Eta Pektaş'ın konuşmacının hayatı hakkında verdiği kısa bilginin ardından konferans, Yakup Ballı'nın okuduğu Kur'an-ı Kerimin Recep Doğru'nun mealini okumasıyla başladı.
Konferansta genel olarak; Kur'an-ın hayatımızdaki yeri, Müzemmil suresinin nazil olduğu dönem ve Hz. Muhammed ve ilk Müslümanların sure karşısındaki tutumu, Müzemmil suresinde altı çizilen vurguların önemi; bu bağlamda, gece namazı, Kur'an-ın ağır ağır okunması, vahiy, zikir, tevekkül, sabır, cennet ve cehennem konuları ele alındı.
GECE… KUR'AN… ZİKİR…
İlk duyduğumuz surelerden olması hasebiyle duyunca "heyecan duyduğumuz Müzemmil" suresinde; "gece kalkışı", Kur'an okuma" ve "Allah'ı zikir" gibi üç temel temanın ön plana çıktığına dikkat çeken Muzaffer Ceylan, ayetleri tek tek irdeleyerek önemli çıkarımlarda bulundu.
"GECE KALK, AĞIR AĞIR KUR'AN OKU"
Surenin indiği ilk döneme dinleyenleri götüren Ceylan, "Hz. Peygamber, Alak suresinin ardından kendini evine Hz. Hatice'nin kucağına atar. 'Beni örtün, beni örtün' diye seslenir. Tam o esnada Cibril (a.s) gelir ve 'Ey örtünüp bürünen (Peygamber)!' 'Kalk', 'Gecenin bir vaktinde Kur'an'ı ağır ağır oku' der. Bu emirler karşısında Efendimiz ve eşi Hz. Hatice tam bir teslimiyet içerisinde bulunur. Aynı teslimiyeti sonraki günlerde tüm müminler gösterir. Peki ya biz! Biz, aynı teslimiyeti gösterebiliyor muyuz? Bırakalım Allah bizi teselli etsin. Eder mi? Eder; her şey bu kitapta (Kur'an-da) mevcut. Yeter ki O'na tutunalım. O bizi eşrefi mahlûkata çıkarır. O'nu bırakırsak bulunduğumuz alçak yerde kalakalırız. İslam'daki insan kalitesi insanlıktan geliyor. Kaliteli olan insan Allah'ın ipine tutununca müstesna oluyor. Burada birinci emir 'gece kalk'tır; gece nedir? Gece; insanların günlük meşguliyetlerden uzak oldukları müstesna vakittir. Bu vakitler, duaların en çok kabul edileceği vakitlerdir. Gece; kulun Allah'a en yakın olduğu andır. Allah için gece kalkan kulunu rabbi müstesna tutar."şeklinde konuştu.
KUR'AN OKUMA BİÇİMİ?
Gece kalkışına davet edilen insanların ağır ağır Kur'an okumalarının emir edilmesiyle, Kur'an-ın okuma biçiminin bize bırakılmayarak öğretildiğine vurgu yapan Ceylan; geleneksel yanlış Kur'an okuma biçimini eleştirerek, Kur'an-ın anlaşılarak okunmasının önemi üzerinde durdu.
SÖZÜN AĞIRLIĞI İNDİRENDENDİR
"Sana (sorumluluğu) ağır bir söz vahy edeceğiz" sözünün ağırlığının indirenin ağırlığından kaynaklandığına işaret eden konuşmacı; "Allah'tan söz geliyorsa o söz çok ağırdır. Bu ağırlığın farkında olarak sözün-sorumluğun altına girmek gerekiyor. En ağır hayır Allah'ın kitabıdır. Allah'ın bir ayeti bütün dünyaya bedeldir."dedi.
ZİKİR, KALEMİZDİR
Ceylan, gece kalkışının amacı hakkında ise şunları kaydetti; "Rabbinin adını an ve bütün benliğinle O'na yönel'mek Allah'ı gereği gibi tanımayı ve ona tam bir teslimiyetle yönelmeyi gerektirir. Allah'ı sizi koruyan kalkandır. Kul Allah'ı zikr ettiği an emniyettedir, çıktığı an düşmanının hedefindedir. Maalesef diyer kavramlarımız gibi zikir kavramının da içi boşaltılmış durumda. Günümüzde insanlardan bazıları 'zikirmatik' gibi araçlar kullanarak Allah'ı andığını sanmaktadır. Bu büyük bir yanılgıdır. Allah bu şekilde anılmış olmuyor. Bir tarafta 'zikirmatik' çekiliyor, diğer yandan televizyon izleniyor. Böylesine bir şey olabilir mi? İslam bu kadar basit mi? Zikir; bizim kalemizdir; o kaleden hiç çıkmayalım. Kendimiz, ailemiz ve toplumumuzla o kaleye sığınalım; o bizi korur."
MÜZEMMİL SURESİNİN MEALİ:
1. Ey örtünüp bürünen (Peygamber)!
2, 3. Kalk, birazı hariç olmak üzere geceyi; yarısını ibadetle geçir. Yahut bundan biraz eksilt.
4. Yahut buna biraz ekle. Kur'an'ı ağır ağır, tane tane oku.
5. Şüphesiz biz sana (sorumluluğu) ağır bir söz vahy edeceğiz.
6. Şüphesiz gece ibadetinin etkisi daha fazla, (bu ibadetteki) sözler (Kur'an ve dua okuyuşlar) ise daha düzgün ve açıktır.
7. Çünkü gündüzün sana uzun bir meşguliyet vardır.
8. Rabbinin adını an ve bütün benliğinle O'na yönel.
9. O, doğunun da batının da Rabbidir. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. Öyle ise onu vekil edin.
10. Onların söylediklerine sabret ve onlardan güzellikle ayrıl.
11. Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
12, 13. Çünkü bizim yanımızda (kâfirler için) bukağılar vardır, cehennem vardır, boğazdan zor geçen yiyecekler vardır ve elem dolu bir azap vardır.
14. Yerin ve dağların sarsılacağı ve dağların akıp giden kum yığını olacağı günü (kıyameti) hatırla.
15. (Ey Mekkeliler!) Şüphesiz biz size üzerinize şahitlik edecek bir peygamber gönderdik. Nitekim, Firavun'a da bir peygamber göndermiştik.
16. Ama Firavun o peygambere isyan etti, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde yakalayıverdik.
17. Hal böyle iken inkar ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek olan bir günden (kıyametten) nasıl korunursunuz?
18. O günle gök (bile) yarılır, Allah'ın vadi gerçekleşir.
19. Şüphesiz bunlar bir öğüttür. Kim dilerse Rabbine ulaştıran bir yol tutar.
20. (Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.