Bir dergiye verdiği röportajda Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç; 'Türbanın Köşk'e çıkmasını nasıl karşılarsınız?' sorusuna, "Efendim bir Anayasamız var, bir 'dress code' dediğimiz giyim kuşam tarifi değil mi? Atatürk'ün getirdiği... Kamusal alanlar tarif edilmiş. Şimdi böyle bir tarif varken cumhurbaşkanının eşinin türbanlı olması, bütün bunlar bir kenara atılıyor demektir ki, bu olmaz, kabul edilemez." cevabını veriyor.
Rahmi Koç'un başörtüsüne ilişkin verdiği 'Cumhurbaşkanının eşinin türbanlı olması kabul edilemez!' beyanatı Türkiye'deki devlet destekli büyük sermayenin, devletin resmi ideolojik dayatmalarını silahlı ve sivil bürokrasi gibi sürdürmekte önemli misyonlar yüklendiğinin önemli bir göstergesidir. Tek parti ve darbe dönemlerinde sermayelerini daha bir büyütenler, siyasal-sosyal hiçbir alanda ama özellikle yönetim kademelerinde başörtünün görünür olmasını istemiyorlar.
Herkes kendi işine baksın diyeceğiz ancak aslında sermaye kapitalist hayatı yaygınlaştırma misyonunu özellikle başörtüsü ve namaz düşmanlığı üzerinden ifa etmeye çalışıyor. Çünkü bu ülkeye egemen olan anlayış ve pratik namazla, başörtüsüyle mücadele etmek üzere dizayn edilmiştir. Ve bu sistem silahlı kuvvetleriyle, bürokrasisiyle, sermayesi ve medyasıyla organize bir şekilde bu mücadeleyi yürütüyor.
Başörtümüzün nerede ve nasıl kuşanacağımızı ne silahlı bürokrasinin paşaları, ne YÖK'ün emireri misyonunu üstlenen rektörleri ne de devlet tarafından semirtilen sermaye sınıfının patronları belirleyebilir. Başörtüsü alemlerin rabbi olan Allah tarafından emredilmiştir ve bu emrin müminler tarafından yerine getirilmesinin önünde hiçbir güç engel olamaz.
Özgür-Der Genel Merkezi