"Danıştay, Ergenekon'un Avukatı mı?"

Danıştay cinayetinin Ergenekon’la bağlantısının ortaya çıkmasına rağmen, yüksek yargı mensupları davayı çarptırarak başörtüsü ve şeriat düşmanlığı yapmaya devam ediyorlar; Ergenekoncuları sahiplenip, darbe borazanlığı yapıyorlar.

Danıştay saldırısının 3. yılında toplanan yüksek yargı mensupları Ergenekon'a sahip çıktılar. Danıştay 5. Daire Başkanı Salih Er, yaptığı konuşmada hukuki kararları hiçe sayarak Danıştay cinayetinin rejime yönelik olduğunu iddia etti ve hiçbir sorun yokken (!) "türban"ı kaşıya kaşıya gündeme getiren "şeriatçı basın"ı sorumlu tuttu.

Konuyla ilgili bir basın açıklaması yapan Özgür-Der, yüksek yargı mensupları eliyle darbe sürecine yeni bir katkının yapıldığını belirterek, Danıştay'ın Ergenekon avukatlığına soyunduğunu ifade etti. Danıştay Başkanı Mustafa Birden'in de dava sürecini çarpıtmaya yönelik sözlerini eleştiren Özgür-Der, yüksek yargı mensuplarının, hukukun ve adil yargılamanın değil; darbecilerin borazanlığını yaptıklarının altını çizdi.

Özgür-Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni:

YÜKSEK YARGI MENSUPLARI ELİYLE DARBE SÜRECİNE YENİ BİR KATKI

DANIŞTAY, ERGENEKON'UN AVUKATI MI?

18 Mayıs 2009

Danıştay saldırısının 3. yıldönümü dolayısıyla dün Ankara'da düzenlenen toplantıda sarf edilen konuşmalar Türkiye'de yargıya hakim zihniyetin nasıl bir ideolojik körlük içinde olduğunun yeni bir göstergesi olmuştur. Tetikçi Alparslan Arslan'ın gerçekleştirdiği eylem başından itibaren ciddi şüpheler içermesine rağmen ısrarla olayı "Danıştay 2. Dairesi'nin başörtüsü aleyhine verdiği karara karşı İslamcı bir tepki eylemi" şeklinde sunma gayretleri bilindiği gibi yakın zamanda ardı ardına verilen mahkeme kararlarıyla yalanlanmıştır. Bu dava hakkında daha önce verilen kararın Yargıtayca bozulması üzerine dava İstanbul'da devam etmekte olan Ergenekon davasıyla birleştirilmiştir.

Tüm bu gelişmelere rağmen dün yargının en tepesindeki bazı zevat tarafından ortaya konan tutumlar bu ülkede birilerinin ısrarla at gözlüklerini çıkartmaya yanaşmadıklarını göstermiştir. Provokatif niteliği ayyuka çıkmış bir olayı ısrarla, inatla kafalarında oluşturdukları senaryoya yamamaktan vazgeçmeyenlerin bu tutumları ister istemez bu kişilerin acaba Ergenekon projesi kapsamında bir rol mü üstlendikleri sorusunu akla getirmektedir.

Danıştay 5. Daire Başkanı Salih Er'in konuşması tam manasıyla siyasi bir manifesto, daha doğrusu resmi ideolojik karartma geleneğinin bir yansıması olmuştur. Apaçık gerçeğe rağmen hala "irtica tehdidine karşı cumhuriyeti savunma" kalıbının ardına sığınarak dayatmacılığı rehber edinmiş bu mantık halk iradesini yok saymanın çirkin bir tezahürünü sunmaktadır. Ergenekon çete sanıklarını alabildiğine savunan, aynı şekilde seçilmiş yöneticilere açıkça saldırılar yönelten bu konuşmanın sahibinin bir dizi konuda hüküm verme mevkiinde olduğunu düşünmek korkutucudur.

Öte yandan Danıştay Başkanı Mustafa Birden'in konuya yaklaşımında da aynı çarpık mantığı açıkça müşahede edebiliyoruz. Konuyla ilgili yapılan tören vesilesiyle Anıtkabir özel defterine düşüncelerini yazan Mustafa Birden, Danıştay eylemini laik cumhuriyete yönelik bir saldırı şeklinde tanımlamak suretiyle bariz bir biçimde çarpıtma eyleminde bulunmaktadır.

Darbeci, çeteci, her türlü karanlık işlere imza atan Ergenekon örgütlenmesinde ismi geçenleri sahiplenen Danıştay, bizzat kendisi hukuku yok sayarak bunca mahkeme kararına rağmen hedef şaşırtmak derdinde. Danıştay cinayetinin Ergenekon'la bağlantısının ortaya çıkmasına rağmen hala "türban" ve "şeriatçı basın"ı hedef gösteren Danıştay, yargı despotizmini darbecileri savunarak katmerleştirmekte. Yüksek yargı mensuplarının artık karakteristik bir özelliği olan yargıyı siyasallaştırmak şöyle dursun; dava süreçlerini çarpıtmak da vicdanî hiçbir rahatsızlık duyulmaksızın aşikâr bir şekilde serdedilmekte. Darbe düzenini cübbeleriyle ayakta tutma gayreti içindeki yüksek yargı mensupları, bu ülkede hukukun ve adil yargılamanın değil; darbecilerin borazanlığını yapma statüsünü hak etmektedirler.

ÖZGÜR-DER

Basın Açıklamaları Haberleri

Ey Sisi, Gazze halkının açlık ve susuzluktan ölümünü daha ne kadar seyredeceksin?
Türkiye ve Suriyeli STK'lardan Suriyelilere yönelik saldırılara karşı ortak basın açıklaması
Özgür-Der: Kemalist öğütüm sistemini tartışmadan atılacak hiçbir adım yeni olmayacaktır!
Soykırımcı Çin BM’nin kararına uy, Uygurları serbest bırak
Yurtdışı Filistinliler Halk Kongresi’nden ‘Gazze’deki Soykırımı Durdurun!’ çağrısı