Kasım Kara sunumunda özetle şu konulara değindi:
Sistemi tanınmak, sadece devletin rejimini tanımak ve yasal haklarımızı, nelerle sınırlı ve nelerle sorumlu olduğumuzu bilmek değildir. DEVLET /SİSTEM, karşımızda müşahhas bir kimse olmadığından onu tanırken makul bir tarih ve toplum değerlendirmesi yapmamız gerekmektedir.
MÜSLÜMAN davetçinin yaşadığı hataya ve toplumuna karşı nasıl bir yöntem izleyeceği hususunda önce kendisini VAHYİ ile aydınlatması zaruridir. Aksi halde ne kendisini ne SİSTEMİ ne de içinde bulunduğu bu topluma neyi nasıl sunacağını bilemez.
İçinde yaşadığımız zaman dilimi bize gösterdi ki VAHİY ile yeteri kadar aydınlanmayan müminler/camialar, hem devlete, hem sisteme, hem de gerekli toplum analizini yapamadıkları için doğru bir DAVET ve doğru bir mücadele yöntemi ortaya koyamamışlardır.
Bunun neticesinde de öncelikli olması gereken Tevhid-i daveti ve adil bir mümin profili ortaya koyma yerine hemencecik sistemi alaşağı edip yerine güya islâm devleti inşaa etmeyi öncelediler oysa bu yöntem ne nebevi idi nede bu toplumda devleti kutsal bilen insanların sosyal kodlarına uygun değildi.
Buradan yola çıkarak şöyle ifade edebiliriz. Doğru bir sistem, doğru bir halk (toplum) tanımı yapamamak doğal olarak yanlış bir hedefe doğru yol almak demektir ki, bu yanlış hedef ve yanlış metod 28 şubat da biraz acı biraz hüzün ve neticede rahmete dönüşen bir hadise oldu kanaatimce. Yine aynı dönemde SİSTEM içi araçlar ile yola çıkanların darbe nedeni ile yolda kaldıkları, sistemin inananlara hiç bir yerde güç kazandıracak bir alan bırakmamasına sebep oldu.
İşin özü şudur; biz adaleti ikame etmek için meşru olan sistem içi ya da dışı tüm araçları kullanırız kullanmalıyız. Ancak bu kullandığımız dernek, vakıf, parti vs lerin amaç değil araç olduğunu ve amaca ulaşmamıza engel olduğunu düşündüğümüz anda elimizin tersiyle itebilecek nitelikte insanların oluşturduğu istişareleri, şuraları, cemaatleri oluşturmalıyız öncelikle. Başkanların, liderlerin, reislerin, imamların karşısında önlerini ilikleyen kişiler değil; başkan, lider, reis, imam olup tebasına hizmet eden ve gerektiğinde konumunu bırakmayı bilen kişiler olmalıyız.
Seminer soru-cevap, katkılar ile son buldu.