İstanbul, Ankara, Adana, Konya, Eskişehir, Siirt, Bingöl, Erzurum, Kahramanmaraş, Sivas, Bolu, Kayseri illerinden gelen üniversiteli gençlerin katılımıyla düzenlenen program, sıcak bir ortamda gerçekleştirilen tanışma ve yemek ikramı ile başladı. Yemeğin ardından öğrenciler ''Özgür Üniversiteli Buluşması -3'' gecesi için Kaplan -2 düğün salonunda buluştular.
Açılış programı Ertuğrul Delibaş'ın Kur'an'ı Kerim tilaveti ve Sedat Taşdemir'in Kürtçe ve Türkçe meal okuması ile başladı.
''Üniversiteler ve Müslüman Genç''
Gece, Özgür-Der Dicle Üniversitesi öğrenci sorumlusu Mehmet Ali Turgut'un ''Üniversiteler ve Müslüman Genç'' konulu konuşmasıyla sürdü. Turgut konuşmasında, çarpık eğitim sistemine değindikten hemen sonra üniversitelerin İlim ve irfandan ne kadar uzak kaldığını ve üniversitelerin İslam dininin şahitliğini yapacak kişilere ihtiyaç duyduğunun altını çizerek şunları söyledi: ''Bugün bir Müslüman gencin üniversitelerde var olan sorunların üstesinden gelmesi gerekiyor. Kanaatimce bu iki türlü aşılır: Birincisi kardeşlik: Müminler ancak kardeştir buyuruyor, Kur'an'da. Peygamber'in bir hadisinde de kişi kardeşini sevmedikçe gerçek iman etmiş sayılmaz ve iman etmedikçe cennete giremez buyruluyor. İlk başta unutmamamız gereken bir durum var ki; Allah Müslümanları kardeş kılmış… Onun için biz Müslüman kardeşimizin kıymetini bilmeliyiz… Ona değer vermeli, derdiyle dertlenmeli, karşılıklı birbirine hakkı sabrı tavsiye etmeli, kısacası iki Müslüman kardeşe yaraşır bir muhabbet geliştirmeli ve bu her alana yayılmalıdır. Hem bilgi hem eylem hem söylem hem zikir hem ibadet boyutlarını kapsamalı ki gerçek kardeşliğin tadına varılsın. Allah'ın Müslüman'ı kardeş kılarak ona ne büyük nimet verdiği anlaşılsın. Tabi bunları söylerken imanınızı kurtarın gerisine bakmayın demiyoruz. Bu kardeşlik sağlam bir şahitlik misyonu gördüğünde güzeldir ki, hayatın her alanını kuşatan iman gerçek imandır.
İkincisi: şahitlik; Şahitlik demek bir hakkın ispat edilmesinde şahadetine başvurulan vereceği habere güvenilip kendisine müracaat edilen ve kesin delil kabul edilen kimse demek…
Evet, bunu başarmak gerçekten çok zor… Onun için Allah şahitlerin mertebesini peygamberlerle anıyor ve ahirette onu topluma şahit tutuyor. Bir Müslüman'ın hakkın şahidi olması için güzel bir Kur'an-ı eğitime, hikmetli bir üsluba, tevazu sahibi bir ahlaka sahip olması gerekiyor. Allah'a zikri taati tam olmalı ve hayır üzere işlerde bulunmalı ki şahitlik Mertebesine Ulaşabilsin…
Bugün üniversitede okuyan Müslüman bir gencin üniversiteleri ilim ve irfan yuvası yapması gerekir. Toplumun sorunlarına İslami bir çözüm ve duruş geliştirebilmek de onun şahitlik misyonlarındandır. Toplumu iyi okuyup sorunlarını belirlemeli, bunları teşhir etmeli ve bunlara çözüm yollarını iyi bir şekilde analiz etmeli ve bu uğurda gerekirse bedelini ödeyebilmeli. Bu bağlamda:
1. Toplumdaki ahlaksal yozlaşmayı teşhir etmek ve bunu engellemeye çalışmak
2. Toplumdaki gelir adaletsizliğini teşhir etmek ve buna yönelik İslami çözüm önerileri
3. İnancın önündeki engelleri teşhir etmek ve toplumu bu kanuda bilinçlendirmek
4. Dil ve kültürün önündeki engelleri teşhir etmek, buna dur demek ve çözüm önerileri geliştirmek
5. Her kademesi tel tel dökülen eğitim sisteminin çarpıklıklarını teşhir etmek ve buna kendi perspektifiyle bir çözüm geliştirmek v.b sorunları teşhir etmek ve İslam'ın öngördüğü çerçevede çözüm geliştirmekte biz üniversitelilerin önündeki şahitlik misyonu için el atmamız gereken konulardır.
Turgut'un yaptığı bu konuşmadan sonra program şiir dinletileri ile devam etti. Mustafa Alu 'Vera' adlı şiiri ve Ceyhan Alu da İbrahim Sadri'nin ''Oku'' adlı şiirini seslendirdi.
"Üniversiteler ve Mücadele"
Bu seyirde devam eden program, Bilgi ve Düşünce Derneği Başkanı Mustafa Yılmaz'ın "Üniversiteler Ve Mücadele" üzerine yaptığı konuşma ile devam etti. Yılmaz, Kehf süresindeki dört kıssaya değindi. Ashabı Kehf'in yaptığı tevhid mücadelesine atıfta bulunup bu gençlerin bizler için örneklik teşkil ettiğinin altını Yılmaz, 'bahçe sahiplerine' ve İslami mücadelenin birbiriyle kolektif çalışmayı gerektirdiğinden bir sabır işi olduğunu ve bu anlamda Hz Musa ve Hızır arasında geçen diyaloga değindi. Son olarak Zülkarneyn kıssasını da anlatıp, üniversitelilere İslami mücadelede bir takım tavsiyelerde bulunduktan sonra konuşmasına son verdi.
Gecede Kürdistan'a özgün ''faki ve seyda'' konulu bir piyes gösterimi ile coşku doruğa çıktı.
Gecenin sonuna doğru gençler Grup Özgürlük Türküleri'nin kendi bestelemiş oldukları marş ve ezgilerle halay çektiler.