Elazığ Belediyesi Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen panele Araştırmacı YazarRamazan Kayan ve Bingöl Özgür-Der Şubesi'nden Hamdullah Dargın konuşmacı olarak katıldı.
Ahmet Laçin'inmoderatörlüğünde gerçekleşen panel, Kur'an'ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından Ahmet Laçin ümmetin içinde bulunduğu sıkıntılardan bahsederek sunumu için sözü Ramazan Kayan'a bıraktı.
Ramazan Kayan konunun ilmi, fikri ve teorik boyutundan ziyade mevcut gerçekliğimiz üzerinden meseleye değinerek, gelecek inşası fikrinin mutlak gelecek olan ahiret fikrinden bağımsız düşünülemeyeceğini ve bu perspektifle meselenin değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Ebu'lHasen Ali En-Nedvi'nin Müslümanların neden çöktüğüyle alakalı 2 sebebi olan İçtihatsızlık (Akli Donukluk) ve Cihatsızlık(Fiili Donukluk) olduğunu söyledi. Batılı şer güçlere kahretmeyi bir kenara bırakarak belki akıl, kalp ve ruh dünyamızdaki dağınıklık için salim bir tövbeye ihtiyaç olduğunu dile getiren Kayan,
1- Müslümanların birbirleri arasındaki güveni vahyin işaret ettiği noktadan yeniden tesis etmek,
2- Ümmetin uyanışı için gösterilen çabaların içtenlik ve gönüllülükle yapılması bunun boş zamanları değerlendirme anlayışından çıkarılması gerektiği,
3- İç çekişmeleri azaltacak duyarlılığa sahip olmak, yorgun düşen ümmetin ruhuna yeni bir rüzgâr aşılamak,
4- Gayretimizi daha fazla arttırmak, nispeten daha özgür ortamlarda yaşayan Müslümanların rehavete kapılmaması, bu imkânları değerlendirip başka coğrafyalardaki Müslümanlara yardım eli uzatmak ve gelecek nesillere iyi bir miras bırakmak,
5- Geleceğin rüyasını görmek, Hz Yusuf Mısır'ın rüyasını görmeseydi oraya melik olamazdı, Hz. Mekke'nin rüyasını görmeseydi Mekke fethedilmezdi, Selahaddin Eyyubi Kudüs'ün rüyasını görmeseydi Kudüs işgalden kurtarılamazdı. Rüya görmezsek kâbus görürüz,
Sunumunu bu beş madde çerçevesinde detaylandırarak gerçekleştiren Kayan, başlangıç noktamızın zihniyet inşası olduğunu ardından şahsiyet ve ümmet inşasının geldiğini söyleyerek Müslümanların risk alanlarından bahsetti. Taassuplarımız,tefrikalarımız,anlamsıztartışmalarımız,teferruata boğulmalarımız ve tembelliklerimizin bizleri engellediğini dile getirerek sözlerini noktaladı.
Ardından ikinci konuşmacı Hamdullah Dargın sunumu için söz aldı.
Yüzyıl önce birliği dağılan yetim bir ümmetin çocukları olarak burada olduğumuzu hatırlatan Dargın, bu ümmet 1436 yıl önce ümmetini inşa etmek için Medine'ye hicret den Hz. Muhammedin ümmeti olduğu gibi ilk insan ve ilk peygamber Hz Âdem'in sonrasında İbrahim'in, Yusuf'un, Musa'nın, Davud'un, Süleyman'ın, Zekeriya'nın ve İsa'nın davasının ve mücadelesinin takipçileridir dedi.
Ümmet ulus devletlere bölünmüş, elleri birbirinden koparılmış bir halde iken, öncelikle ümmetin neden bu hale düştüğünü sorgulayan bir bilinç intifadası gerçekleştirmeliyiz diyen Dargın, hapsedildiğimiz ulus devletler bizim ufkumuz olmamalıdır dedi.
Yüzyıl önce uyanışın meşalesini yakan Seyyid Cemalettin Afgani'nin ıslah ve öze dönüş çabaları Reşit Rıza, Muhammed Abduh, Hasan El Benna, Abdulkadir Udeh ve SeyyitKutub gibi öncülerin eliyle Tahrir meydanına kadar taşınmıştır diyen Dargın, Esma Biltaci'nin bu uyanış öncülerinin çağrısına uyarak Tahrir Meydanında şehit olduğunu dile getirdi.
Ayrıca bu mesaj yaşadığımız topraklarda Baban zade Ahmet Naim, Mehmet Akif, Sait Halim Paşa, Şehbender zade gibi öncülerimiz eliyle taşındı diyen Dargın, Said Nursi, idam sehpalarından Allah'a yürüyen Şeyh Said, İskilipli Atıf Hoca bu ümmetin yaşadığı bozguna karşı durdukları için Kemalizm'in zulmüne uğradılar dedi.
Muhammedi sünnetin mevlit kandili yapmak, zikirmatik ile zikir çekmek olmadığını Muhammedi sünnetin ümmete sahip çıkmak, onun derdiyle dertlenmek olduğunu söyleyen Dargın, Esed zulmünden kaçıp ülkemize sığınan kardeşlerimize Ensar olmanın gerçek nebevi sünnet olduğunu söyledi.
Müslümanın yaşadığı her bir metre kare toprak bizi ilgilendiriyor diyen Dargın, eğer Müslüman yaşamıyorsa dahi orda tebliğe muhtaç insanların var olduğunu düşünerek o toprak parçasının yine bizi ilgilendirdiğinin bilincinde olmalıyız dedi.
Son olarak " Sizden iyiliği emreden kötülükten nehye den bir ümmet bulunsun" ayetini hatırlatan Dargın, biz yeryüzünü imara orayı bir selam yurduna çevirmeye memur kılınmış bir ümmetiz, Hakka çağıran ve bütün insanlar üzerine şahitler olan bir şüheda toplumun üyesiyiz, bu büyük ve değerli payeyi kazanmak imani bir sorumluluktur diyerek sözlerini noktaladı.