Saldırının Gerçek Sorumlusu Militarizmdir!

Dün (4 Ocak 2008) akşam 16.55’te yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu bir bölge olan Selahattin Yazıcıoğlu Caddesi'nde meydana gelen patlamada dördü öğrenci beş sivil yaşamını yitirmiş ve onlarcası da yaralanmıştır.

Dün (4 Ocak 2008) akşam 16.55'te yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu bir bölge olan Selahattin Yazıcıoğlu Caddesi'nde meydana gelen patlamada dördü öğrenci beş sivil yaşamını yitirmiş ve onlarcası da yaralanmıştır. Bu menfur saldırının hedefi olduğu ileri sürülen askeri personeli taşıyan otobüs şayet beş dakika sonra geçecek olsa bir katliamın kaçınılmaz olacağı ifade edilmektedir.

Gerçekleştirilen bu vahşet eylemi kim tarafından ve hangi saikle yapılırsa yapılsın asla kabul edilemez. Hele de Kürt Kavmi adına yapıldığı iddiası taşıyorsa ve amaçlanan şey şayet Kürt sorununun çözümü ise bu saldırının bu amaca hizmet etmediği açıktır. Eylem gayri insani ve gayri ahlakidir. Bu ve benzeri hareket ve eylemler karşılıklı olarak kin, nefret ve intikam duygularını besleyecek ve sorunu derinleştirip çözümsüzlüğe mahkûm etmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Hatırlanacağı gibi benzer bir saldırı da 12 Eylül 2006 tarihinde Koşuyolu parkında gerçekleştirilmiş ve yedisi çocuk on sivil hayatını kaybetmişti. Önceki saldırıda olduğu gibi bu saldırıda da esasta konuşulması gereken hususlar bir kenara bırakılarak saldırının sadece faillerinin kim olduğu üzerinde duruluyor. Oysa tartışılması gereken konu bu tür saldırıları ve zalimce eylemleri besleyen çatışma ortamını hazırlayan nedenlerdir.

Gelişen çatışma ve kaos ortamı militarizmi beslemekte, savaştan beslenen militer yapılar Kürt sorununu amaçlarına payanda kılmakta ve sansasyonel eylemlerle toplumu ve siyaseti manipüle etmektedirler. Öyle ki, bu benzeri saldırıların, üstlenen olmadığında militarist cephenin hangi kanadı tarafından yapıldığı bile kestirilememektedir. Siyasi ve sosyal bir sorunu militarizmin inisiyatifine terk etme basiretsizliği sonucunda gelinen bu noktada toplum çift taraflı bir militarizmin cenderesinde sıkışmakta ve mazlum halkın mazlumiyeti ve mağduriyeti katmerleşmektedir.

Bu arada Kürdistan Bölgesel yönetimine bağlı köyler bombalanıp sivil kayıplar yaşanırken sessiz kalan kesimlerin bu olayda yaşanan sivil kayıplara gösterdiği ilgiyi de ayrıca ibretle izlediğimizi ifade etmek istiyoruz. Bu ilgiyi hayra yormadığımızı esasen bu ilginin arkasında toplumda alttan alta beslenen milliyetçi histeriyi kışkırtma amacı bulunduğunu düşündüğümüzü de belirtmek isteriz.

Arkasında kimin olduğunu bilmediğimiz bu ve benzeri saldırılar, toplumsal kargaşa ve halkları karşı karşıya getirme riskini barındırmaktadır. Bu nedenle siyasi erk tarafından bir an önce siyasi ve sosyal inisiyatifin ele alınarak Kürt ve PKK sorununda adil ve hakkaniyetli bir çözümün öne çıkarılması gereklidir.

Özgür-Der olarak bu menfur saldırıyı şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Ölenlerin yakınlarına Yüce Allah'tan sabrı cemil ve yaralılara acil şifalar diliyoruz. Ayrıca olaydan zarar görenlere geçmiş olsun diyoruz.

 

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi

Basın Açıklamaları Haberleri

Özgür-Der Diyarbakır'dan Kürtçe trafik uyarılarının silinmesine tepki
"Ahlaksızlığı yaymayı ideoloji haline getiren sapkın akımların tahribatlarını kabul etmiyoruz"
Diyarbakırlı İslami kuruluşlardan Kulp kaymakamına tepki
İran’ın Kürdistan’da sivillere yönelik yaptığı saldırıları kınıyoruz!
Şeyh Said Efendi ve davası onurumuzdur!