Özgür-Der Eynesil Temsilciliği ve İlim Yolcuları Derneğinin birlikte düzenlediği ‘İslami Mücadelede Öncü Şahsiyetler’ ana başlıklı konferanslar serisinin altıncısını 'İskilipli Atıf Hoca ve İstiklal Mahkemeleri’ konusuyla Araştırmacı-Yazar Abdurrahman Dilipak sundu.
İskilipli Atıf Hoca ve İstiklal Mahkemeleri konulu konferans Uğur Şener’in sunuculuğu ile başladı. Program Arif Uzun’un Kuran’ı Kerim tilavetiyle devam etti. Özgür-der Çorum Şubesinin katkılarıyla hazırlanan ‘İskilipli Atıf Hoca’ sinevizyon gösteriminden sonra sunumunu yapmak üzere Araştırmacı-Yazar Abdurrahman Dilipak sahneye davet edildi.
Abdurrahman Dilipak amacımızın tarihin karanlık sayfalarında malumat furuşçuluk yapmak olmadığını, ancak tüm bu trajik olayların geleceğimizin yeniden inşası açısından elzem ve önemli olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Kaybettiklerimizin izlerini sürmemizin ve düştüğümüz yerden yeniden ayağa kalkmamız için İskilipli Atıf Hoca konusunun önemli olduğunu ifade den Dilipak, kendi geleceğimizi konuşmak bu olayları konuşmaktır aslında dedi. Dilipak devamında şunları belirtti:
“Amacımız kan davası gütmek değil, ancak bu zulümleri işleyenler bir sistem inşa ettiler. Amacımız bu zihniyeti ifşa etmektir. Bu zihniyet ve sistem tüm kurumlarıyla devam ediyor. Her ne kadar bugünlerde geri çekilmiş zorunda olsalar da yaptıklarından hiç pişmanlık duymuyorlar.
Çanakkale savaşının ardından koskoca bir imparatorluk tasfiye edildi. Cumhuriyet bu enkazın üzerine kuruldu ve tesbihin taneleri gibi dağıldık. Bizi bize kırdırdılar. Her açıdan bizler için büyük bir trajedi oldu. Çanakkale geçildi ve İstanbul işgal edildi. Anadolu işgal edildi. Arap Yarımadasında ve Afrika’da yeni rejimler ve yeni yöneticiler tayin edildi. Bizde de aynı durum yaşandı. Cumhuriyet ideolojisi dinde reform politikaları ile kendisine tehdit oluşturmayacak bir din üretmeye çalıştı. Ulus devletler kuruldu. Sınırları da yöneticileri de bu halk seçmedi. Resmi tarih gerçeği söylemiyor. Yeni devlet siyasetinin kökleşmesi için bütün muhalefet unsurlarına karşı tenkil, tehcir, taktil politikaları uygulandı ve Menemen, Şeyh Said, İskilipli Atıf ve Dersim’de de hep aynı acılar yaşandı.
Aslında İskilipli Atıf Şahsında yargılanan sizsiniz ve bugün halen devam eden darbeci zihniyetin arkasında bu rejimi ayakta tutmak isteyenlerin iradesi yatıyor. İskilipli Atıf Hoca’yı konuşmak bugünü konuşmaktır. Memurundan öğrencisine her sabah ant okutturuluyorsa hala İskilipli Atıf Hoca’nın neden idam edildiği sorusunun cevabı anlaşılmış değildir. İskilipli davasını çözemediğimiz için halen faili meçhuller yaşanıyor bu ülkede. Haksızlık kimden gelirse gelsin kime karşı olursa olsun Müslümanlar olarak karşısında yer almamız gerekir. İskilipliyi savunmak demek zulme karşı durmak demektir. Onu okuduğumuzda bilinç kazanamıyorsak tarih okumalarımız beyhudedir.
Bizler İskilipli Atıf’ın manevi mirasçısı olabilecek miyiz, birer yaşayan İskilipli Atıf olabilecek miyiz önemli olan budur.
Frenk Mukallitliği yalnızca şapkadan ibaret değildir. İstiklal mahkemeleri de Fransız devrim mahkemeleri yöntemine göre çalıştı. İstiklal mahkemeleri bizim istiklalimiz için çalışmadı. Aslında Frenk Mukallitliği bir risaledir. 16 sayfadan oluşan uzun bir makale de diyebiliriz. Yazılarından dolayı cezaevinde bulunanlarla ilgili kıyamet koparanlar, bir makalesinden dolayı asılan Atıf Hoca’yı görmezlikten geldiler. Üstelik bu makaleden dolayı yalnızca Atıf Hoca değil, yüzlerce belki binlerce insan yargılandı ve ceza aldı.
Şapka giymeyi kurucu kadrolar bu topluma dayattılar. Baştan sona bir hukuksuzluk söz konusu. Bundan dolayı tarihle yüzleşmek istiyoruz. Bugün ‘sıkıyönetim’ ve ‘ohal’i anlamak için İstiklal Mahkemelerini anlamak gerekir. Biz sadece Atıf Hoca’yı analım, katillerini lanetleyelim diye değil, geleceğimizi inşa etmek için tarihle hesaplaşmalıyız. Mezarı olmayan binlerce insan var, kazılar yapılıyor ülkede bombalar, kemikler fışkırıyor her yerden.
İstiklal Mahkemeleri kanunlara göre karar vermiyorlardı verdikleri kararlar kanundu. Meclis tarafından üyeleri seçiliyordu. Hukukilik, kanunilik adına elle tutulabilir hiçbir yönü yok. Bu sistem kendi işkencecilerini, cellâtlarını bile mağdur etti hayatlarını kararttı.
Dersim’de yaşandığı gibi bizden cellâtlarımızı alkışlamamızı istiyorlar. Hiçbir ideolojik ve dini dayatmayı kabul etmeyiz. Milli Güvenlik derslerinin kaldırılması olumluluktur ancak İnkılâp Tarihi dersleri de And da kaldırılsın. Nutuk’u bize kimse dayatmasın, kimlik ve kıyafet dayatmasınlar.
Tarih geleceğimizi doğru inşa etmek için lazım. Mehmet Akif’in Mısır’a neden gittiğini de anlamak gerekir. İskilipli Atıf Hoca bizim için bir model. Bu kapıdan gireceğiz ve elde edeceğimiz tecrübe ile yaşanmış diğer katliam ve hukuksuzlukları aydınlatacağız. İskilipli Atıf Hoca’nın bize ihtiyacı yok, bizim ona ihtiyacımız var. Atıf Hoca bir hayat tarzı teklif ettiği için şehid edildi.”
Program soru-cevap bölümünden sonra sona erdi.