Filistin Dostları'nın çağrısıyla Fatih Saraçhane Parkı'nda Gazze kuşatmasını telin ve Filistin halkıyla dayanışmayı dillendiren bir eylem gerçekleştirildi. Fatih Postanesi'nden Mısır Büyükelçiliği'ne ve TC Dışişleri Bakanlığı'na Gazze'deki vahim durum karşısındaki suskunluklarını protesto eden iki mektubun gönderilmesiyle başlayan eylemde polisin yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekti.
Çeşitli İslami kuruluş temsilcilerinin de söz aldığı eylemde kalabalık bir Müslüman kitlenin katılımıyla Fatih Postanesi'nden Saraçhane Parkı'na doğru bir protesto yürüyüşü gerçekleştirildi. Yürüyüş sırasında "Gazzeli Kardeşlerimizi Siyonist-İşbirlikçi Ambargoya Kurban Etmeyeceğiz!", "Siyonist Ambargoya Karşı Kardeşlik ve Dayanışma!", "İsrail'le İşbirliği Suçtur!" ve "İşgalci Siyonist Kafirlerin Karşısında - Filistinli Kardeşlerimizin Yanındayız!" pankartları açan topluluk eylem boyunca sık sık tekbir getirdi ve şu sloganları attı: "Mazlumlar Tutsak, İşgal Altında; Yaşasın Küresel İntifada!", "Hizbullah'a, Hamas'a, Direnişe Bin Selam!", "Filistin-Gazze Halkı Yalnız Değildir!", "İslami Hareket Engellenemez!", "Siyonist Elçilik Kapatılsın", "Birruh Biddem Nefdike Ya Aksa!", "Katil Amerika Ortadoğu'dan Defol!", "Kahrolsun İşbirlikçi Zalimler!", "İslami Direniş Siyonizmi Boğacak!", "İşbirlikçi HAinler Hesap Verecek!"
Eylemi Filistin Dostları adına yöneten Murat Ayar Gazze'de bir buçuk milyon insanın dünyanın gözleri önünde açlığa, katliama ve vahşete maruz bırakıldığını anımsatarak emperyalistler ve işbirlikçileri eliyle gerçekleştirilen bu vahşete rağmen Gazze halkının teslimiyet tanımayan direnişinin öğretici olduğunu ve dolayısıyla bugün Filistin'le, Gazze halkıyla dayanışmalarını ifade etmek için toplandıklarını belirterek kuruluş temsilcilerine söz verdi.
Gün Gazze'yle Dayanışma Günüdür!
Eylemde söz alan ve Gazze özelinde bir insanlık suçuyla karşı karşıya olduğumuzu hatırlatan Gülden Sönmez, "Bütün dünya bu insanlık suçunu yalnızca izlemekle yetiniyor ama biz izlemeyeceğiz! Bu insanlık suçu bitinceye kadar tüm nefesimizle Filistin halkıyla dayanışma halinde olacağımızı ilan ediyoruz! Gün, Gazze'yle dayanışma günüdür!" dedi. Zulüm, baskı ve vahşet uygulamalarıyla Filistin halkının iradesinin teslim alınmayacağını ve bunun onlarca kez ispatlandığını da belirten Sönmez, "Filistinli çocuklar, Şeyh Ahmed Yasinler bir kez ölür ama binlerce doğarlar!" dedi. Gülden, konuşmasını başta TC ve Mısır olmak üzere Ortadoğu devletlerine kuşatmaya ortak olmamaları yönünde çağrıda bulunarak tamamladı.
Şı'bi Ebi Talib'in Ruhu Gazze'de Atıyor!
Eylemde söz alanlar arasında olan ve Filistin'de insanlığımızın test edildiğini belirten Ramazan Kayan, kardeşlerimiz can çekişirken bunu görmezlikten gelemeyeceğimizi ifade ederek "Çünkü Filistin ortak paydamız, ortak davamız, yaramız, sevdamız, kavgamız ve rüyamızıdır!" dedi. Konuşmasında ayrıca Gazze'de yaşanan zulümlerin boyutlarına değinen Kayan, Gazze kuşatmasını Şı'bi Ebitalib'e benzeterek günümüzdeki sözde İslam ülkeleri yönetimlerinin Şı'bi Ebitalib'de vicdanları kanayıp Müslümanlara yardım edenler kadar bile olamadıklarını söyledi. Gazze kuşatmasını, Peygamberimizin ve ashabının yaşadığı ambargoya benzeten Kayan, tüm yokluğa rağmen iradelerini kuşanan Gazze halkının ümmetin onuru olduğunu ifade etti.
Türkiye'den Gazze'ye Doğru Bir Deniz Hattı Oluşturalım
Konuşmasında Siyonist işgal devletine destek veren küresel istikbar ve işbirlikçilerinin ördüğü duvarlar üzerinde duran Ahmet Varol, Siyonist ırkçı duvarlardan önce Firavunların ördükleri duvarların bulunduğunu ve bunların kırılmadan Filistin halkını kuşatan vahşet duvarının kırılamayacağını kaydetti. Mısır'daki işbirlikçi yönetimin temel amacının Filistin'deki HAMAS yönetimini düşürmek olduğunu belirten Varol, Mısır'ın bu vahşete ortak olmasının temel nedeninin İslami hareketin yükselişi kaygısı olduğunun altını çizdi. Varol, konuşmasını Türkiye'den Gazze'ye doğru bir deniz hattının oluşturulması çağrısıyla tamamladı.
Direniş Onurumuzdur, Koruyacağız!
Son konuşmacı olarak söz alan ve Kurban eylemi üzerinden Filistin halkının dramına ve onurlu direnişine dikkat çeken Nurettin Şirin de kurbanın hakkın savunulması ve ilahi şiarların korunması için feda olma bilincini ifade ettiğini belirterek "Bizim kurbanımız Şeyh Ahmed Yasinler, Rantisiler, Şikakilerdir. Gazze'dir, Filistin'dir" dedi. Filistin halkının bunca vahşete muhatap olmasının temel nedeninin İslam davasına aidiyetleri olduğunu ve onların direnişinin sınırlı bir bölgenin kurtuluşunu ifade etmediğinin altını çizen Şirin, zulme-vahşete ve acımasız boykota karşı Filistin halkının yükselttiği İslami direnişin onurumuz, şerefimiz, namusumuz olduğunu ifade ederek "Söz veriyoruz ki canımız, kanımız pahasına da olsa bu sancağı düşürtmeyecek, onurumuzu çiğnetmeyeceğiz!" dedi.
Son olarak Murat Ayar'ın Siyonist kuşatmaya bizzat destek veren ya da seyirci kalan devletleri telin eden konuşmasıyla eylem sona erdi. Ayar, Mısır'ın Gazze'deki ambargonun direkt sorumlularından olduğunu belirtirken, Türkiye'deki Sİyonizm işbirlikçiliğine de dikkat çekti.
HAKSÖZ-HABER
GAZZELİ KARDEŞLERİMİZİ
SİYONİST VE İŞBİRLİKÇİ AMBARGOYA
KURBAN ETTİRMEYECEĞİZ!
5 Aralık 2008
İslam dünyası Kurban Bayramı telaşı içindeyken, Gazze'de kardeşlerimiz işgalcilerin ve işbirlikçilerin şeytani planlarına, dayatmalarına kurban edilmeye çalışılıyor. Hiç durmaksızın vahşice saldırılara, katliamlara maruz kalan Gazze halkı, aynı zamanda açlıkla da terbiye edilmek, yakıtsız, ilaçsız bırakılmak suretiyle teslim alınmak isteniyor.
İşgal, ırkçılık ve cinayet şeklinde özetlenebilecek Siyonist ideoloji üzerine inşa edilmiş İsrail adındaki çete İslam topraklarına zehirli bir hançer gibi saplandığı 1948 yılından bu yana ABD ve Avrupa ülkeleri adına Müslümanlara zulmediyor.
Siyonist çetenin Gazze halkının iradesini kırmaya yönelik politikalarına karşı yeryüzü adeta taş kesilmiş halde. Başta Mısır ve Ürdün olmak üzere bölge ülkelerinin birçoğu Siyonist ambargoyu doğrudan veya dolaylı yollarla desteklemekte. Siyonist İsrail'i bölgede güçlü kılan da sözde Müslüman işbirlikçi Arap rejimlerinin Filistin davasına ihanetleridir. Kral Abdullah'ın Ürdün devleti, Hüsnü Mübarek'in Mısır devleti Filistin topraklarında yaşanan dramın giderek artmasından birinci dereceden sorumludurlar. Mısır ve Ürdün halklarının yardım ve dayanışma çabalarını bloke eden, sınır kapılarını İsrail'den daha acımasız baskılarla denetleyen ve işgalci İsrail'i anlaşmalarla meşrulaştırmaya çalışanlar da Hüsnü Mübarek ve Kral Abdullah rejimleridir. Filistin İslami direnişine karşı takındıkları düşmanca tutum İsrail ve ABD'ye tetikçilik şeklinde tezahür etmektedir.
Türkiye'nin de İsrail ile yaptığı stratejik anlaşmalar halen devam etmekte ve Siyonist katillerin Konya'da uçuş eğitimleri başta olmak üzere önemli askeri eğitim ve tatbikatlarını ülkemizde devam ettirdiği bilinmektedir. AK Parti hükümeti bölgedeki işgal ve katliamların son bulması adına her ne kadar barış görüşmelerine hız verdiğini propaganda etse de İsrail çetesi ile var olan işbirliği anlaşmalarını harfiyen yerine getirmektedir. Filistin konusunda Türkiye devleti sembolik bir iki adımın dışında girişimde bulunamamış. Cumhurbaşkanı Gül "Filistin'in tapusu halen bizdedir." demekteyse de İsrail bütün dünyanın gözleri önünde insanlık dışı, ahlaksız ve hukuksuz icraatlarına her gün bir yenisini daha katmaktadır. Bu cinayetlere karşı çıkmak için ille de tapulu malınız üzerinde icra edilmesi gerekmiyor.
Tüm dünyanın gözleri önünde süregelen bu insanlık suçuna karşı sessiz kalmak zulme ortak olmak demektir. Bizler Filistin Dostları olarak Gazze halkına reva görülen bu insanlık suçuna, bu vahşete sessiz kalmayacağımızı, Gazze halkını hedef alan bu uluslararası komploya karşı Filistin İslami direnişi ile dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz. Siyonist ambargoyu ve ambargonun suç ortağı işbirlikçi rejimleri protesto ediyoruz. Dünyanın en büyük ve en zalimane hapishanesine döndürülen Gazze için Siyonizm adına gardiyanlık yapan Mısır ve Ürdün hükümetlerini, Siyonizm'i askeri ve stratejik açıdan daha güçlü kılan Türkiye hükümetini yaşanan tüm acılara ortak olmaları dolayısıyla kınıyor ve bir an evvel İsrail saflarını terk ederek mazlum Filistinli kardeşlerimizle dayanışmaya çağırıyoruz.
FİLİSTİN DOSTLARI