Ji Nuximînê Re Bêşert û Bêsînor Azadî!

Üniversitelerde başörtüsü serbestliğine yönelik adımların laik Kemalist kesimin seviyesiz ve düşmanca tavrıyla karşılaşması Özgür-Der Diyarbakır Şubesi "Üniversite Gençliği" tarafından protesto edildi.

Özgür-Der üyelerinin katıldığı ve çevreden geçen vatandaşların da destek verdiği eylem, bugün (cumartesi) saat:12.00'da Ofis AZC Plaza önünde gerçekleştirildi. Yoğun katılımla gerçekleştirilen eylemde, "Herkes İçin Adalet Başörtüsüne Özgürlük!" pankartı açıldı.

Eylem, Dicle Üniversitesi Öğrencisi Aytaç Gözcü'nün yaptığı konuşma ile başladı. Anayasa değişikline rağmen üniversitelerde başörtüsü yasağının devam ettiğine dikkat çeken Gözcü, "Özgür-Der Üniversite Gençliği" olarak yasağı kınamak ve konuyla ilgili düşüncelerini üniversite gençliği ve halk ile paylaşmak için bir bildiri dağıtmaya karar verdiklerini söyledi. Hazırladıkları 10 bin bildiriden 3 bin kadarını üniversitede dağıttıklarını ve kalan 7 binini ise şu andan başlamak üzere kentin değişik bölgelerinde dağıtacaklarını ifade etti.  Konuşmasında Başsavcılık tarafından AK Parti hakkında açılan kapatma davasına da değinen Gözcü, daha önce DTP hakkında açılan kapatma davasına Ak Parti hakkında açılan kapatma davasıyla devam edildiğini bu kapatma davalarının açılmasının dahi sistemin despotluğunu ortaya koymaya yettiğini belirti. "Özgür-Der Üniversite Gençliği" olarak alınan kapatma davasını kınadı ve "biz buradayız ve gözlerinizin önünden kaybolmayacağız" diyerek sözü hazırlanan bildiriyi okumak üzere Dicle Üniversitesi Öğrencisi Semra Türkmen Yılmaz'a bıraktı.

Yılmaz'ın okuduğu açıklama sık sık şu sloganlarla kesildi; "Uyan Diren Özgürleş, Müslüman Uyuma Başörtüne Sahip Çık, Direne Direne Kazanacağız, Yılmak Yok Direniş Var ve Allah"u Ekber"  

"Şiyarbe Be Berxwe Bide Azad Be, Hep Aynı Nakarat; Laiklik Elden Gidiyor! İnancımıza Dil Uzatanlar Hesap Verecek! Cuntaya Hayır Başörtüsüne Özgürlük! Her Kes İçin Adalet Başörtüsüne Özgürlük, Başörtüsüne Pazarlıksız, Şartsız, Sınırsız, Her Yerde Özgürlük, Çene Altı Dayatmasına Hayır!" dövizlerinin taşındığı eylem, bildilerin dağıtımıyla sona erdi.

Emin Altun / Haksöz-Haber

Okunup dağıtımı yapılan bildirinin tam metni; 

JI SERPÊÇANDINÊ RE BÊŞERT Û BÊSÎNOR AZADÎ!

Gelê me yên hêja,

Ji bona qedexeya serpêçandinê di zanîngehêde biqede, qanûna bingehîn de hînek guhertin hate çêkirin. Di van guhertinan de gelekî kêmanî henin, lêbelê dîsa jî qencîdî  tê de henin. Aliyê laîkên Kemalîst, li hemberê van  guhartinan  neyartî dikin. Ji bona întîba a ku civak ji ber serpêçandin bûye du alî; e vana li hemberê azadiya serpêçandin hinek mîtînga sazkirin û hinek komên ji wan, li ber zanîngehê de daxuyaniyên provaqetîf çêkirin. Lêbelê em dizanin,  ên ku li hemberê hemû azadiyan û serbestiya sergirtinê derdikevin di civaka me de pir kêmin.

Pirsgirêkên vê civaka mezlûm, bitenê qedexeya serpêçandin nîne, gere wusa bê zanîn. Pirsgirêka Kurd, pirsgirêka bawerî, pirsgirêka feqîrî, mafên gelê kêmnetew, pirsgirêka mîlîtarîzmî û azadiya îfade û rêxistinî jî pirsgirêkên vê civakê ne. Xwedayê te'ala, barê qedandina van zilman li me mislimanan barkiriye. Yanê  têkoşîna çareserkirina van pirsgirêkan ji bo me îbadete û hetanî çareseriyê emê têkoşîna xwe berdewam bikin. Lêbelê hebûna van pirsgirêkan, hemberê çareseriya qedexeya serpêçandinê astengî nîne. 

Qedexeya serpêçandinê, bi milyona kesî mexdûr kiriye. Qedexe ne tenê di zanîngeha daye , di jiyana xebatê û her sefhayê perwerdehiyê de heye. Heta ji ber vê zilmê hinek mirov miriyan. Yek ji wan Medine Bircan bû. Medine Bircan jinekî 71 salîbû û ji ber ku serpêçandibû, wê tedawî nekirin û ew bi vê awayê  jiyana xwe ji dest da.

 

Qedexeya serpêçandinê, nîşana zilma laîkên Kemalîsta ye. Ku zilma wan li ser civaka dîndaran e. Dad, siyaset, sermaye, burokrasiya leşkerî, medya û hinek rêxistinên civata sîwîl bihevre îttifaqek qirêj sazkirine. Ev  çeteya qedexevan ku serokê wan hinek rektorên, tevî guhartina qanuna bingehîn jî qedexa serpêçandina di zanîngehê zêdekirin. Zanîngeha Dîcleyê jî têketiye vê qedexevaniyê û bivê halî, bendewariya xwe ya olîgarşiyê derxistiyê meydanê. Ji ber vê yekê em, rektor û senatoya zanîngehê şermezar dikin.

 

       Gelê me yê hêja,

          Qedexevan gere bizanibin, ku serpêçandin emrê Xwedaye û rûmet û nasnameya jinên misliman e. Em rûmet û nasîna xwe; ne dikin mijara mûtabaqat û lihevkirinan û ne jî em dêlên zordest wana binpêbikin. Zanîngehê de tenê na, emê daxwaziya azadiya serpêçandinê ji bona herderê bikin hetanî li her derê, bêşert û bêsînor ev qedexe rabe. Û dîsa qedexeya serpêçandinê tenê na; emê lipey çareseriya pirsgirêka Kurd û hemû pirsgirêkan derbikevin. Bi vê wesîleyê em ji bo berxwedan û piştgiriyê gazî temamê civatên hestyar dikin.Birayên me yê ku li hemberê qedexeyan tekoşînek birûmet didin,em wan silav dikin.

JI BO HERKESÎ ÂDALET, JI SERPÊÇANDINÊ RE AZADÎ!

Ciwanên Zanîngehê ê Özgür Derê

 

BAŞÖRTÜSÜNE SINIRSIZ, ŞARTSIZ ÖZGÜRLÜK!

Değerli Halkımız,

Üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan, ancak oldukça yetersiz olmasına rağmen yine de olumlu karşıladığımız anayasa değişikliği, laik Kemalist kesimin seviyesiz ve düşmanca tavrıyla karşılaştı. Bu kesimlerin düzenledikleri cılız başörtü karşıtı mitingler ve bazı marjinal grupların üniversite önlerinde yaptıkları provakatif açıklamalarla başörtüsü konusunda toplumun ikiye bölündüğü izlenimi verilmeye çalışılıyor. Oysa biliyoruz ki sadece başörtüsüne değil her türlü özgürlüğe karşı çıkan yasakçılar bu toplumun kayda değmez marjinal bir kesimini oluşturuyorlar.

Bilinmektedir ki bu mazlum halkın tek sorunu başörtüsü yasağı değil. Toplumun, Kürt sorunu, inanç sorunu, azınlık hakları, yoksulluk sorunu, örgütlenme ve ifade özgürlüğü ile militarizm sorunu gibi temel hak ve özgürlükler alanında yakıcı sorunları da vardır. Bütün bu zulümlerin bitmesi için mücadeleyi, Allah'ın biz Müslümanlara yüklediği bir sorumluluk yani ibadî bir zorunluluk olarak görüyoruz ve bu sorunlar çözülene kadar da mücadelemizi sürdüreceğiz. Ancak bu sorunların varlığı, başörtüsü yasağının çözümüne dair bir adım atılmasına da engel değildir.

Başörtüsü yasağı, yıllardır devam eden ve milyonlarca kişiyi mağdur eden bir sorundur. Yasak sadece üniversitelerde değil, eğitimin her safhasında ve çalışma hayatında da mevcuttur. Hatta bu zulüm, 71 yaşındaki Medine Bircan'ın başörtüsünden dolayı tedavi edilmemesi nedeniyle ölmesine yol açacak şekilde vahşice uygulanmıştır.

Başörtüsü yasağı, inancını yaşamak isteyen kesimlere karşı Kemalist Laikçiler tarafından sürdürülen topyekûn zulmün simgesi olmuştur. Yargı, siyaset, sermaye, askeri bürokrasi, medya ve sözde STK'lar bir şer ittifakı oluşturmuşlar. Anayasa değişikliğine rağmen ve düzenleyici yeni bir kanun ihtiyacı yokken, rektörlerin başını çektiği yasakçı çete üniversitelerde yasağı sıkılaştırmaya başladılar. Bu yasakçı furyaya Dicle Üniversitesi de katılarak oligarşiye bağımlılığını ortaya koymuştur. Bu nedenle yasakçı üniversite senatosunu ve rektörü kınıyoruz.

Değerli halkımız,

Yasakçılar bilmelidir ki Başörtüsü Allah'ın emri, Müslüman kadının kimliği ve onurudur. Kimliğimizi ve onurumuzu; ne mutabakat ve uzlaşma konusu yaparız, ne de zorbalara çiğnetiriz. Yalnız üniversitelerde değil her alanda sınırsız ve şartsız bir özgürlük talebini sürdüreceğiz. Ve yine yalnız başörtüsü sorunu değil, Kürt sorunu başta olmak üzere diğer tüm sorunların çözümünün de takipçisi olacağız. Bu vesileyle tüm duyarlı kesimleri direniş ve dayanışmaya çağırıyoruz. Yasağa ve yasakçı zihniyete karşı onurlu bir mücadeleyi sürdüren tüm kardeşlerimizi selamlıyoruz.

 

HERKES İÇİN ADALET BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜK!

Özgür-Der Üniversite Gençliği

Eylemler Haberleri

Aksa Tufanı'nın yıldönümünde on binlerce Diyarbakırlı Gazze'ye desteğini haykırdı
Diyarbakır'dan HAMAS'ın "Ümmet Dayanışması" çağrısına icabet
Diyarbakır'da Şehid İsmail Heniyye için gıyabi cenaze namazı kılındı
Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları: Soykırıma alkış tutanlar hesap verecek!
Diyarbakır İslami STK'lardan "Gazze İçin Yürüyoruz" etkinliği