Özgür-Der Diyarbakır Şubesi konu üzerine bir basın açıklaması yaptı:
Ceylan'ı Asker mi Öldürdü?
Daha çok OHAL döneminde tanık olduğumuz yaşam hakkı ihlallerine, Kürt sorununa yönelik çözüm arayışlarının yoğunlaştığı bir dönemde tekrar tanık olmaya başladık. Diyarbakır'ın Lice İlçesine bağlı Şenlik (Sıpéni) Köyü Xambaz Mezrasında meydana gelen patlamada 14 yaşındaki Ceylan Önkol adlı kız çocuğu feci şekilde parçalanarak can verdi.
Küçük kızın ölüm şekli, yakınları başta olmak üzere görgü tanıklarının anlatımları ve patlamanın meydana geldiği yer dikkate alındığında, olayın koyun otlatmak için mezrada olduğu sırada Tapantepe Karakolundan yapılan havan atışı sonucu havan mermisinin 14 yaşındaki Ceylan Önkol'a isabet etmesiyle meydana geldiğini göstermektedir.
Öğle saatlerinde meydana gelen olayda köylüler; önce bir patlama sesi duyduklarını, 1-2 saniye sonra ikinci bir patlama sesi daha duyduklarını ve akabinde olay yerine gittiklerinde küçük kızın bedenini parçalanmış bir şekilde bulduklarını ifade etmişlerdir.
Olayın ardından yaşananlar olayın en az kendisi kadar trajiktir. Köy Muhtarı, olaydan sonra Abalı Jandarma Karakolu'na gittiklerini; durumu karakoldaki yetkililere anlattıklarını, karakol komutanından olay yerine savcının gelmesini istediklerini ancak savcının "can güvenliği yok" gerekçesiyle gelmediğini ifade etmiştir. İddiaya göre bunlarla da yetinmeyen Karakol Komutanı, kamera ile fotoğraf makinesini muhtara vererek olay yerini görüntülemesini ve cenazeyi karakola getirmesini Muhtardan istemiştir.
Basında yer alan bu iddiaların ciddiyetle üzerinde durulması gerektiğine inanmaktayız. Zira görgü tanıklarının anlatımları, Ceylan Önkol isimli kız çocuğunun ölümüne neden olan merminin askeri taburdan geldiği şüphesini güçlendirmektedir.
Genelkurmay şu sorulara cevap vermelidir:
Ceylan Önkol adlı kız çocuğunun ölümüne neden olan havan mermisi Tapantepe karakolundan mı atılmıştır? Olaya neden olan merminin TSK'ne kayıtlı olup olmadığı, hangi silahtan atıldığının tespiti için gerekli kriminal incelemeler yapılmış mıdır? Eğer söz konusu havan mermisi TSK'ne bağlı birimlerce atılmışsa kimler, hangi amaçla bu emri vermiştir?
Tüm bu sorular cevaplanmayı beklemektedir. Ancak askerin şu ana kadar ki tavrı bildik vurdumduymaz ve sorumluluk kabul etmez müstağni tavırdan başkası değil. Kendini her şeyin üzerinde gören ordu, oligarşik yapılanmasıyla bu vahim olay karşısında da klasik tavrını sürdürmektedir.
Olay ister kasıtla isterse de taksirle olmuş olsun eğer bir sorumluluğu varsa TSK bunun hesabını vermek zorundadır. Hükümet de konuyu araştırmalı ve konunun sorumlularını ortaya çıkarmalıdır. Diğer yandan; Tapantepe Karakolu yetkililerinin, kendilerine bildirildiği halde kendi yetki sahalarındaki olay mahalline intikal etmemeleri, savcının da can güvenliğini bahane ederek olay yerine aynı gün içinde gitmeyip delillerin karartılma ihtimaline yol açması nedeniyle bu kurum ve kişilerin görevlerini ihmal etmeleri söz konusudur.
Bizler Özgür-Der Diyarbakır Şubesi olarak, olaya sebebiyet verenleri, olayı görmezden gelenleri ve gerekli müdahaleyi yapmayan kurum ve yetkilileri protesto ediyoruz. Olayın bir an önce aydınlatılarak sorumlulardan, olayda kusuru ve ihmali bulunanlardan hesap sorulmasını talep ediyoruz.
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi