Eynesil Özgür-Der’in çağrısıyla Yeni Cami avlusunda toplanan kalabalığa Emin Çobanhocamız Gıyabi cenaze namazı kıldırdı.
Eynesil Özgür-der adına basın metnini okuyanNabi Okur,’ İsrail katliamlarına Türkiye’den de dünyadan da tepkiler söz konusu.
Her ne kadar yeterli bulmasak da Suriye ile kıyasladığımızda aralarında ciddi farklar var. Peki, neden Gazze konusunda gösterilen duyarlılık, Suriye konusunda gösterilmiyor? Esed ve işbirlikçisi İran, Çin ve Rusya’nın, Gazze’de kan döken İsrail, Amerika, Mısır ve işbirlikçileri Suud’dan ne farkları var? Birisi Batı emperyalizmi, diğeri Doğu emperyalizmi!’ dedi.
Basın Açıklaması Gazzeli ve Suriyeli kardeşlerimizin zaferi için Zeynel Hocamızın duasıyla sona erdi.
Topluluk sık sık tekbir getirdi.’Gazze Siyonist Katillere Mezar Olacak, Yaşasın Filistin İslami Direnişimiz’,’Yaşasın Suriye Direnişimiz’ pankartlarının açıldığı eylemde ‘Katil İsrail Filistin’den Defol’,’Katil Esed Suriye’den Defol’,’Katil ABD Ortadoğu’dan Defol’ ,’Müslüman Zulme Boyun Eğemez’,’İslami Direniş Engelenemez’ sloganları atıldı.
Basın açıklaması tam metni
Gazze ve Suriye Direnişi Müslümanların Onurudur!
Artık son yıllarda Ramazan ayına girdiğimizde İslam coğrafyasındaki kan, gözyaşı ve katliamlar daha da bir arttırılıyor. Geçen yıl Mısır’da darbe ile iftar ve sahur vakitlerinde Müslümanlar katledilirken, bugün Gazze’de iftar ve sahurda kardeşlerimiz katlediliyorlar.
Acılardan acı seçiyoruz ve yüreğimiz kanıyor. İslam coğrafyasının nerdeyse her beldesinde İslam düşmanları tarafından büyük acılar yaşatılıyor. Doğu Türkistan’da İslam’a dair değerler yasaklanmış durumda. Afganistan ve Pakistan’da NATO’ya ait insansız hava araçları katliamlarına devam ediyorlar. Orta Afrika’da Fransa, Irak’ta Amerika-İran ve Maliki despotizmi, Mısır’da suud destekli Sisi diktatörlüğü, Arakan’da Budist katliamları, Suriye’de Esed-Rusya ve İran işbirliği, Müslümanları ve mazlum halkları katletmeye devam ediyorlar.
Ve Gazze. İşgalci Siyonist İsrail, bir kez daha Filistin halkına kan kusturuyor! Burada ayrıntılı bir şekilde İsrail’in katliamlarına örnekler vermeye gerek yok. Hepimiz Televizyon ekranlarından canlı yayınlarla çocukların, kadınların, yaralıların, okulların, hastanelerin, gazetecilerin ve ambulansların nasıl hedef alındığını görüyoruz. Bu elbette İsrail gibi işgalci, katillere yakışan bir durumdur! Tıpkı Esed gibi. Batı açısından da herhangi bir sorun yok, ufak tefek kınamalarla geçiştirilen bir durum söz konusu.
Ben kısaca burada özellikle Müslümanlarla, kendimizle ilgili bir hususa değinmek gerekiyor;
İsrail katliamlarına Türkiye’den de dünyadan da tepkiler söz konusu.
Her ne kadar yeterli bulmasak da Suriye ile kıyasladığımızda aralarında ciddi farklar var. Peki, neden Gazze konusunda gösterilen duyarlılık, Suriye konusunda gösterilmiyor? Esed ve işbirlikçisi İran, Çin ve Rusya’nın, Gazze’de kan döken İsrail, Amerika, Mısır ve işbirlikçileri Suud’dan ne farkları var? Birisi Batı emperyalizmi, diğeri Doğu emperyalizmi!
İsrail Pudra, fosfor, kimyasal ve çivili bombaları kullanıyor. Peki, Esed ne kullanıyor? Scud füzeleri, varil bombaları, kimyasal bombalar. Aralarında hiç fark yok!
İkisi de çocukları, kadınları, gazetecileri, Filistinlileri, yaralıları ayırt etmeden katlediyor!
Gazze’de 15 günde 800 civarında kardeşimiz katledildi, Suriye’de 2000 civarında! Peki, neden o zaman İsrail’e gösterdiğimiz tepkiyi ve duyarlılığı Suriye için göstermiyoruz? Burada açık bir çelişki yok mu? Suriye’de Esed’in yanında saf tutan İran olduğu için mi kafalar karışıyor?
Kardeşler, oysa mesele çok basit ve açık. Her kim haksız yere, insanları katlederse bütün insanlığı katletmiş gibi olur. İran, İslam devrim ilkelerinden uzaklaşmış ve yalnızca ulusal çıkarları için hareket eden bir devlete dönüşmüştür. Kur’an’ın ilkelerini ve ümmet maslahatını çiğneyerek, işbirlikçi ve çıkarcı tutumlarıyla İslam dünyasında despotlara karşı çıkan halklara karşı diktatörlerin yanında yer almıştır. Suriye’de Esed’in, Irak’ta Maliki’nin yanında yer almış, Mısır ve Gazze için de dut yemiş bülbüle dönmüştür. Işid gibi, Suud gibi adında İslam Cumhuriyeti bayrağında tevhid lafzı yazması, onu İslam devleti yapmaz!
2006 yılında İsrail’e karşı savaştığında İslam dünyasının takdirini alan Nasrallah ve Hizbullah, 4 yıldır Suriye’de Esed’in katliamlarına askerleriyle fiili olarak destek veriyor. Artık Müslümanlar açısından Hizbullah olarak değil, HizbulEsed olarak anılmaktadır.
İki gün önce Nasrallah açıklama yapıp, Hamas’ı desteklediğini söylemiş güya! Nasrallah çok samimi ise neden iki adet füze de kendisi burnunun dibindeki İsrail’e göndermiyor? Henüz bu haber de doğrulanmamışken, Suriye’de Esed’i destekleyenlerin Gazze üzerinden kendilerini temize çıkarma gayretinde olduğunu görüyoruz. Oysa Suriye’de Müslümanların kanlarıyla kirletilen eller Gazze’de paklanamaz! Daha düne kadar Hamas’ın Suriye’de Esed’e karşı direnişi desteklemesinden ötürü, Hamas’ı ‘burnu sürtünsün de bir görsün’ diyen İran yanlıları, şimdi Hamas’ın İsrail’e olan destansı direnişi karşısında kendilerini temize çıkarma ve Filistin, Gazze, Kudüs Günleri üzerinden paye çıkartma telaşına düştüler! Zalimlerin yanında yer alan yönetimler dünyadaki İslami hareketlere olduğu gibi özelde Hamas’a ve Suriye’deki direnişe diz çöktürmek istiyorlar. Bunun için her türlü katliama rağmen sus pus izliyorlar! Yeterki İslamcılar iktidara gelmesinler, etkili olamasınlar!
Kardeşler,
Buradaki çifte standart ve çelişkinin farkında olalım. Gazze ne ise Suriye de odur. Ortadoğu halkları, tıpkı Türkiye’de olduğu gibi zalime karşı mazlumdan yana tavır takınmak için Arap Baharı denilen direnişleri başlatmış ve desteklemiştir. Suriye’deki direnişin ilham kaynağı da Filistin direnişidir. O yüzden Halit Meşal, Gazze’ye ayak bastığında Suriye direnişine ait bayrağı selamlamıştır!
Suriye’deki direniş olmasa Esed, tüm Suriye’yi ve mazlum halkları katleder! Hamas olmasa, İsrail de tüm Filistin’i yok eder. Bundan dolayı Suriye ve Filistin direnişine sahip çıkmak, ümmete sahip çıkmaktır. İslam’ın ve halkların geleceğine sahip çıkmaktır, kendi geleceğimize sahip çıkmaktır. Suriye ve Gazze’deki direnişler, mazlumların gasp edilmiş haklarını zalimlerden alabilmeleri için umut aşılayıcı ve müjdeleyici direnişlerdir!
Suriye ve Gazze direnişini ayırt etmeden sahiplenmemiz gerektiğinin altını çizerek Suriye’deki ve Gazze’deki mücahitlerin, hedeflerine attıkları mermilerin isabet gücünü arttırmasını ve kâfirlerin gözünde Müslümanların sayısını kat kat fazla göstermesini Rabbimizden diliyoruz!