Siyonist İsrail 27 Aralık 2008'de Gazze'ye başlattığı saldırının ve işlediği katliamın birinci yıldönümünde İstanbul Taksim Meydanı'nda Filistin Dostları tarafından protesto edildi.
İsrail protestosunun ardından Levent'teki Mısır Konsolosluğu'na giden Filistin Dostları, Gazze ablukasında büyük payı olan ve şu an Gazze'ye girmek isteyen Filistin Konvoyu'nu engelleyen Mısır'ı protesto ettiler.Özgür-Der, İHH, Mazlumder, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Medeniyet Derneği, Araştırma Kültür Vakfı, İsra-Der, Akabe Vakfı, Fatih Akıncıları, Andolu Gençlik Derneği vb. birçok İslami kuruluşun bir araya gelerek oluşturduğu Filistin Dostları, Siyonist vahşete karşı İslami direniş hareketlerinin öncülüğünde Gazze halkının topyekûn ortaya koyduğu destansı direnişin birinci yıldönümünde Taksim Meydanı'nda toplandılar.
Çok sayıda Filistin dostunun katıldığı eylemde Siyonist işgalin yanı sıra işbirlikçiler de protesto edildi. Gazze halkının yalnız olmadığının vurgulandığı eylemde, Gazze'ye yönelik sürmekte olan ambargo ve ablukanın kırılması için duyarlılık ve sorumluluk çağrısında bulunuldu. Çok sayıda Filistin bayrağı ve direniş hareketlerinin flamalarının taşındığı eylemde "Hepimiz Filistinliyiz, Direneceğiz", "Siyonist Saldırının Yıldönümünde Gazze Direnişini Selamlıyoruz" yazılı pankartlar açıldı.
Eylemde Cüneyt Sarıyaşar, Abdullah Sevim, Rıdvan Kaya, Abdurrahman Dilipak ve Ahmet Ağırakça birer konuşma yaparak 1500 kardeşimizin şehit edildiği Gazze'de yaşanan soykırımın ve tüm yoksunluklarına rağmen Gazze halkının gösterdiği direnişin unutulmaması, unutturulmaması gerektiğini hatırlattılar. Siyonist İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin tümüyle kesilerek Siyonist elçinin de def edilmesini isteyen konuşmacılar, böyle zalim bir devletle işbirliği yapmanın utanç verici olduğunu belirttiler.
Konuşmalardan Ayrıntılar…
Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı Cüneyt Sarıyaşar yaptığı açıklamada son 3 yıldır Gazze'de kabul edilemez bir insanlık suçu işlendiğini ifade etti. Sarıyaşar sözlerini şöyle sürdürdü: "Gazze saldırıları ile birlikte İsrail nasıl bir terör anlayışına sahip olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. İsrail çılgına dönmüş kimsenin aklına bile getirmediği en vahşi soykırım yöntemlerini Gazze halkı üzerinde kullanmaya başlamıştır."
Gazze Onurunu Koruyor
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya da Gazze şehitlerini, Said Siyam'ı, Nizar Reyyan'ı ve tüm Hamas ve İslami Cihad şehidlerini ve direnişçilerini selamlayarak başladığı konuşmasında Gazze halkının her türlü zorluğa rağmen onurlu bir duruş sergilediğini söyledi. Gazze direnişinin öğretici olduğunu söyleyen Rıdvan Kaya Gazze'nin güçlü silahlara sahip olanların değil, iman ve iradeye sahip olanların güçlü olduğunu, kendisinden korkulmaya layık olanın sadece Rabbimiz olduğunu, ancak İslami kimlik ve ilkelerden taviz vermeden mücadele edenlerin izzet ve şerefli olabileceklerini bir kere daha öğrettiğini söyledi. Gazzelilerin zor şartlar altında da olsalar onurlu ve özgür olduklarını, buna karşın Ramallah'ta Başkanlık sarayında konfor içinde yaşayan Mahmut Abbas gibi işbirlikçilerin ise gerçek anlamda birer tutsak olduklarını vurguladı. İsrail'in asla meşru görülemeyeceğini ve her ne pahasına olursa olsun Müslümanlarca İsrail'in varlığının kabul edilmeyeceğinin altını çizen Kaya son olarak hükümete çağrıda bulundu. Gazze konusunda yöneticilerin duyarlılıklarının olumlu olduğunu söyleyen Rıdvan Kaya bununla birlikte sözlerin yetersiz olduğunu söyledi. İsrail gibi işgalci, gasıp ve savaş suçlusu bir güçle her türlü ilişkinin derhal kesilmesi gerektiğini vurguladı ve topluluğa hep birlikte Siyonist Elçilik Kapatılsın sloganını haykırma çağrısında bulundu.
Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak da İsrail'i yenmek için önce içimizdeki tefrikayı bitirmemiz gerektiğini ifade ederken şunları söyledi: "İsrail'i yenmek istiyorsak önce safları sıklaştırmalıyız. En büyük düşman nefsimizdir. Gazze İslam ümmeti için bir mektebe dönüşmüştür. İsrail kurulduğu tarihten itibaren ilk defa bu kadar yalnız duruma düşmüştür."
Eylemde şu an Ürdün'ün Akabe Limanı'nda bekleyen Filistin Konvoyu'nda Türkiyeli katılımcıları temsilen bulunan İHH Başkanı Bülent Yıldırım ile canlı telefon bağlantısı da kuruldu. Konvoyun son durumu hakkında bilgi veren Yıldırım, Gazze'ye girene kadar geri dönmeyi düşünmediklerini ve konvoydaki herkesin bu konuda kararlı olduğunu aktardı ve şunları söyledi: "Şu an Mısır ne yapacağını şaşırmış durumda. Dünyanın her yerinden Mısır'a tepkiler geliyor. İsrail'in uyguladığı ambargoda Mısır'ın ne kadar aktif bir rol oynadığı bu konvoy ile ortaya çıktı. Mısır bize diyor ki Suriye'ye geri dönün, oradan gemilerle Gazze'ye geçin. Bize 1000 km fazladan yol yaptırmaya çalışıyor. Mısır bu konvoyu engellemek için elinden geleni yapıyor. Yol güzergâhını bize iletmediler diyor Mısırlı yetkililer. Siz sağır mısınız? Kör müsünüz? Haftalardır güzergâhımızı söylüyoruz. Ama şunu aklınızdan çıkarmayın hiçbir durumda geri dönmeyi düşünmüyoruz."Eylemde son olarak Grup Yürüyüş direniş marşları seslendirdi. Gazze direnişine ithafen bestelediği şarkıyı okuyan Grup Yürüyüş, ardından topluluğun katılımıyla "İntifada" marşını seslendirdi.
Eylem boyunca tekbir getiren topluluk, sık sık da "İstanbul'dan Gazze'ye Direnişe Bin Selam!", "Kahrolsun İsrail!", "Yaşasın Küresel İntifada!", "Hamas'a Selam Direnişe Devam!", "Yaşasın Filistin Direnişimiz!", "Gazze Halkı Yalnız Değildir!" şeklinde sloganlar attı. İsrail bayrağı tekbirler eşliğinde ateşe verildi.
Filistin Dostları eylemin bitiminde dünyanın birçok yerinden arabalarıyla Filistin Konvoyu'na katılan ve Gazze'ye girmek için günlerdir yolda olan konvoyun Mısır tarafından Akabe Limanı'nda bekletilmesi, ülkeye sokulmaması ve böylelikle Gazze'ye girmesi engellenmesi karşısında Mısır'ı protesto etmek üzere alandan ayrıldılar.
Mısır Konsolosluğu'nda Mısır Protesto Edildi
Levent Metro durağında toplanan Filistin Dostları, "Gazze Haykırıyor; Refah Kapısını Açın!" ve "Siyonist İsrail ile İşbirliği Suçtur!" yazılı pankartlar açarak Mısır Konsolosluğu'na kadar sloganlar eşliğinde yürüdüler.
Yoğun bir katılımın gözlendiği yürüyüş konsolusluk önünde bitti. Konsolusluk önünde bir konuşma yapan Rıdvan Kaya Müslümanların taleplerini dile getirdi. Daha sonra Filistin Dostları tarafından hazırlanan mektup konsolosluğa verildi. Ardından Nurettin Şirin de topluluğa bir konuşma yaptı ve Hüsnü Mübarek'in kuklasının yakılması ile eylem sona erdi.
HAKSÖZ-HABER
Fotoğraflar: Muharrem Baykul
Mısır Birleşik Arap Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu'na verilen mektup:
GAZZE KONVOYUNU ENGELLEMEK SİYONİST İŞGAL SUÇUNA ORTAK OLMAKTIR!
Bugün Gazze'ye yönelik Siyonist saldırganlık suçunun yıldönümü. Bundan tam bir yıl önce Siyonist katiller tüm dünyanın gözleri önünde Gazze halkına karşı vahşice bir saldırı başlattılar. 22 gün boyunca yaktılar, yıktılar ama direniş iradesini zayıflatamadılar. Ve zelil bir biçimde geri çekilmek zorunda kaldılar. Ne var ki, Siyonist saldırganlık suçu kuşatma ile devam etti ve halen de hiçbir insani ilke, kural tanımaksızın sürmekte.
Tüm insanlık Gazze ile imtihan olmakta. Siyonist barbarlık Gazze'de sadece savunmasız Filistin halkını değil; hukuku, adalet duygusunu, vicdanı, insanlığı kuşatmış bir durumda. Ve bu manzara karşısında insanlık vicdanı harekete geçti ve Gazze konvoyu yola çıktı. Londra'dan başlayan yolculuk ülkeler, sınırlar aşarak, katılımlarla artarak ilerledi ve gelip Mısır duvarına tosladı. Mısır devleti Gazze konvoyunun Ürdün'ün Akabe limanından Mısır'a geçip Refah üzerinden Gazze'ye ulaşmasına izin vermiyor.
Neden? Tüm dünyanın lanetlediği İsrail terörüne, vahşetine ortak olmak anlamına gelen bu tavrın nedeni ne? Müslümanlığı bir yana bırakalım, Mısır insanlığı da mı tüketti?
Gazze toprakları Hamas'ın 2006 yılının Ocak ayında yapılan seçimleri kazanmasından bu yana, ABD-İsrail ortaklığı ile şekillenen barbarlık politikalarının her türlüsüne şahit oldu. Gazze'ye yönelik vahşi ambargo ve kuşatma politikası ise Siyonist çetenin tüm bu vahşetini icra ederken işini kolaylaştıran en önemli kozunu oluşturmakta.
Gazze'ye sınırı bulunan ve 1967 savaşına kadar Gazze'nin idaresini elinde bulundurmuş Mısır, Gazze'de yaşanmakta olan insanlık dramını bitirebilecek güç konumunda bir ülke iken, tam tersini yapmakta ve İsrail suçuna ortak olmaktadır. Mısır hükümetinin Refah sınır kapısını insan ve ihtiyaç malzemelerinin geçişine açması ile Siyonist kuşatmanın boşa çıkacağı açıktır.
Ne yazık ki, Gazze'yi hedef alan Siyonist canavarlık karşısında Mısır hükümetinin hala ABD-İsrail baskılarına boyun eğerek yardımcı olmak bir yana uluslar arası yardımları dahi engellediğini ibretle izliyoruz. Bu tutum Gazze'ye yönelik Siyonist saldırganlık suçuna iştirak etmek demektir. Ve bu tutum hiç şüphesiz başta Mısır halkı olmak üzere, bölge halklarının, İslam Ümmeti ve tüm insanlık ailesinin iradesine, arzusuna, talebine aykırı bir tutumdur. Mısır hükümetinin ABD'den alacağı yardımların karşılığı olarak ya da Siyonist çetenin tehditleri yüzünden Gazze'de yaşanan insanlık felaketine gözlerini yumması tarih önünde asla hesabını veremeyeceği büyük bir suçtur.
Bizler Filistin halkının Türkiyeli dostları olarak işgalcilere hizmet eden bu tutuma son verilmesini bekliyoruz. Mısır yönetiminden Gazzeli kardeşlerimize karşı tarihsel sorumluluğunu yerine getirmesini; Siyonist işgal ve kuşatmayı boşa çıkartacak adımları acilen atmasını ve öncelikle de Gazze konvoyunu engelleme tutumuna derhal son vermesini talep ediyoruz.