Son Ergenekon gözaltıları çerçevesinde Genelkurmay'dan yansıyan tepkiler hakkında bir açıklama yapan Özgür-Der, iki gündür Genelkurmay merkezli olarak başlatılan ve Yargıtayca da köpürtülen atmosferin, bürokratik oligarşi mensuplarına ve yandaşlarına dokunulmasının kabul edilemeyeceği kabulü üzerine kurulduğunu belirtti. Bu tutumun açıkça "Biz ayrıcalıklıyız, kimse bize dokunamaz!" tavrı olduğunu ifade eden Özgür-Der, Genelkurmay'ın ortaya çıkan bunca kirli plan, eylem ve bağlantıya rağmen "ülkenin değerli evlatları" klişesiyle çete bağlantılı darbecileri savunmaya çalıştığını vurguladı.
Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:
GENELKURMAY'DAN SKANDAL TALEP: PAŞALARA İMTİYAZ!
9 Ocak 2009
Medyada dün geceden itibaren Genelkurmay Başkanı'nın Ergenekon davasıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a, bilhassa tutuklu ve kovuşturmaya tabi konumdaki generallerle ilgili olarak birtakım talepler ilettiğine dair yayınlar izlemekteyiz. Bütünüyle yargının yetki alanı içinde ele alınması gereken bir konuda yürütme organının bir parçası olan askeri bürokrasinin şefinin, yürütme organının tepesindeki kişilere değerlendirmelerini, taleplerini ve(ya) uyarılarını iletmesi Türkiye'ye has bir gariplik olsa gerek!
Hiç tartışmasız, Ergenekon dosyası çerçevesinde gerçekleştirilen son gözaltılara başta Genelkurmay olmak üzere bürokratik çevrelerin verdikleri tepkiler resmi ideoloji muhafızlarının hukuktan ne anladıklarının ibretlik bir belgesi olmuştur. Savcılık kararıyla yapılan işlemlere ilişkin olarak verilen tepkiler, bürokratik oligarşinin ve onun başta medya ve birtakım meslek örgütleri olmak üzere sivil ayağını teşkil eden uzantılarının Türkiye'nin bir hukuk devleti olması önünde büyük bir barikat oluşturduğunu ortaya koymuştur.
İki gündür Genelkurmay merkezli olarak başlatılan ve Yargıtayca da köpürtülen atmosfer özetle bürokratik oligarşi mensuplarına ve yandaşlarına dokunulmasının kabul edilemeyeceği kabulü üzerine kurulmuştur. Bu tutum açıkça "Biz ayrıcalıklıyız, kimse bize dokunamaz!" tavrıdır. Bu imajı beselemek için alttan alta darbe sopası göstermekten bile çekinmeyen bu zihniyet, imajını ve çıkarlarını koruma adına ülkeyi ve toplumu gerilime sürüklemekten de kaçınmamaktadır. Gözaltına alınmamak için Rusya'ya kaçan emekli generalinden, evlerinde onlarca silah ve bomba ele geçirilen yarbayına kadar pek çok mensubu darbeci çete pisliğine bulaşmış Genelkurmay ise temizleme, ayıklama çabasına girişmek yerine akıl almaz bir tutumla "mesleki dayanışma" refleksi içine girmiş görünmektedir.
Bu ülkede daha yakın geçmişte milletvekilleri yasal dokunulmazlıklarına rağmen Meclis kapısında yaka paça gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. 28 Şubat süreci adı verilen karanlık dönemde brifing tezgahından geçirilen hukuk eliyle akıl almaz uygulamalara imza atılmıştır. Ne ilginçtir ki, tüm bu hukuksuzluğun mimarları şimdi darbe örgütlenmesi içinde yer alan mensuplarını kollama adına cayırtı kopartmaktadırlar. Ortaya çıkan bunca kirli plan, eylem ve bağlantıya rağmen hala "ülkenin değerli evlatları" klişesiyle çete bağlantılı darbecileri savunmaya çalışmaktadırlar.
Şüphesiz tüm bu çabalar içinde Genelkurmay adına Başbakan ve Cumhurbaşkanı'na iletildiği iddia edilen, hapisteki paşaların tutuksuz yargılanmaları, gözaltına alınanların davetle ifadeye çağrılması ve benzeri talepler hukuksuzluk çıtasını en tepeye vardıran çabalar olmuştur. Emekli ya da muvazzaf asker olmak, albay ya da general olmak hiç kimseye diğer insanlardan farklı muameleye tabi tutulma hakkını vermez. Askeri bürokrasi aristokratik imtiyaz benzeri talepler ileri sürerek kendini gülünç duruma düşürmemelidir.
Gerçekten hukuk devleti olma iddiasındaysa Türkiye'nin bu tarz hukuk dışı talep ve icraatlardan süratle kurtulması gerektiğini bir kere daha vurguluyor; tam bir skandal sayılabilecek bu tavırlarıyla Genelkurmay'ın, öncelikle yargıyı ve tüm toplumu baskı altına aldığı gerçeğine dikkat çekiyoruz.
Özgür-Der