Mısır’daki darbenin yıldönümü dolayısıyla Diyarbakır’da kitlesel basın açıklaması düzenlendi. Özgür-Diyarbakır şubesinin organize ettiği eyleme, Diyarbakır’daki birçok sivil toplum kuruluşunun yanı sıra, Rojava’ya gönderilen yardım tırları için Diyarbakır’da bulunan İHH Genel Başkanı ve yöneticileri ile Timetürk Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek de destek verdi.
“İdam Kararları Müslüman Kardeşlerimizi Yıldıramaz”
Ofis’de gerçekleştirilen eylemde, “Dünyanın Sessizliğine Rağmen Susmayan Cuntanın Katliamlarına Karşı Yılmayan Direnen Mısır Halkına Bin Selam”, “Cuntanın İdam Kararları Müslüman Kardeşlerimizi Yıldıramaz” ve “Mursi’ye ve Mısır’daki Müslüman Kardeşlerimize Bin Selam” pankartları açıldı.
“Mısır Halkının Onurlu Direnişini Selamlıyoruz”
Özgür-Der Diyarbakır Şube Sekreteri Mehmet Deniz’in yönettiği eylemde, Deniz, yıldönümü nedeniyle toplandıklarını ve bir yıldır katliamlara, tehditlere, idamlara, işkencelere direnen Mısır halkına selam gönderdiklerini kaydetti. Cuntanın yıldönümünde bile katletmeye devam ettiğini sözlerine ekleyen Deniz, kendilerinin de Mısır halkının onurlu direnişinin yanında olmaya devam edeceklerini belirtti.
“İntifada Ateşi Despotların Sonunu Getirecek”
Eylemde konuşmacı olarak ilk sözü Özgür Eğitim-Sen Diyarbakır Temsilcisi Tuncay Yerlikaya aldı. Bir yıl önce Mısır halkının iradesiyle cumhurbaşkanı seçilen Mursi’nin darbeyle indirilerek halkın tercinin gasp edildiğini söyledi. Mısır’da, Suriye’de, Libya’da aynı şeylerin yaşandığını kaydeden Yerlikaya, olaylara bir bütün olarak baktıklarını ve Ortadoğu’da yükselen intifada ateşinin despotların sonunu getireceğini ifade etti.
“Çocuklarını Kurban Kardeşlerimizi Tebrik Ediyoruz”
Ardından sözü Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Abdulhakim Beyazyüz aldı. Sıcak oruç gününde gelen tüm katılımcılara teşekkür eden Beyazyüz, insanların bu dünyaya bir amaç için gönderildiklerini-sorumluluklarının olduğunu anımsatarak, yeryüzünde hak ve batıl, adalet ve zulüm şeklinde iki yolun olduğunu kendilerinin hakkın, adaletin, eşitliğin, paylaşımın temsilcileri olmaya çalıştıklarını kaydetti. Dünyanın sessiz bakışları altında Mısır’da olup bitenlere darbe bile diyememelerine, ölen insanlara bile idam verilmesine ve birkaç dakika içerisinde idam kararları verilmesine şaşırmadıkları ifade eden Beyazyüz, darbeye direnen, oğullarını-çocuklarını kurban verme pahasına direnen Mısırlıları tebrik etti.
“Mısır da Suriye Gibi Yapılmak İsteniyor”
Eylemde Rojava’ya gönderilen yardım tırları için Diyarbakır’da bulunan İHH Genel Başkanı da kısa bir konuşma yaptı. Suriye’deki trajediye ek olarak Rojava’da da yaşanan açlığa ve yokluğa dikkat çeken Yıldırım, yardım çalışmaları hakkında kısaca bilgi verdi. Mısır’da seçimlerin olduğunu, halkın sandığa gittiğini ve tercihte bulunduğunu anımsatan Yıldırım, bu tercihe yapılan müdahaleye karşı sessice destek olanlara nerde demokrasi, nerde insan hakları? diye sordu.
Mısır’ın da Suriye gibi harabeye çevrilmek istendiğinin altını çizen Yıldırım, bütün oyun, plan ve katliamlara rağmen Mısır halkının oyunun farkında olarak Suriye gerçeğini de göz önünde bulundurarak, barışçıl direnişine devam ettiğini söyledi.
Mısır’daki darbecilerin sonunun da 12 Eylül darbecileri ve Diyarbakır zindanlarında işkence yapanlar gibi olacağını anımsatan Yıldırım, insanlara bakacak yüzleri olmayan Türkiye’deki darbeciler gibi bütün darbecilerin de zelil olacağını kaydetti.
“Darbeci Firavunlar Döktükleri Kanda Boğulacak”
“Şehitler Ümmetin Onurudur, Müslüman Uyuma kardeşine Sahip Çık, Darbeci Firavunlar Döktükleri Kanda Boğulacak, Amed’den Mısır’a Direnişe Bin Selam” gibi sloganlarının atıldığı eylem, topluluk adına dağıtılan basın açıklamasıyla sona erdi.
Basın açıklamasının tam metni:
Mısır’daki Darbeye Karşı Çıkmak Kendi Geleceğimize Sahip Çıkmaktır!
03.07.2014
25 Ocak 2011’de diktatör Mübarek’in devrilmesi ile sonuçlanan devrim, 03 Temmuz 2013 günü Mısır ordusunun yaptığı darbe ile kesintiye uğradı. Onlarca yıl aradan sonra ilk defa Mısır halkının özgür oyları ile seçtiği Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi despotça görevden uzaklaştırılıp, Müslüman Kardeşler cemaatinin önde gelen birçok üyesi gözaltına alındı ve hukuksuz bir şekilde yargılanarak idam cezasına çaptırıldı.
Elbette sadece İhvan ve Müslümanlar yargılanmıyor. Bir ülkede darbe olduğu zaman darbeye ve darbe hukukun karşı çıkan tüm muhalif kesimler yargılanır. İşte şimdi Mısır’da muhalif tüm hareketler darbecilerin hedefine gelmiş durumda.
Mısır ordusu her ne kadar halk arasındaki kamplaşmayı engellemek adına yönetime el koyduğunu izah etse de hedefin açıkça, İslamcıların iktidar çabaları ve İslami değerleri olduğu bir kez daha yakından müşahede edilmiş oldu. Müslüman Kardeşler teşkilatına ait basın organlarının kapatılması ve sadece cemaatin öncü kadroları başta olmak üzere binlerce mensubunu gözaltına alınması Mısır halkının ezici oyları ile seçilmiş İslamcı kadroların hedef alındığına açık işaretler olarak okunmalıdır.
Diktatörlere, emperyalistlere ve askeri vesayet rejimlerine karşı başkaldırı olan Ortadoğu intifadalarının önemli ayaklarından biri olan Mısır devrimi, askeri cunta ve İslam karşıtı Kıpti, liberal, sosyalist ve milliyetçi koalisyona terk edildi. Seçimle iktidardan uzaklaştıramayacakları İslamcı kadroları, askeri darbe ile saf dışı bırakmaya çalışıyorlar.
Tıpkı dün Gezi Parkı eylemleri vesilesi ile ülkeyi kaosa sürükleyip hükümeti iş yapamaz duruma düşürerek iktidardan uzaklaştırmaya, boğmaya çalıştıkları Türkiye örneği gibi. Gezi parkı üzerinden darbe çığırtkanlığı yapanlara selam çakan katil Esed, İsrail, ABD ve AB; Mısır’daki askeri darbeyi timsah gözyaşları arasında Suud ve Körfez Emirlikleri ile beraber selamlıyorlar.
Bugünde yüzlerce kişiye çok kısa bir zamanda yargılayarak idam cezası veren Mısır mahkemesi de insanlık tarihinin utanç sayfalarında çoktan yerini aldı. Ve tüm dünyaya İslami harekete karşı düşmanlık yürüten güçlerin ne kadar hukuksuz, ne kadar vicdansız ve vahşi olabildiklerini bir kere daha ispatladı.
Biz bunları yeni tanımıyoruz. Kimse şaşırmasın, kimse bu kadarı da olmaz demesin?
Darbenin hukuku budur!
Sokaklarda canlı yayınlarda yüzlerce insanı katleden, slogan atanların üstüne kurşun yağdıran, cezaevi aracında 37 insanı boğanların, işkencecilerin hukuku budur!
Sorunun Mursi ya da İhvan değil; insanlığımız, adalet duygumuz, vicdanımız olduğunu kavramamız gerek!
Ne mutlu ki, dün kurşunlara, katliamlara rağmen susmayan, sinmeyen kardeşlerimiz bugün de idamlar, hukuksuzluklar karşısında sinmiyor, geri adım atmıyor, bilakis mücadelelerini sürdürüyorlar.
Mısır halkı bu işi burada bırakmayacaktır. Müslüman Kardeşler yapılan bu hile ve tuzaklara karşı direnecektir. Mısır’ın onurlu insanları darbe sevdalısı bu zihniyeti ülkelerinden def edecektir. Muhammed Mursi Müslümanların ve tüm kişiliğine sahip çıkan insanların onurudur ve onuru olmaya devam edecektir. İslami hareketleri engellemeye çalışan güçler, Allah’ın izni ve Müslümanlar eliyle hak ettiği cezayı alacaklardır.
Bizler Sisi gibi zalimleri, Beşşar gibi kasapları, Maliki gibi despotları, Suud ya da İran gibi işbirlikçileri ve tüm bu katil diktatörlüklerin patronluğunu yapan ABD’sini, Rusya’sını lanetlemeyi sürdüreceğiz.
Mısır’da gerçekleşen darbe ve vesayet özlemlerinin Tunus, Yemen, Suriye, Libya ve Türkiye’yi de sarmasına izin vermemeli, bu doğrultuda duyarlı tüm kesimlerin özellikle bugünlerde aktif bir şekilde tavır alması ve Müslüman Kardeşleri ile dayanışması gerektiğini belirtmek istiyoruz.
Tevhidi ilkelerimizle adaleti tesis etmek ve özgürlüğün kapılarını açmak için mücadelemiz devam edecektir. Unutulmamalıdır ki bizler başarıyı ve taltifi sahte ilahlardan değil yalnızca Allah’tan bekleyen Müslümanlarız. Zillete boyun eğene yazıklar olsun! İzzete talip olanlara bin selam olsun!
ÖZGÜR-DER DİYARBAKIR ŞUBESİ