Hırant Dink, bugün genel yayın yönetmenliğini yaptığı Agos Gazetesinden çıkarken faili şimdilik meçhul bir saldırıya uğrayarak öldürüldü. Dink, Trabzon'da öldürülen Hıristiyan rahip Santaro gibi, genç bir katil tarafından kafasından kurşunlanarak öldürüldü. Hırant Dink, AK Parti iktidarı ile Türkiye'de yakalanmaya oluşturulmaya çalışılan hukukileşme süreci içinde tartışılamayan resmi ideolojinin tabularını tartışmaya açan Ermeni asıllı bir TC vatandaşı idi.
O, 1996 tarihinden bu yana yayın yönetmeliğini yaptığı Agos gazetesinde ve Zaman, Birgün gibi gazetelerde, bazı tartışma programlarında ortaya koyduğu düşünceleriyle Türk resmi ideolojisinin tartışılmaz tabularına bazı sorular ve itirazlar yöneltti. Türkiye'ye dayatılan resmi ideolojiyi tartıştığı ve bazı tarihi olay ve olguları resmi ideolojiye aykırı bir şekilde yorumladığı için "Türklüğe hakaret"ten yargılanmış, tehdit edilmiş, 6 ay hapis cezasına çarptırılmış ve sonunda da öldürülmüştür.
Dink'in öldürülmesi Türkiye'de durdurulan yargısız infazların yeniden başladığının veya başlayacağının işareti olmamalıdır. Bu menfur suikast, 28 Şubat darbe ortamının keyfiliğine duyulan iğrenç bir özlemin küstahça dışavurumu olarak değerlendirilebilir. Bu suikast ülke yönetiminin halk iradesine dayananlarda değil, karanlık istihbarat birimlerinin ve işbirlikçi oligarşik güçlerin elinde olduğunu ilan etmeye çalışan bir provakasyondur. Çünkü bu cinayet, ülkeyi militer bir atmosferde tutmaya veya despotik uygulamalarla, gayri nizami harp teknikleriyle ülkeyi yönetmeye alışmış bürokrasinin, Türk ulusçuluğunu körükleyerek, siyasal özgürlükleri perdelemeye çalışan niyetinin bir dışa vurumudur.
Bu cinayetin bedelini, tetiği çeken bir gencin sırtına yükleyerek örtmek mümkün değildir. Tetikçi failin yakalanmasından daha önemli olan bu cinayete azmettiren organizasyonun deşifre edilmesidir.
Hırant Dink'i mahkeme önlerinde linç etmek isteyen güruha "Kuvay-ı Milliye Hareketi", "Ulusalcıların Güç Birliği", "Neo-Kemalizm" hezeyanlarıyla destek verip gizli ve açık kışkırtıcılık yapan darbeci ulusal odaklar, bu katliamın bir numaralı zanlılarıdır. Hükümet'i bu olayın tüm bağlantılarını çözmek için süratle geniş önlemler almaya davet ediyoruz. Ayrıca Hükümet, Şemdinli olayları sonrasında olduğu gibi arkasında duramayacağı beyanatlar vermemelidir. Hükümet çözemediği sorunları hantal ve şaibeli bürokrasiyle değil, bütün çıplaklığı ile kamuoyuyla paylaşmalıdır.
Hırant Dink'in katledilmesini kınıyor ve Hükümeti, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki tüm engel ve tehditlerin kaldırılması için harekete geçmeye çağırıyoruz.
Özgür-Der