28 Şubat hukuksuzluğunun açıkça övüldüğü; Kürt sorununda silah dışında hiçbir yaklaşıma geçit verilmeyeceğinin vurgulandığı; Ergenekon çetesi sanıklarının en üst düzeyde sahiplenilmesinin sıradanlaştırıldığı bir bilgilendirme toplantısının kimin, hangi ihtiyacına tekabül ettiğinin ortada olduğunu vurgulayan Özgür-Der, Org. Başbuğ'un, ölen askerler ve TSK üzerinden kimsenin siyaset yapmaması mesajına dikkat çekti. Mesajı "Asker üzerinden kimse siyaset yapmasın, siyaseti askerin kendisi yapacak!" şeklinde yorumlayan Özgür-Der, medya mensuplarının tavrı üzerinden de Türkiye'de silahlı bürokrasinin zihinlerde ne kadar yaygın ve köklü bir yer işgal ettiğini ortaya koyuyor.
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:
GENELKURMAY "YAZILACAK" DEDİ: "YAZ!"
17 Eylül 2008
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un "seçilmiş" bazı gazetelerin genel yayın yönetmenleri ve Ankara temsilcileriyle dün düzenlediği bilgilendirme toplantısı alışılageldiği üzere TSK'nın yönlendirme tutumunun yeni bir örneği olmuştur. Türkiye'nin temel sorunlarından biri olan ordunun sistem içinde oynadığı hakim rolün, vesayetçi yaklaşımın sorgulanmasına, tartışılmasına, eleştirilmesine hiçbir biçimde kapı aralamayan bu toplantı askerin bilinen ezberlerinin kamuoyuna tekrarından başka bir sonuç doğurmamıştır.
Ülkeyi her alanda açık bir iflasa sürükleyen ve halkı canından bezdiren 28 Şubat hukuksuzluğunun açıkça övüldüğü; Kürt sorununda silah dışında hiçbir yaklaşıma geçit verilmeyeceğinin vurgulandığı; Ergenekon çetesi sanıklarının en üst düzeyde sahiplenilmesinin sıradanlaştırıldığı bir bilgilendirme toplantısının kimin, hangi ihtiyacına tekabül ettiği ortadadır.
Toplantıda verilen mesajlar arasında en ilginci ise hiç şüphesiz Org. Başbuğ'un, ölen askerler ve TSK üzerinden kimsenin siyaset yapmamaya çağrılması olmuştur. Pratik işleyiş düşünüldüğünde Başbuğ'un bu sözünü bir anlamda "Asker üzerinden kimse siyaset yapmasın, siyaseti askerin kendisi yapacak!" şeklinde algılamak hiç de yanlış olmasa gerekir. Nitekim toplantı içeriğinde sergilenen tavırlar tam tekmil politik niteliklidir. Askerin siyasete ve topluma ilişkin olarak buyurgan, belirleyen, yönlendiren tarzı açıkça sergilenmekte, bilhassa 28 Şubat zulmüne ilişkin sözlerle bu tutum ilan edilmektedir.
Aslında "asker üzerinden politika yapmama" çağrısının içerdiği çelişkiyi görmek için Başbuğ'un cümleleri arasında gezinmeye bile gerek bulunmamaktadır. İçeriği bir yana, toplantıya davet edilen kuruluşların seçimi bile başlı başına siyasi bir tutumdur! Ne yazık ki, kamuoyunu bilgilendirme gibi bir işlev iddiasıyla söz konusu toplantıya icabet eden pek çok basın mensubu, silahlı bürokratların bu keyfi tutumunu sorgulamaya yanaşmamıştır. Tek başına bu olgu bile Türkiye'de silahlı bürokrasinin zihinlerde ne kadar yaygın ve köklü bir yer işgal ettiğinin bir göstergesi sayılmalı ve militarizmin boyunduruğundan kurtulabilmek için öncelikle tutarlı ve dürüst bir anlayışın gerekliliği benimsenmelidir.
Özgür-Der