Özgür-Der Selahaddin-i Eyyubi Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansta kısa bir süre önce Ortadoğu ülkelerini gezen “Ulustan Ümmete Gezi ve Diyalog Gurubu”nda bulunan Abdulhakim Beyazyüz, ziyaret ettiği Tunus ve Libya izlenimleri üzerinden Ortadoğu’daki değişimi yorumladı.
Özgür-Der Diyarbakır Şubesinin organizasyonuyla gerçekleştirilen konferansta Beyazyüz, gezdiği ülkelerdeki değişim ve dönüşüme bizzat tanıklık ettiklerini henüz yolun başın olunduğunu, halkların iradelerinin tecelli ettiğini, bu özgürlük dalgasının Allah’ın izniyle ümmetin arasına çizilen suni sınırların anlamını yitirmesine vesile olacağını umduğunu söyledi.
DEVRİM ÖNCESİ DURUM
Konuşmasının başında Ortadoğu’daki ülkelerin “devrim” öncesi durumlarını değerlendiren Beyazyüz, devrimin gerçekleştiği Tunus, Mısır, Libya, Suriye ve Ürdün’ün genel durumunun içler acısı olduğunu; Türkiye’deki laik despotizmi örnek alan Tunus’ta başörtüsüyle sokağa çıkmanın bile yasak olduğunu; söz konusu ülkelerde on binlerce müslümanın suçları bile bilinmeden zindanlarda tutulduğunu, imar ve inşanın olmadığını, ülke yöneticilerinin büyük oranda ABD, Fransa, İngiltere ve Rusya gibi ülkelerin güdümünde bulunduğunu ve sefalet içerisine sokulan halkın genel durumuna karşılık devlet bürokrasisinde bulunan yöneticilerin ise Karun hayatını yaşadıklarını belirtti. Devrimin yansımalarına karşılık benzer uygulamaların Yemen, Suudi Arabistan, Fas, Bahreyn ve Kuveyt gibi ülkelerde halen devam ettiğine işaret eden Beyazyüz, değişimin mahiyetinin değişim öncesi sürece bakılarak daha net anlaşılabileceğini belirtti.
DEVRİMLERİ GERÇEKLEŞTİRENLER
Beyazyüz, değişime öncülük edenleri ise şu şekilde sıraladı:
1- İhvan
2- Selefiler
3- Gençlik (liberal, öğrenci, Müslüman, solcu; sosyal medyayı kullanan, sınırlı da olsa dünyayı tanıyan gençler)
4- Demokrat ve liberaller
5- Solcular ( çoğunlukla milliyetçi)
6- Askerler (halkıyla karşı karşıya gelmekten kaçınan; halkına kurşun sıkmayı kabul etmeyen vicdanlı askerler)
ÜLKELERİN POZİSYONLARI
Ayaklanmalar sırasında ülkelerin genel yaklaşımını da değerlendiren Beyazyüz, beklenmeyen durum karşısında ülkelerin yaşadıkları şaşkınlığın ardından pozisyon değişikliklerine gittiğini bu durumun özellikle Fransa’yla açığa çıktığını aktardı. Beyazyüz, ayaklanmanın başladığı Tunus’ta Fransa’nın başlarda diktatörü desteklediğini ikinci bir şok yaşamamak için ise Libya’da Kaddafi karşıtı cephede görünme gereği duyduğunu söyledi. Devrimlerin öncülüğünü yürüten İhvan’a yönelik büyük bir kampanyanın yürütüldüğünü ve bu kampanyanın başını ise Suud yönetimin çektiğini ifade etti. Bu süreçte Türkiye’nin İhvan’a en yakın duran ülke olarak öne çıktığına dikkat çekerek, İran’ın ise özellikle Mısır’daki dirayetli duruşuna Suriye’de devam etmeyerek tarihi bir fırsatı teptiğine vurgu yaptı.
DEVRİM SONRASI DURUM
Devrimlerin gerçekleştiği ülkelerin devrim sonrası durumlarını değerlendiren Beyazyüz konuşmasını şöyle sürdürdü:
Tunus: Devlet düzeni duruyor. Ordu ve yargıdaki eski işleyiş devam ediyor. Bu durumun dezavantajları olduğu gibi avantajları da var. Avantajı, asayiş ve toplum düzeninin olması, dezavantajı ise bu durumun bünyesinde barındırdığı risk… En etkili hareket Nahda olarak karşımıza çıkıyor. Bunu çok gerilerde liberaller ve solcular takip ediyor. Nahda, seçimlerde %47 oy aldı. Güvenlik normal standartlarda bulunuyor. Anayasa çalışmaları ve tartışmaları devam ediyor. Dış ilişkilerde Türkiye, Batı ülkeleri ve Mısır’la iyi ilişkiler kurulmuş.
Libya: Kaddafi’den resmen enkaz devralınmış. Devlet düzeni diye bir şey yokmuş. Bu belirsizlik giderilmeye çalışılıyor. Meclis yok. İhvan, Selefiler, liberaller ve solcu milliyetçiler ön planda. İslamcı hareket Libya’da çok etkin; öyle ki islamı referans kabul etmiyoruz diyen herhangi bir hareketin varlık gösterme şansı bulunmuyor. Yönetimde bulunanların çoğu cezaevinden gelme. İçlerinde idama mahkum edilenler bile bulunuyor. Devrime katılan silahlı gruplara maaş bağlanmış ve silahları toplatılmamış. Libya halkı genel olarak tembelliğe alıştırılmış. Kabileler kültürü çatışmaların önüne geçmiş. Güvenlik, diken üstünde… Bunlara benzer faktörler Libya devrimini bekleyen tehlikeler olarak karşımıza çıkıyor. Libyalılar aynı zaman devlet kurma çalışmaları da yürüttüklerini söylüyor. Ülkenin geliri büyük oranda petrole bağlı… Libya halkı ihaleler konusunda eski usulün artık geçerli olmadığını; herkesin eşit şekilde ihalelere girebileceğini söylüyor. Libya’da çok fazla şehit verilmiş. Caddelerde şehitlerin posterleri boy gösteriyor.
Mısır: Devlet düzeni devam ediyor. Mısır’da çok güçlü İslami bir gelenek var. Ordu ve yargıdaki yasakçı damar, Suud ve küresel aktörlerin baskısıyla İhvan’ın önünü kesmeye çalışıyor. Özellikle ordunun İhvan’ın çalışmalarını engelleme çalışmaları dikkat çekiyor. Mısır’da en etkili hareketler, İhvan, Selefiler ve liberaller olarak ön plana çıkıyor. Güvenlik İhvan’a yönelik düşmanca tutumdan dolayı zafiyet gösteriyor. Mısır’ın ekonomisi de oldukça zayıf. Maaşlar gibi hayati durumlar için son olarak İMF’ye başvurulmak zorunda kalındı. Anayasa bilindiği üzere kabul edildi. Dış ilişkilerde, Türkiye, ABD; Tunus, AB ve hatta İran ile iyi ilişkilere girilmiş...