Ukrayna’yı işgal etmeye çalışan Rusya, İstiklal Caddesinde bulunan başkonsolosluk önünde protesto edildi.
Özgür-Der’in çağrısıyla Rusya Başkonsolosluğu önünde toplanan kalabalık, emperyalist adımlarla çarlık günlerine geri dönme hayali kuran Putin’e “İşgale son ver” çağrısında bulundu. Eyleme bölgede bulunan bazı Ukraynalılar da iştirak ederek destek verdi.
Eylemde “İşgale Hayır! Rusya Ukrayna’dan Defol!” yazılı bir pankart ve “Emperyalist Rusya, Ukrayna’dan, Kafkasya’dan, Suriye’den Defol!”, “Imperialist Russia, Get Out Of Ukraine, Caucasia, Syria!”, “Katil Putin Ukrayna’dan Defol!” ve “Katil Putin Kırım’dan Defol!” yazlı dövizler taşındı.
Eylem sırasında “Katil Putin Ukrayna’dan Defol!”, "Dünyanın Utancı Rusya'nın İşgali!", "Rusya Lobisi Hesap Verecek!", "Katil Putin Katil Rusya!", "Katil Rusya Afganistan'ı Unutma!", “Emperyalist Rusya Hesap Verecek!”, “Halkların Düşmanı Yeni Çar Putin!”, “Ukrayna Halkı Yalnız Değildir!”, “Katil Putin Suriye’den Defol!” sloganları atıldı.
Eylemde söz alan Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay, Rusya’nın işgal girişimini barbarlık olarak tanımlarken Rus ordusunun tavrını Moğol ordularına benzetti.
Rusya’nın 'Ukrayna’ya girmeyeceğini ve savaş istemediğini' söylediğini hatırlatan Alpay, Rusya’ya inanmanın anlamsız olduğunu belirtti.
“Dün Çeçenistan’da Grozni’yi ve Suriye’de Halep’i yerle bir eden Rusya bugün Ukrayna’da Donbas’ı yerle bir etmeye çalışmaktadır.” diyen Alpay, Rusya’nın hamlelerinin büyük bir suç olduğunu ve meşrulaştırılamayacağını söyledi.
Rusya’nın “İşgal yok özel operasyon var” açıklamalarının da işgal girişimiyle uyuşmadığını söyleyen Alpay, AB’nin yaptığı açıklamalarla Putin’i cesaretlendirdiğini belirtti.
Rusya’nın girişimini kınayan Alpay, Ukrayna topraklarının derhal terk edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin Kırım’ın işgalini tanımadığını ve Ukrayna’nın işgalini gayrı meşru ilan etmesinin önemli olduğunu da kaydeden Alpay, bunun yeterli olmadığını, Rusya’ya karşı yaptırımların gerekli olduğunu söyledi.
Türkiye’deki Rus yanlılarının işgali meşrulaştıran haberler yaptığını anlatan Alpay, ABD ve NATO’nun işgallerinin kınanmasına rağmen Ukrayna’ya dönük Rus işgalinin de sendikalar ya da dernekler tarafından protesto edilmediğini söyledi.
“Yaşasın Halkların kardeşliği” sloganı atanların Ukrayna halkına yaşam hakkı tanımadığını da vurgulayan Alpay, bunun tarihe geçtiğini ve unutulmayacağını söyledi.
“Suriye halkının katledilmesine karşı çıktığımız gibi Ukrayna’nın işgaline de karşı çıkıyoruz” diyen Alpay, Rusya’nın Kiev’i düşürüp Kadirov ve Esed yönetimi gibi kukla bir rejim kurmak istediğini söyledi.
Rusya’nın daha önce Prag’a da girdiğini hatırlatan Alpay, bugün o coğrafyada Rusya’ya dair hiç bir ize izin verilmediğini, Doğu Avrupa’da Sovyet Rusya’nın esamesinin okunmadığını ifade etti.
10 yıl boyunca işgal ettiği Afganistan’dan da Rusya’nın kovulduğunu anımsatan Alpay, Rusya’nın Ukrayna ve Suriye’den de kovulacağını söyledi.
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, ise aylardır işgal etmeyeceğini söyleyen Rusya’nın bütün dünyanın gözü önünde Ukrayna’yı parça parça yutmakta olduğunu söyledi.
Aylardır bu durumun bilinmesine rağmen bir müdahale olmadığını hatırlatan Kaya, bir de üzerine Rusya’nın güvenliği gibi söylemlerle Rusya’nın eylemlerinin meşrulaştırılmaya çalışıldığını belirtti.
Ukrayna’nın Doğusundaki halkların Rusya’yı yardıma çağırdığı senaryosu ile hareket eden Rusya’nın, Doğu Avrupa’ya da benzer bir senaryo ile girdiğini anımsatan Kaya, yarın Gürcistan ve hatta Türkiye’nin benzer bir senaryoya maruz kalabileceğini ifade etti.
Kaya, “Putin açıkça Çarlık Rusya’sına özlemini söylüyor. Bu özlem Kafkasya gibi pek çok coğrafyayı kapsıyor, yarın Türkiye için de geçerli olabilir. Bugün ilişkiler iyi görünüyor olabilir yarın Türkiye için de tehlike olacak.” diye konuştu.
Türkiye’de Putin ve Rusya’nın tezleri ile konuşanlarla hesaplaşılması gerektiğini belirten Kaya, “ABD, Irak'ı işgal ettiğinde tüm anti-emperyalistler, tüm adaletten yana olanlar, tüm Müslümanlar karşı çıktı, Rusya’nın işgalinin bu durumdan ne farkı var? ABD, Irak’ta kimyasal silahları bahane etti, Rusya da nükleer silah olma ihtimalini öne sürüyor.” dedi.
ABD ve NATO’nun emperyalist olduğunu ve bunlara bel bağlanılmaması gerektiğinin altını çizen Kaya buna rağmen Ukrayna halkının kendi kaderini tayin hakkına saygı duyulması gerektiğini açıkladı.
Eylemin sonunda Rümeysa Bayram tarafından basın açıklaması okundu.
Basın açıklamasının tam metni,
Rusya Federasyonu Ukrayna’daki İşgale Derhal Son Vermelidir!
On binlerce asker ve devasa savaş mekanizmalarıyla Ukrayna sınırlarını aylardır kuşatma altında tutan Rusya Federasyonu Kırım’ın ardından Donetsk ve Luhansk bölgelerine yönelik de kanlı ve yıkıcı bir işgal başlattı. Rusya Devlet Başkanı Putin’in kameralar önünde Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlıklarını tanıma ve bölgeye barış gücü gönderme kararı basit fakat çirkin ve kanlı bir mizansenden ibarettir. Rusya açıkça ve resmen Ukrayna’yı parça parça yutmakta ve bizzat Putin’in cümleleriyle “Tarihi Rusya’yı canlandırma” referansıyla en yakın çevresinden başlayarak emperyalist yayılmacılığa yönelmektedir. Üstelik Rusya Donetsk ve Luhansk’ı da Kırım’ın işgal ve ilhakına benzer bir yutma sürecine tabi tutarken sürekli bir biçimde NATO kışkırtması gibi, barışçıl çözüm yöntemleri gibi çift yönlü işleyen hilelere de sık sık müracaat etmektedir.
Ukrayna veya başka bir ülke ve halka hiçbir surette Amerika ve Rusya arasındaki rekabetin nesnesi ve aparatı şeklinde bakılamaz. Ukrayna halkının iradesi, tercihleri ve kararları ne Rusya’nın ne Amerika’nın ne de bir başka gücün ipoteği altındadır. Rusya’nın Ukrayna halkını silah zoruyla, tehdit ve şantajla kuşatması, ülkesini parça parça edip diz çökmeye zorlaması klasik Çarlık ve Sovyet Rusya politikalarının hortladığına yeni bir delildir. Doğu Avrupa, Kafkasya ve Orta Asya’ya uzun yıllar tasallut etmiş kirli, kanlı ve yıkıcı bir gelenek hortlamaktadır maalesef. Ancak bu geleneğin hortlaması, ülke ve halkların üzerine çökmesi Ukrayna’dan önce başlamıştır. Çeçenistan’ı yakıp yıkan, Gürcistan’ı parçalayıp bölen ve Esed rejimini ayakta tutmak için Suriye’de eşi benzeri görülmemiş yıkım ve katliamlara girişen Rusya şimdi başka bir merhaleye geçmiştir. Bütün bu ülkeler yakılıp yıkılırken basit kınama mesajlarıyla geçiştiren Amerika, Avrupa ve NATO Suriye’de iyice önünü açtığı Rusya’yı artık Ukrayna’da hiçbir surette tutamamaktadır. Rusya’nın işgal ve katliamlarını cesaretlendiren hatta kışkırtan Amerika, Avrupa ve NATO’nun Afganistan ve Irak işgalleri sürecinde sergilediği en rezil sömürgecilik siyasetidir. Siyonist İsrail’in Filistin’i hücrelerine kadar, DNA’larına kadar işgaline sınırsız destek veren Batı’ya karşı oluşan haklı nefret kamuoyu nezdinde Rusya’nın işgal politikaları karşısında kekemeliğe, şaşkınlığa sebebiyet vermektedir.
Rusya’nın Ukrayna’da giriştiği işgal sürecine karşı Türkiye’nin takındığı tavır ahlaki ve hukuki açıdan yerindedir. Ancak bu işgalin bitirilmesi için Türkiye diğer ülkelerle birlikte daha etkin ve sonuç alıcı girişimleri de sonuna kadar sürdürmelidir. Ukrayna halkıyla dayanışmak, işgal ve kuşatmanın bitirilmesi yolunda somut adımlar atmak hem komşuluk hakkıdır hem de Türkiye’nin temsil etme iddiasında bulunduğu ahlaki misyonun gereğidir.
Bunca hengame arasında en çok dikkat çeken hatta mide bulandırıcı düzeyde seyreden işlerden birisi de Rusya’nın işgal, parçalama ve katliam politikalarına Türkiye’den çok sayıda çevrenin doğrudan veya dolaylı destekler vermesidir. İşgal ve katliam Rusya’dan gelince Türkiye’deki Kemalist ve sol-sosyalist kesimler bırakın karşı çıkmayı derhal amigoluk ve trollüğe soyunmaktadırlar. Rusya’nın Suriye’deki yıkım ve katliamlarına ideolojik, mezhebi ve İslamofobik gerekçelerle meşruiyet atfedenler şimdilerde aynı işi Ukrayna’da üstlenmiş durumdadırlar. “Katil Rusya Suriye’den defol!” ilkesini haykıramayanların “Katil Rusya Ukrayna’dan defol!” şeklinde sloganlar atması elbette ki mümkün olamamaktadır. Barış, sevgi, halkların kardeşliği masalı ya Rusya emperyalizmi ya Esed ve Sisi despotizmi ya da PKK-PYD işbirlikçiliği duvarına toslayıp tuzla buz olmaktadır. Türkiye’deki “Diren Esed Cephesi” ile “Diren Putin Cephesi”yle kardeştir ve Suriye halkına düşman olduğu gibi Ukrayna halkına da ölümüne düşmandır.
Söz konusu çevreler açısından esas itibariyle savaşa, işgale, tehcir ve katliama ilkesel olarak karşıtlık değil bir devletin hegemonyasına veya despotik bir rejimin bekasına hizmet esastır. Suriye ve Ukrayna halkının irade ve kararına düşman olanlar NATO karşıtlığı adı altında Rusya-Çin bloğu hesabına çalıştıklarını gizlemeye çalışmaktadırlar. Rusya’nın işgal ordusunu, katliam çetelerini “Barış Gücü” olarak takdim ve müdafaa etmek Suriye halkına da Ukrayna halkına da cephe açıp savaş ilan etmektir. Rusya’nın ne Suriye halkı üzerinde ne de Ukrayna halkı üzerinde meşru ve makul bir hakimiyeti olabilir. Rusya, kan dökücü ve yıkıcı bir güçtür ve hem Suriye’deki hem de Ukrayna’daki askeri birliklerini derhal geri çekmelidir. NATO’yu bahane ederek Rusya’nın hiçbir ülkeye ve halka tasallut etme yetkisi yoktur. Rusya’nın Ukrayna’daki varlığı da Suriye’deki varlığı da gayrı meşrudur, gayri kanunidir ve insanlık suçudur. Ticaret, turizm, enerji, veya başka bir alanda yapılan anlaşmaların Türkiye’ye karşı birer şantaj ve tehdit unsuru olarak kullanılmasına da hiçbir surette izin verilmemelidir.
Özgür-Der
Fotoğraf: Melih Telci