Bu İnkarcı Yaklaşımlar Kürt Sorununu Derinleştiriyor!

Türkiye’de resmi ideolojiyi dokunulmaz, sorgulanmaz bir put, bir tabu şeklinde muhafaza etme mantığı gerek içeride, gerekse de dünya çapında yaşanan onca gelişmeye rağmen inatla sürdürülmeye çalışılmakta.

Türkiye'de resmi ideolojiyi dokunulmaz, sorgulanmaz bir put, bir tabu şeklinde muhafaza etme mantığı gerek içeride, gerekse de dünya çapında yaşanan onca gelişmeye rağmen inatla sürdürülmeye çalışılmakta. Bu olgunun hemen her gün karşılaştığımız tezahürlerinden biri de geçtiğimiz hafta sonu tertiplenen ve Kürt sorununa barışçı yöntemlerle çözüm arayışını gündemleştiren konferans vesilesiyle ortaya çıktı. 13-14 Ocak tarihlerinde Ankara'da düzenlenen "Türkiye Barışını Arıyor" başlıklı konferans hakkında Ankara Savcılığı'nın inceleme başlattığı bugün basına yansıdı.  

Türkiye'nin ve hatta tüm Ortadoğu'nun asırlık sorunlarından biri olan Kürt sorununa ilişkin olarak ortaya konan bu tavır anlamsız olduğu kadar beyhudedir de. Soruna yönelik çözüm arayışlarını gündemleştiren, üstelik de bunu ısrarlı bir biçimde barışçıl temelde geliştirmeye, olgunlaştırmaya yönelik çabaların dahi adli takibata konu edilmesi şüphesiz otoriter zihniyetin tahammülsüzlüğünün bir yansımasıdır. Bu ülkenin bir dizi toplumsal sorununu yok sayan, inkar eden bu zihniyet Kürt sorununun konuşulmasını dahi engelleme refleksiyle sonuçsuz ve boş bir tepki vermekle kalmamakta, aynı zamanda gülünç de olmaktadır.  

Bir yandan Irak'taki gelişmeler ve Kerkük sorunu üzerinden kabartılmaya çalışılan milliyetçi, şoven rüzgarlarla bastırılmaya, işlevsizleştirilmeye çalışılan sağduyu ve akıl, klasik devletçi zihniyetin bu tarz yansımalarıyla adeta daha da silikleşmeye, sıfırlanmaya zorlanmaktadır. Oysa bu halkın, bu ülkenin ihtiyacı olan şey daha fazla duygusallık ve baskı, şiddet değil; adalet ve hakkaniyet temelinde sorunlara çözüm aranması ve bunun için de her şeyden önce özgür ortamların tesisidir.  

Gayet açıktır ki, savcılık incelemeleriyle ya da mahkeme kararlarıyla toplumsal sorunlar ne gizlenebilir, ne de çözülebilir. Bu tarz baskı mekanizmaları olsa olsa kanayan yaranın daha  da derinleşmesine, içinden çıkılmaz hale gelmesine vesile olur. Bu perspektifle Kürt sorununa çözüm arayışını gündemleştiren "Türkiye Barışını Arıyor" başlıklı konferans hakkında yasal mekanizmaların harekete geçirilmesini toplumsal sorunların ve taleplerin bastırılmasına yönelik baskıcı bir tutum olarak görüyoruz. Resmi ideolojik şiddet tutumunun bir yansıması olan bu girişimi Türkiye'nin yakıcı bir sorunu olan Kürt sorunu üzerinde konuşulmasını, çözüm arayışını engellemeye yönelik bu tutumu kınıyoruz.

Özgür-Der

Basın Açıklamaları Haberleri

Ey Sisi, Gazze halkının açlık ve susuzluktan ölümünü daha ne kadar seyredeceksin?
Türkiye ve Suriyeli STK'lardan Suriyelilere yönelik saldırılara karşı ortak basın açıklaması
Özgür-Der: Kemalist öğütüm sistemini tartışmadan atılacak hiçbir adım yeni olmayacaktır!
Soykırımcı Çin BM’nin kararına uy, Uygurları serbest bırak
Yurtdışı Filistinliler Halk Kongresi’nden ‘Gazze’deki Soykırımı Durdurun!’ çağrısı