatın daha kasvetli ve zorlu bir renge büründüğü kamplara yönelik soba ve yakacak dağıtımına da eşlik ettiğimiz ziyaretimizde son derece zor şartlar altında insanların eşleriyle, çocuklarıyla hayat mücadelesi verdikleri çok net görülmekteydi. Dağlık taşlık yerlerde kurulan küçücük çadırlarda kalabalık ailelerin durumu çok dikkat çekiciydi. Soba ve yakacak tevzii için gittiğimiz Babiska çadır kampında tek bir çadırda 12 kişilik bir ailenin kaldığını, yetmezmiş gibi babanın ayağının varil bombasından ötürü sakatlandığını ve tam bir yıldır tek göz çadırda yatağa bağlı kaldığını öğrenmekse hüzün vericiydi.
Suriye ziyaretimizde Akrabat'ta yapımı sürmekte olan Abdulhamit Han Yetim Merkezini de ziyaret etme fırsatı bulduk. İhtiyaç sahibi ailelerin sayısının çokluğuna nazaran gayet küçük ve mütevazi bir çalışma olmasına rağmen Yetim Merkezinin çadır kentlerin ortasında adeta bir vaha gibi gözüktüğünü de hatırlatmadan geçmeyelim. Bu vesileyle şehit aileleri için yapımı devam eden bu köyün tamamlanıp, hizmete açılabilmesi için daha fazla duyarlılık çağrımızı bir kez daha yineleyelim!