Kaçırılma iddialarının ciddiye alınması gereken bir boyuta ulaştığı belirtilen açıklamada, ilgili bakanlığın bu mesele karşısında takındığı tutum eleştirildi.
Açıklamanın tam metni:
İçişleri Bakanlığı Kaçırılma İddiaları Karşısında Neden Susuyor?
17 Haziran 2019
'Eski Türkiye'nin müzmin bir illeti olan ve artık bu ülke tarihinin kirli ve karanlık sayfaları arasında kaldığı düşünülen 'kaçırılma' hadiseleri uzun yıllar sonra hortlatılmış vaziyette. Bilhassa FETÖ ile irtibatlı olma iddiasıyla suçlanan pek çok şahıs hakkında değişik tarihlerde kaçırılma iddiaları gündeme gelmiş durumda.
Bilhassa 2017 yılında Ankara merkezli olarak yoğunlaşan ve sayısı 20'yi aşan bu vakaların bazısında zaman içinde kaçırılan kişilerin durumu netleşirken, birçoğu hala karanlıkta kalmaya devam ediyor. 15 Temmuz sonrası dönemde belirginleşen ve bilahare yavaş yavaş sona erdiği düşünülen kaçırılma hadiselerinin bu yılın Şubat ayından itibaren yeniden ivme kazandığı görülmekte. Değişik tarihlerde yaşanan kaçırılma olaylarında artık Ankara dışına da çıkıldığı ve İstanbul, Edirne ve Antalya'da da benzeri vakaların yaşandığı iddia edilmekte.
Ailelerinin verdiği bilgiye göre 13 Şubat'ta Ankara'da Özgür Kaya ve Yasin Ugan adlı kişiler kaldıkları evden kaçırılırken, Gökhan Türkmen Antalya'da, Erkan Irmak İstanbul'da, Salim Zeybek ise Edirne'de kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldılar. Aradan aylar geçmesine rağmen bu kişilerin akıbetleri hala belirsizliğini korurken, ailelerinin korku dolu bekleyişleri sürmekte.
Bu kişilerin ilişkileri ve neyle suçlandıklarını bilmiyoruz. Şüpheli ya da suçlu olma ihtimali hepsi ya da bazısı için varit olabilir ama bir hukuk devletinde hiçbir itham ya da iddia insanların kaçırılmalarının haklı veya makul gerekçesi olamaz.
Bu yaşananlarla ilgili olarak en çarpıcı ve anlaşılmaz olan şey ise devam etmekte olan suskunluk halidir. Vicdan sahibi herkesi ve siyasi-hukuki sorumluluk mevkiindekileri harekete geçirmesi gereken bu iddialar karşısında bilhassa İçişleri Bakanlığının tavrı ise tam bir umursamazlık halini yansıtmaktadır. Ne gariptir ki, hemen her konuda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu iddialarla, ithamlarla ilgili tek laf etmemektedir.
İnsanların devlet gücünü kullanan kişilerce kaçırıldıklarına dair iddialar Türkiye'nin bir hukuk devleti olma iddiasını ciddi manada yaralayan bir olgudur. Muhtemelen "FETÖcüleri mi savunuyorsunuz?" şeklinde bir hayli yaygınlaştırılmış ve aynı oranda da sığ ve çirkin suçlamaya muhatap olmamak için medyanın ilgi göstermediği ve bu yüzden kamuoyunun 'yokmuş' gibi davrandığı bu sorun sadece adalet mekanizmasını değil, bu ülkenin toplumsal vicdanını da çürütmeye aday bir yaradır.
Abartılmış bir güvenlik ve beka endişesinin adalet, hukuk, özgürlük, merhamet vb. tüm değerleri gölgede bırakmasının yol açtığı hastalıklardan biri olarak görülmesi gereken bu sorunun üzerine gidilmesi için daha fazla zaman kaybedilmemesi kanaatiyle sorumluluk makamında oturan herkesi ve tüm kamuoyunu bu hukuksuzluklar karşısında görevlerini yapmaya ve duyarlı olmaya davet ediyoruz!
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı