7 Ekim'de gerçekleşen Aksa Tufanı’ndan sonra işgal rejimi yaşadığı hezimeti unutturmak için elinden gelen tüm imkanları kullanıyor. Gazzeli çocukları ve kadınları katlederek Filistin halkını davasından geri döndürebileceğini düşünen Siyonist çetenin en büyük destekçisi ise hiç şüphesiz ABD.
Siyonistlerin işbirlikçisi ABD maddi ve askeri desteği yetmezmiş gibi bir de dünyada artan Filistin duyarlılığını engellemek için dünya devletlerine baskı uyguluyor. ABD Dışişleri Bakanı Blinken de bu bağlamda 5 Kasım Pazar günü Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştirecek.
Özgür-Der, İslami Dayanışma Cemiyeti, İmam Buhari Vakfı, Tevhid Dergisi, Medeniyet Derneği, Okur-Der, Nebevi Nesil Vakfı, Rahmet Derneği, Siyer Vakfı, Ümmetin Sesi Derneği, İlim ve Davet Derneği, Erdem Vakfı, Davet-Der ve Gençlik Derneği’nin çağrısı ile Fatih Saraçhane'de bir araya gelen Müslümanlar ABD Dışişleri Bakanı Blinken'in Türkiye'ye gerçekleştireceği ziyareti protesto etti.
Grup adına sunuş konuşmasını gerçekleştiren Murat Ayar, ABD'nin geçmişten bugüne Müslümanlar üzerinde kurduğu tasalluta dikkat çekerken işgal çetesinin varlığının ise bu emperyalist baskıların en büyük göstergesi olduğunu vurguladı.
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Filistin halkının direniş iradesinin her türlü zorbalığa rağmen kırılmadığını ümmetin bununla gurur duyduğunu ifade etti.
Bütün zulümlere rağmen Allah’a sığınarak direnişe devam eden Gazzeli kadın ve çocukları selamlıyoruz. İnanılmaz bir vahşet bir aydır devam ediyor. Burada yaşanan durumu savaş olarak tanımlamak doğru değildir. Mücahitlerle karşı karşıya gelmekten çekinen işgal rejimi hastane, okul, cami, kilise bombalayarak savaştan kaçmaya çalışıyor. On bine yakın yaralı var ve yaralıları taşıyan ambulanslar dahi bombalanıyor. İşgal rejiminin destekçileri ise başta ABD olmak üzere Siyonistlere maddi ve askeri destekler sunuyor. ABD suç ortağına yeni kaynaklar oluşturmak için her gün yardım paketleri yolluyor.
ABD’nin vahşeti açıktan desteklediği bir ortamda Türkiye’yi ziyaret etmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Kaya, ABD’nin niyetinin ise Türkiye’ye baskı uygulamak olduğunu kaydetti.
İşgal rejiminin işlediği suçların ortağı olan ABD’nin Dışişleri Bakanı Blinken yarın Türkiye’ye gelmek istiyor. İşgal altındaki topraklara “bir Yahudi olarak gelip” bir savaş suçlusu olarak ayrılan Blinken Türkiye’ye işgali normalleştirmek için geliyor. İşgalciler ve destekçileri 240 tane esiri Hamas’ın elinden almak için aciz bir arayışa girişiyorlar. Bu esirlerin tam on bin katı insanı yıllardır açık hava hapishanesinde tutan Siyonistlere ise kimse bir şey demiyor. Çocuklarımızın bedenleri yıkıntılar altında paramparça edilmişken zalimler hala işgalcilerin kendini savunma hakkından bahsediyor. Batı devletleri ve medyası bütün güçleriyle Filistin halkının üstüne saldırıyor. Bütün bu suçlar açıkça işlenirken Blinken, Türkiye’ye gelerek Hamas ile ilişkilerin kesilmesini talep edecek. Bizlerse işgale karşı direnmenin terör değil izzet olduğunu haykırıyoruz. Hamas ile ilişkiler geliştirilmeli ve Blinken planı başını çalınmalıdır!
Rıdvan Kaya, Batının tutarsızlığının ötesinde artık suçun açıkça ortağı olduğunu belirtirken bu durum karşısında Hamas’a yöneltilen Hamas suçlamasının içi boş bir iftira olduğuna değindi.
“Zalimlerin kavramlar üzerinden oluşturmaya çalıştığı algı büyük bir yalandan ibaretti. Terör masumları hedef almaksa sizler terörün en büyük temsilcilerisiniz. ABD’nin insanlık suçlarını her yerde haykırmaya devam edeceğiz. Netanyahu’nun köpekliğini yapan alçakların zalimliğini her platformda dile getireceğiz. Medeniyet ve insan hakları diyerek her türlü zorbalığı yapanlar bir asırdır Filistin’i esaret altında tutuyorlar. Aynısını Irak’ta ve Afganistan’da Suriye’de de yaşadık... En sonunda ise zalimler Irak ve Afganistan’da zelil oldukları gibi işgal altındaki Filistin topraklarından def olup gidecekler.”
Kaya, Hamas’ın arkasında duran Gazze halkının ortaya koyduğu direnişle bütün ümmete örnek olduğunu belirterek sözlerini sonlandırdı.
“Her kim bu günden sonra Batılıların medeniyetinden “gelişmişliğinden” söz ederse Gazze’de katledilen bebeklerin fotoğraflarını suratlarına çarpacağız. İman ile küfür arasında hak ile batıl arasındaki savaşın sadece Filistin’de değil dünyanın her yerinde devam ettiğini çocuklarımıza anlatacağız, öğreteceğiz. Gazze bize bunu öğütlüyor. ‘Gerekirse öleceğiz ama zillete asla boyun eğmeyeceğiz’ diyerek tüm dünyaya direnişi öğretiyorlar, Allah onlardan razı olsun. Rabbimiz onlara kurtuluşu en yakın zamanda nasip etsin!”
Şair-yazar Ali Emre, ABD’nin Haçlı seferlerini örgütlercesine Siyonistlere yardım ettiğini ifade ederken Blinken’in ise Türkiye’ye gelerek işgali normalleştirmeye çalıştığını vurguladı.
ABD haçlı seferlerinin bir devamı olarak direnişi hedef alıyor. İşgalci gasıp Siyonistleri açıktan destekleyen Blinken'in Haçlı seferlerine karşı asırlar boyunca direnen bu topraklarda ne işi var? Blinken, Türkiye’ye kabul edilmemelidir. Onun varlığı bu toprakları kirletecektir. İşbirlikçi Blinken’in elini sıkmayın illa görüşeceksiniz suratına tükürün!
Ali Emre, işgale karşı Müslümanların boykot başta olmak üzere ellerinden gelen tüm imkanları seferber etmeleri çağrısında bulundu.
"İşlenen cinayetler karşısında üzülüyoruz öfkemize hâkim olamıyoruz ve direnişe omuz vermek istiyoruz. Türkiye hükümeti de direnişe omuz vermek isteyenlere her türlü desteği sunmalıdır. Müslüman diye geçinen ülkelerin yöneticileri utanç vesikası olarak tarihe geçtiler. Bu suçlara Türkiye'de ortak olmamalı ve açıktan tavrını göstermeye devam etmelidir. Boykot halkalarını genişleterek Siyonizm’e arka çıkan firmaların ürünlerini tüketmeyelim. İşgal rejiminin ekonomik dayanaklarına karşı savaşımızı büyütelim. Hafızalarımızı diri tutacak çalışmalarda ortaklaşalım. Gelecek nesillere Kudüs’ü Filistin’i Hamas’ı anlatalım.Yakın gelecekte ise emperyalizmin kanlı bakracına kafasına gömen işbirlikçi rejimleri def etmek için mücadelemizi genişletmek zorundayız.
Dünyanın en güzel bebekleri, yeryüzünün en izzetli direnişçileri katlediliyor. Yerlerinden yurtlarından ediliyor… Bizler ise kardeşlerimizin yaşadıkları zulmü engellemek için elimizden gelen her şeyi yapmak durumundayız! Çocuklarımızın kahramanı Ebu Ubeyde olmalıdır, bu bilinci çoğaltmak ve geliştirmek zorundayız!"
Gazeteci-yazar Ahmet Varol, Siyonistlerin işlediği cinayetlerin tarihçesine dikkat çekerek Cibaliye mülteci kampı örneğini verdi.
Gazze’nin Cibaliye mülteci kampında büyük katliam gerçekleştirildi. Neden mülteci kampı olduğunu ise düşünmek lazımdır. Malumunuz bu insanlar 1948 senesinde zorla buraya tehcir edildiler. Siyonistler yıllar önce dayatmalarla göçe zorladığı insanları şimdi ise ABD’nin verdiği bombalarla mülteci kamplarında katlediyor.
Varol, ABD’nin sadece işgalin destekçisi olmadığını açıkça işgalden bir fiil sorumlu olduğunu ifade etti.
İşgalin destekçisi olan ABD sadece basit bir destek vermiyor. ABD bir fiil Filistin’de savaşmaktadır. Bu suçların ortağı ABD, Siyonistlere nefes aldırmak için başka ülkelere baskı uyguluyor. Siyonistler ciddi bir sıkışmışlık yaşıyorlar. Bu sebeple de ABD elçisini Türkiye’ye yolluyor. 75 yıllık işgal en az onun kadar eski olan direnişle yerle bir olmaya yakındır. Dün taşlarla başlayan direniş bugün füzelerle devam ediyor. Zalimlerin elinde tek avantaj bugün hava üstünlüğündür. Bu üstünlük de ellerinden alındığında Siyonist çete varlığını sürdüremeyecektir. Nehirden denize kadar tüm Filistin toprakları direnişle ve Allah’ın yardımıyla özgürleşecektir.
Mazlumder Genel Başkan Yardımcısı Ali Öner, Batılı ülkelerin artık dünyaya söyleyecek bir sözü kalmadığını vurguladı.
Batılıların 1. Dünya Savaşı sonrası oluşturdukları ‘savaş suçları, insan hakları’ vb. kavramlar Gazze’de yerle bir oldu ve anlamını yitirdi. Batılı devletlerin en büyük temsilcileri Siyonistlere koşa koşa desteklerini sundular. Dünya 7 Ekimden sonra yeni bir dil ve yeni bir uluslararası hukuk düzeni inşa etmek zorunda kalmıştır. Batı bu kadar büyük tutarsızlıklarla var olan sistemi devam ettirecek durumda değildir. Siyonistleri soykırım suçları ile yargılayacak sistemleri devreye sokun. Uluslararası hukuk işlevini yerine getirmezse inandırıcılığı kaybedecektir.Kendisini Müslüman olarak tanımlayan ülkelerin yetkilileri ise gerekli önlemleri ve araçları devreye sokmuyorlar. Bugün Gazze’de yaşanan katliamlar karşısında hiçbir şey yapmayacaklarsa varlıklarının ne anlamı vardır?
AKMER’den Hamza Er ise yaşanan katliama karşı sessizliğe bürünen devletlerin Siyonistlere destek için ellerinden geleni yaptıklarına değinirken direnişin karşısında konumlanan herkesin kaybetmeye mahkum olduğunu belirtti.
Bütün dünya olup bitenleri seyrediyor, medeniyetin beşiği olarak kendini tanımlayanlar açıkça işgali desteklediğini ifade ediyor. Avrupalı ülkeler ve ABD, Netanyahu’nun gözlerindeki yaşı silmek için işgal rejimini koştular.
Blinken ise ‘bir Yahudi olarak’ Siyonistleri desteklediğini rahatlıkla ifade etti. Bizlerse Muhammedin ordusu olarak ümmet kardeşliği gereği Gazze halkının yanındayız. Bir ayda üç kere işgal rejimini desteğe giden Blinken şimdi neden Türkiye’ye geliyor? Esirlerin teslim edilmesi ve Kassam’ın operasyonlarının sona erdirmesini istemek için Türkiye’ye gelenler artık çok geç kalmıştır. Def olup gidin ve belanızı bulun. Direniş karşısında kaybetmeye mahkûmsunuz!
Eylemde “Dünya susuyor insanlık ölüyor!”, “Direnen Gazze onurumuzdur!”, "Milyonlar tutsak, işgal altında yaşasın küresel intifada", “Hamas’a selam direnişe devam!”, “İşbirlikçi zalimler hesap verecek”, “Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi”, “Katil Amerika Ortadoğu’dan defol”, “Katil İsrail katil Amerika”, “Siyonist Blinken Türkiye’den defol” sloganları atılırken “Gazze Siyonist Katillere Mezar Olacak!”, “Yaşasın Filistin İslami Direnişimiz”, “Katliamın Suç Ortağı Blinken Defol!” dövizleri taşındı.
Talip Güler’in okuduğu duanın ardından eylem sona erdi.