ABD'nin son günlerde Suriye'de gerçekleştirdiği, İslami grupları ve sivilleri hedef alan hava saldırıları Saraçhane Parkı'nda protesto edildi. Protestoda anti-emperyalizm edebiyatı yapıp ABD saldırıları karşısında susanların maskesinin düştüğü ifade edildi.
Özgür-Der'in çağrısıyla Saraçhane Parkı'nda toplanan grup "Suriye'de Mücahitler ABD-Esed İttifakının Hedefinde! İncirlik Bu Katliam Ortaklığının Neresinde?" ve "Esed Rejiminin Suç Ortağı Emperyalist ABD Suriye'den Defol!" yazılı pankartlar açtı.
"Esed ve İran Destekçileri! ABD Vurdu Maskeniz Düştü! İşbirlikçiliğiniz Tescillendi!", "Sahte Anti-Emperyalistler ABD Saldırısına Neden Susuyorsunuz?", "ABD Defol!" , "Suriye İslami Direnişi Ne ABD Emperyalizmine Ne De Esed Vahşetine Boyun Eğmeyecek!", "Esedçiler, İrancılar, Kürtçüler, Solucanlar! Tüm Sahte Anti-Emperyalistler! Maskeniz Düştü! İşbirlikçiliğiniz Tescillendi!!" yazılı dövizlerin taşındığı eylem boyunca "Katil ABD Suriye'den Defol!", "Katil ABD Ortadoğu'dan Defol!", "İncirlik Üssü Kapatılsın!", "İslami Hareket Engellenemez!", "Suriye Halkı Yalnız Değildir!" , "Emperyalizm Yenilecek, İslami Hareket Kazanacak!", "Suriye'ye Özgürlük Direnişle Gelecek!", "Suriye Cihadı Onurumuzdur!", "Zulüm Biter, Sabır, Savaş, Zafer" sloganları atıldı.
Saraçhane Parkı'ndaki eylemin sunuculuğunu Murat Ayar yaptı. Ayar, Türkiye'de anti-emperyalist olduğunu iddia eden kesimlerin, ABD'nin Suriyeli İslami gruplara yönelik gerçekleştirmiş olduğu hava saldırılarına karşı bir tepki koymadıklarını, bu nedenle maskelerinin düştüğünü belirterek sözü Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya'ya verdi.
Rıdvan Kaya, sözlerine Srebrenitsa katliamının üzerinden 20 yıl geçtiğini, Suriye'de ise Srebrenitsa'dan da büyük ölümlerin yaşanmasına rağmen toplumda gerekli karşılığının bulunmadığını belirterek başladı. "Şu an Srebrenitsa ile ilgili yoğun bir gündem var. Suriye'deki katliamların da gündem olması için üzerinden illa 20 yıl mı geçmesi gerekiyor?" diye soran Kaya, bugüne kadar Türkiye hükümetinin Suriye direnişine karşı takındığı tavrın onurlu bir tavır olduğuna dikkat çekti. Son süreçte gündeme geldiği üzere hükümetin, ABD'nin Suriye politikalarına asla meyletmemesi gerektiğini ve ABD'den uzak durması gerektiğini söyleyen Kaya, "Asıl önemli olanın siyasi menfaatler değil onurlu ve hakkaniyetli duruştur." dedi. Hükümetin, ABD'den Esed rejimini de hedef almasını beklediğini söyleyen Kaya, bunun asla gerçekleşmeyeceğini belirtti. Alternatifi İslami direniş grupları oldukça ABD'nin, Esed rejiminin düşmesi için hiçbir şey yapmayacağını hükümetin anlaması gerektiğini söyledi. Baas rejiminin 5 yıldır yapmış olduğu katliamlara ve onun destekçilerine rağmen Esed diktasının mutlaka düşeceğini ve Suriye direnişinin zaferle taçlanacağını ifade etti. Suriyeli direnişçilerin hedef alındığı saldırılar için İncirlik Üssünün kullanılmasının utanç olacağını belirten Kaya, üssün kapatılmasını istedi.
Daha sonra söz alan gazeteci-yazar Ahmet Varol, Suriye İntifadası başladığında bu direnişe destek verdiğimiz için bizi ABD'yi bölgeye çağırmakla suçlayanlar, Irak'ta ABD işgalini desteklediler ve ABD ile işbirliğine girdiler. Bugün de bu işbirliğinin sonuçlarını görmekteyiz. Görüldüğü üzere ABD, Suriye direnişinin yanında yer almadı; bilakis onlara saldırarak Esed rejiminin ekmeğine yağ sürdü. "Biz Müslümanlar tüm zulümler karşısında birlik içinde olmalıyız." diyerek sözlerine son verdi.
Eylem "İncirlik Üssü Kapatılsın! ABD Defolsun!" ve "Suriye Cihadı Onurumuzdur!" sloganları ve tekbirlerle sona erdi.
DİĞER FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ >>>
Basın açıklamasının tam metni:
ABD'NİN SURİYE'DEKİ KATLİAMLARINA İNCİRLİK RAMPA OLMASIN!
11 Temmuz 2015
Türkiye'nin ABD ile İncirlik üssü konusunda uzlaştığına dair haberlerin arttığı bir vasatta Amerikan jetlerinin Suriye'de muhaliflere yönelik saldırılarının yoğunlaştığına şahitlik ediyoruz. Nitekim 8 Temmuz Çarşamba günü İdlib'te Nusra Cephesi karargah ve mensuplarına yönelik gerçekleştirilen bombardımanlarda çok sayıda mücahitle birlikte içlerinde çocukların da bulunduğu pek çok sivilin katledildiği görüldü.
Esed Rejimiyle Paralelleşen Amerikan Saldırıları
Bu saldırılar belli aralıklarla tekrarlanmakta. Irak ve Suriye'de tam tekmil bir savaş yürüten ve kesintisiz biçimde IŞİD hedeflerini bombalayan Amerikan ordusu, ilaveten Suriye'de Nusra Cephesi, Ahraruş Şam ve diğer örgütleri de zaman zaman hedef almakta. Son yapılan saldırıların kısa bir süre önce rejimden kurtarılan İdlib'tekiNusra mensuplarını hedef alması ve Halep'te muhaliflerin Esed rejiminin kontrolü altındaki bölgelere yönelik kapsamlı harekatının devam ettiği bir süreçte gerçekleşmiş olması dikkat çekiyor. Bu saldırılar muhalifler karşısında gerileyen Esed rejimine can suyu teşkil ederken, aynı zamanda ABD'nin kendisine karşıt İslami güçlerin Suriye'de güçlenmesini engellemeye yönelik stratejisini yansıtıyor.
Özetle tam 4 yıldır Esed rejiminin sistematik vahşetine karşı uluslararası teamüller, BM'de Rusya vetosu, Cenevre müzakereleri ve benzeri bir dizi gerekçeyle göz yuman ve katliamcı, barbar Esed rejimine net tavır almaktan kaçınan ABD'nin gelinen süreçte Suriye İslami muhalefetine karşı açıkça Esed rejimiyle aynı safta buluştuğu görülüyor.
Bu kesinlikle yeni bir gelişme, yeni bir bilgi değil! Esed rejiminin alternatifinin İslami güçler olduğunun ortaya çıktığı ilk andan itibaren ABD'nin (ve bütünüyle Batılı emperyalistlerin) Suriye'de statükonun devamından yana tavır aldığı bilinmekteydi. Baas diktasını hiç hak etmediği biçimde anti-emperyalizm payesiyle taltif edip, muhalefeti başından itibaren işbirlikçi-piyon konumuna oturtarak Suriye'deki zulmü perdelemeye çalışanların yürüttükleri yalan ve iftira kampanyalarına rağmen bu gerçek ortadaydı. Ağustos 2013'te Doğu Guta'da gerçekleştirdiği kimyasal katliamdan sonra kırmızıçizgi palavrasının üstünü çizip Esed rejimiyle müzakere masasına oturanların niyetini anlamamak mümkün müydü?
İslamcı Güçlerin Tümünün Tasfiyesi Hedefleniyor!
ABD Irak ve Suriye'de yürüttüğü operasyonlarla IŞİD'in tasfiyesini hedeflediğini söylüyor. Tutarlılıktan da, meşruiyetten de uzak bir tutum! IŞİD'i doğuran şeyin bizzat Amerikan işgali olduğu gerçeği ortadayken bu söylemin haklılığından söz edilemez. Mamafih IŞİD'in ölçüsüzce, vahşice, akılsızca yapıp ettikleriyle müdahaleyi haklılaştırdığını varsayalım! Peki, Suriyeli diğer muhalif grupların hedef alınmasının gerekçesi nedir?
Deniyor ki, IŞİD sadece ABD için değil, bölge ülkeleri ve halkları için de bir tehdittir, bu yüzden tasfiye edilmesi gerekir! Peki, Suriye halkının açıkça desteklediği, yanında yer aldığı, koruyucusu olarak gördüğü örgütleri hedef almanın manası nedir? Açık ve öz olarak, Suriye'nin geleceğinde İslami bir çizginin belirleyici olmasının önüne geçmek!
Bu amaç doğrultusunda bazen uçaklarla, bazen füzelerle, bazen de insansız hava araçlarıyla, bombardımanlar sürdürülüp, katliamlar işleniyor. Esed rejimine karşı savaşan mücahitlerin tepelerine bomba yağdırılıyor.
Türkiye Kendini Kandırmasın! ABD'nin Suçuna Ortak Olmasın!
Ve tüm bu zulümlerin ortasında Türkiye ile ABD'nin İncirlik müzakerelerinde uzlaşma noktasına varıldığı iddiaları dillendiriliyor. ABD'nin taleplerine uzun bir zamandır direnen Türkiye'nin İncirlik Üssünün IŞİD ve Esed rejimine yönelik operasyonlarda kullanılmak üzere ABD jetlerinin kullanımına açılmasına müsaade edildiği söyleniyor. Eğer bu iddialar doğruysa Türkiye'nin büyük bir hayal kırıklığına uğraması kaçınılmazdır. Türkiye, ABD'nin Esed rejimi diye bir sorununun olmadığını artık anlamalı ve olmayacak duaya amin demekten vazgeçmelidir!
Türkiye'nin İncirlik'in ABD jetlerine açılması için önşart olarak ileri sürdüğü söylenen "Esed rejimine karşı operasyonlar" beklentisi temelsizdir! Halen muhalifleri vurarak dolaylı biçimde Esed rejimini takviye eden ABD,Esed rejimine karşı neden tavır alsın ki? Bilakis ortak hedef ve çıkarlara sahip oldukları rahatlıkla söylenebilir. Türkiye ise büyük bir açmaza doğru sürüklenmektedir. İncirlik üzerinden, 1 numaralı düşmanı olduğu ayyuka çıkmış Esed rejiminin güçlendirilmesine katkı sağlayacak bir adım atmaktadır. Oysa yapması gereken şey, katil Baas rejiminin takviyesine aracılık etmek değil, Suriye halkının İslami direnişine darbeler indiren ABD'yi engellemektir!
Özgür-Der