Diyarbakır'daki sivil toplum kuruluşlarının çağrısı üzerine gerçekleştirilen eylem, Yeşil Camii'de kılınan Cuma namazının ardından yapıldı. Namazın sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan ve aralarında Özgür-Der, Mustazaflar Cemiyeti, Memur-Sen, Ay-Der, Diyanet-Sen, İhvan-Der ve İHH gibi kuruluşların da bulunduğu STK'lar taşıdıkları pankart, döviz ve attıkları sloganlarla HDPli belediyeyi protesto etti. Katılımcılar sık sık tekbirler getirerek "Camiye uzanan eller kırılsın", "Sahabeye uzanan eller kırılsın", "Zalimler için yaşasın cehennem" şeklinde sloganlar attı.
Mücahit Koyuncu'nun İslami STK'lar adına okuduğu basın açıklamasının ardından eylem sona erdi.
Açıklamanın tam metni:
BiSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
BASINA VE KAMUOYUNA
"Allah'ın mescitlerinde, Allah'ın isminin anılmasını men eden ve o mescitlerin harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! İşte o zalimler yok mu, onların bu mescitlere korka korka girmekten başka hakları yoktur. Bunları yapan o zalimlere, dünyada büyük bir felaket ve mahrumiyet, ahirette de büyük bir azap vardır." (Bakara 114)
Belediyelerin görevi hizmet bilinci ile hareket etmektir, ideolojik yaklaşımlarla halka rağmen kararlar almamaktır. Bu minvalde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin son günlerde aldığı kimi kararlar, maalesef kent halkının inancını hedef aldığını göstermektedir.
Göreve gelir gelmez kentin İslami kimliğine yönelik menfi adımlar atmak belediyecilik değil, provokatif girişimlerdir. Her ne iş yaparsanız yapın halkın inancını, değerlerini, kutsallarını kıstas alarak yapmak zorundasınız. Halka rağmen halkçı olanlar geçmişte bu millete büyük zararlar verdi. Aynı mantıkla hareket etmek dün hiçbir şey kazandırmadığı gibi bugün de kazandırmayacaktır. Müslüman Kürd halkının kutsallarını ötekileştirmeye çalışarak şehirleri yönetemezsiniz. Yerel yönetimler bu anlamda herkesten daha fazla hassas davranmak zorundadır.
Sanki ortada bir yangın varmış da o yangından mal kaçırır gibi belediye meclisinden alelacele kararlar çıkarmak ve bunu da kamuoyundan gizleyerek yapmak, iyi niyetten uzak bir davranıştır.
Kamuoyunun malumudur ki yeni yerleşim alanı olarak belirlenen Kayapınar ilçesinin Lunapark ve 75 yol civarı tabir olunan yerlerinde Kayyumlardan önce tek bir cami, imar planında yoktu. Ve bu imar planını da önceki belediye yönetimi yaptı. Kayyumlar geldikten sonra bu eksikliğe binaen bazı alanlarda cami yapılması için izin verdi. Ancak sizler göreve gelir gelmez bu camilerin içinde bulunduğu alanları park alanı yaparak oralarda yapımı devam eden camileri kaçak yapı durumuna düşürdünüz. Önce, cami yapımı devam eden bölgeleri park alanına çevirmek için imar planında değişikliğe gittiniz, yetmedi; Diyarbakır fatihi büyük sahabeden İyaz Bin Ğanem'in ismini taşıyan caddenin ismini değiştirdiniz...
Şimdi, burada bir art niyet aramayalım da ne yapalım. Aldığınız kararların İslam düşmanlığından başka bir şeyi ifade etmediğini söylemeyelim de ne diyelim. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır. Bu nasıl bir izan yoksunluğudur. Bu nasıl bir hazımsızlıktır ki sizleri böyle cüretkâr kılıyor.
Bir şehrin yerel yönetimi, o şehrin ihtiyaçlarını, halkın taleplerini karşılamakla mükelleftir. Hanelere su taşımak, ulaşımı kolaylaştırmak, sokakları temizlemek, altyapı ve üstyapı gibi temel hizmetler sunmak nasıl bir mükellefiyet ise halkın inancını yaşamak için ihtiyaç olan bölgelerde cami yapımı için alan oluşturmak, buna göre imar planı hazırlamak da bir mükellefiyettir. Halkının tamamı Müslüman olan kadim bir kentte bunun aksini yapmak, sadece art niyet olarak değerlendirilemez.
Diyarbakır halkının hassasiyetleri ile oynanmamalı, girilen bu yanlış yoldan derhal dönülmelidir. Halka hizmet ile yükümlü olan belediyeler, toplumu provoke edecek faaliyetlerde bulunmamalıdır. Büyükşehir Belediyesi, camilerin yıkılmayacağı konusunda kamuoyuna net ve tatmin edici açıklama yapmalıdır. Alınan kararı savunma gibi yola tevessül edilmemelidir. Kamuoyunun beklentisi, bu yanlış kararın bir an önce düzeltilmesidir.
Diyarbakır fatihi büyük sahabeden İyaz Bin Ğanem başta olmak üzere İslam büyüklerine saygısızlık veya düşmanlık gibi algılanacak pratiklerden kaçınılmalı, İslam'ın kutsallarına dokunulmamalıdır.
Kürdistan coğrafyası, Müslüman Kürd halkı tarih boyunca büyük acılar yaşadı. İslam ümmetinin bu aziz evlatları, İslam düşmanları tarafından hep hedef alındı. İnancı ve kimliği örselenmek istendi. Bir taraftan dininden kopmamak öte taraftan asimilasyon politikalarına rağmen kimliğini koruyan bu halk çok bedeller ödedi.
Buradan çağrıda bulunuyoruz!
Bulunduğunuz makamlar halka hizmet makamlarıdır. İdeolojik zemininizde halkı dönüştürecek, bir kentin kimliğini değiştirecek değirmenler değildir. Müslüman Kürd halkının huzurunu bozacak, kaosa neden olacak, yüreğini acıtacak eylemlerden kaçının. Bu halkın sizden beklentisi onlara hizmet götürmeniz, kalkınmasını sağlamanızdır. Her anlamda ötekileştirilmiş bu mazlum halka hizmet etmek, sizin en büyük vazifenizdir.
DİYARBAKIR İSLAMİ STK'LAR