Özgür-Der Diyarbakır Şubesi'nin Haziran 2009 İnsan Hakları Raporu'nu, değerlendirme ve bilânço olmak üzere iki dosya şeklinde ilginize sunuyoruz:
Türkiye'de siyasi sistem üzerinde ciddi bir askerî vesayet vardır. Bu askeri vesayet ve militarist uygulamalar daimileşmiş ve kurumsallaşmıştır. Askerî vesayetin izlerini ve işaretlerini her ay pek çok yerde bulmak mümkündür.
Bu ay Genelkurmay Başkanlığı'nın, "irtica ile mücadele" adı altında yeni bir eylem planı hazırladığı ortaya çıktı. Nisan 2009'da Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlanan eylem planı, askeri vesayetin devam ettiğinin somut bir örneği olarak karşımıza çıktı.
Haber üzerine aynı gün Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı tarafından olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonucu, en az belgenin kendisi kadar tartışma yarattı. Genelkurmay Askerî Savcılığı, 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'yla ilgili kovuşturma yapmaya gerek duymadı.
28 Şubat sürecini aratmayan gelişmeler bunlarla da sınırlı kalmadı. Askeri Savcılığın verdiği tartışmalı karar üzerine Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ kameraların karşısına geçti. Belgeyi "kâğıt parçası" olarak nitelendiren Genelkurmay Başkanı bir kere daha Türkiye'nin "sivil irade"nin hâkim olduğu bir hukuk devleti değil; askeri vesayetin gölgesinde, Kemalist bir Cumhuriyet olduğu gerçeğini ortaya koydu.
Türkiye'de, işkence ve yargısız infaz olaylarına karıştıkları saptanan kolluk görevlilerinin davalarında cezasızlık örneklerine her ay yenileri eklenmekte. Haziran ayında da hukuk devleti olmanın ilkeleri ile bağdaşmayan, adalet duygusunu ve vicdanları yaralayan skandal yargı kararlarına rastlandı. Bunlardan biri de 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babasını katledenlerin yargılandığı davaydı.
12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ı 9 kurşunla katledenler hakkında berat kararı verilirken diğer yandan 14 yaşında, 15 yaşında, 16 yaşında çocuklar ağır hapis cezalarına çarptırıldı. Adana başta olmak üzere Diyarbakır, Mersin ve Mardin'de "örgüt üyeliği" ve "örgüt propagandası"ndan Kürt çocukları ağır hapis cezalarına çarptırıldılar.
Bu ay işkence ve kötü muamele vakaları da hız kesmedi. Kolluk şiddeti sona ermediği gibi, ölümle sonuçlanan olaylarda -nadiren- açtırılması başarılan davalara karşı tahammülsüzlük de devam etti. Daha önceleri maktûl Engin ÇEBER'in ablasına duruşma salonu içerisinde gerçekleştirilen taciz, maktûl Baran TURSUN'un babasına yöneltilmiş bir dizi soruşturma ve kovuşturmaya bu ay, Maktûl Çağdaş GEMİK'in ailesine yapılan saldırı eklendi.
TSK'den Askeri Vesayet Belgesi
Türkiye'de askeri vesayetin gölgesi hayatın her alanında kendisini hissettiriyor. Özellikle siyaset ve hukuk alanında askerin militarist tahakkümü söz konusu… Bu tahakküm kimi zaman aleni karşımıza çıkarken kimi zaman ise gizli faaliyet olarak karşımıza çıkıyor. Genelkurmay Başkanlığı'nda hazırlandığı iddia edilen "irtica ile mücadele" belgesi bu belgeyi soruşturan Askeri Mahkeme'nin verdiği karar ve bu kararın ardından Genelkurmay Başkanı'nın değerlendirmeleri militarist tahakkümün devam ettiğini gösterdi.
Taraf Gazetesi, Genelkurmay Başkanlığı'nın, "irtica ile mücadele" adı altında yeni bir eylem planı hazırladığını ortaya çıkardı. Nisan 2009'da Deniz Piyade Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlanan planda, Ergenekon soruşturmasından duyulan rahatsızlık açık bir şekilde dile getiriliyor. "Ergenekon davasının gündemi değiştiriliyor havası oluşmadan" eylemler yapılması isteniyor, Ergenekon kapsamında tutuklanan muvazzaf ve emekli askerlerin irtica ile mücadele ettikleri için cezaevine kondukları yönünde haberlerin ön plana çıkarılması hedefleniyor.
Ergenekon soruşturmasında tutuklanan eski asker avukat Serdar Öztürk'ün bürosunda ele geçirilen Genelkurmay'a ait yeni plan, Genel Kurmay Harekât Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlanmış.
Askeri bürokrasinin Ergenekon soruşturmasına karşı olduğu bilinen bir gerçek… Askeri oligarşinin bu operasyonlara karşı olmaları boşuna değil. Ergenekon'un düşünce ve fikir yapısı ordunun Kemalist felsefesiyle örtüşüyor. Bu durum ister istemez orduyu taraf konumuna getiriyor. Bu tarafgirlik bu defa "irtica ile mücadele" eylem planı olarak karşımıza çıktı.
Darbe girişimlerinin son halkası olarak karşımıza çıkan Planı, soruşturma görevi Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'na verildi. Şemdinli davası başta olmak üzere birçok soruşturmada verilen tartışmalı kararlarla tanıdığımız Genelkurmay Askeri Savcılığı, belgeyi 'fotokopi' olduğu gerekçesi ile yok saydı. Askeri savcılık; Jandarma, Emniyet ve Adli Tıp raporlarındaki "İmza benzer" saptamasını delil kabul etmeyerek skandal bir karara daha imza attı.
TC'deki hukuki yapı uzun yıllar içinde askerî vesayet altında şekillenmiştir. 12 Eylül'den sonra Anayasa ve yasalar ve özellikle askerî yasalar ile diğer yasalardaki askerleri ilgilendiren hükümlerde militarist tahakküm söz konusudur. Askerî vesayeti kuran, koruyan ve gittikçe genişleten hukuki bir alt yapı oluşturulmuş durumdadır. Bu tahakküm altında verilen kararlar da hukukun üstünlüğünden ziyade Kemalist ilke ve inkılâpları merkeze alan ideolojik kaygılarla verilmektedir.
Dolayısıyla sorun askeri vesayetten kaynaklanmaktadır. Askerin siyasal yapı üzerindeki etkisi görülmedikçe ve bu etkiyle hesaplaşma iradesi ortaya konulmadıkça haktan, adaletten ve hukukun üstünlüğünden bahsetmek olanaksızdır.
Uğur Kaymaz'ın Katilleri Beraat Etti
Son aylarda Türkiye'deki hukuk sisteminin iyice kokuştuğunu gösteren bir dizi olay yaşıyoruz. Yargısız infaz yapmakla ve işkence ile suçlanan kamu görevlilerinin ortaya çıkan bütün bilgi ve belgelere rağmen cezalandırılmama örneklerine her ay yenileri ekleniyor. 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ı sırtından dokuz kurşunla öldüren "güvenlik" güçlerinin, "meşru müdafaadan" beraat kararının Yargıtay tarafından onanması ise hukuk sisteminin çöktüğünün son resmi oldu.
21 Kasım 2004 tarihinde Mardin Kızıltepe'de Uğur Kaymaz babası Ahmet Kaymaz ile birlikte evlerinin önünde katledilmişti. Uğur sırtından 9 kurşun almıştı. Babasına da 4 kurşun isabet etmişti. Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi, polislerin meşru müdafaada bulunduğu gerekçesiyle beraat kararı verdi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi de, 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz'ı öldüren polisler hakkında Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği "beraat" kararını onadı
Yargıtay'ın skandal kararında, "Sanık polis memurlarının eyleminin meşru müdafaa sınırları içinde kaldığı, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bu nedenle yerel mahkemenin verdiği beraat kararının yasaya uygun olduğu" öne sürüldü.
Uğur Kaymaz davası hakkında verilen karar, 85 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin özeti mahiyetindedir. Karar, emsal olacak hukuki skandallar silsilesinin somut bir halkasıdır. Bu dosya, Yargıtay'ın da mahkemelerin de, devleti koruma içgüdüsüyle hareket ettiklerini göstermiştir. Verilen karar, yargının siyasallaştığını ve ayrımcılık yaptığını göstermektedir. Özellikle Kürt coğrafyasında, Kürtlerin yaşamış olduğu sorunlar karşısında yargı çoğu zaman ayrımcılık yapmıştır-yapmaktadır. Taş atan çocuklara 25 yıl ceza veren Yargıtay, 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın katillerine beraat kararı vermekle vicdanları katletmekle kalmamış, hukuku da katletmiştir.
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi
İnsan Hakları Komisyonu
HAZİRAN 2009 İNSAN HAKLARI BİLÂNÇOSU
YAŞAM HAKKI
Aydın'da "Dur" İhtarı Ölümü
1 Haziran 2009'da Aydın'ın Bozdoğan İlçesi'nde trafik ekibinin "dur" ihtarında bulunarak kendisini durdurmaya çalışması üzerine paniğe kapılarak motosikletiyle kaçmaya çalışan Hamdi Delefoğlu (17) kamyonun altında kalarak yaşamını yitirdi. Hamdi Delefoğlu'na taziye ziyaretine giden Bozdoğan Kaymakamı Bülent Tekbıyıkoğlu, "oğlumuzun ölmesine neden olan polistir. Başka canlar yanmasın. Polis cezalandırılsın" şeklindeki tepkiler üzerine "haklısınız, ortada ne bir banka soygunu var, ne de bir hırsız kovalanıyor. Polis arkadaşımız motosikletin plakasını alıp takip etmeyebilirdi. Gerekeni yapacağız" diyerek olayla ilgili cumhuriyet savcılığının soruşturma başlattığını belirtti (ntvmsnbc.com- 1 Haziran)
Ceylanpınar'da Korucu Terörü: 3 Ölü
Şanlıurfa'nın Ceylanpınar İlçesi'nde Devlet Hastanesi önünde araç park yeri sebebiyle Keji (Kejanlı) Aşireti üyelerinden bir kişi ile Hirobi Köyü korucuları arasında çıkan tartışma kısa süre sonra tekme-tokat kavgaya dönüştü. Polisin müdahalesiyle ayrılan ve ifadeleri alınmak üzere ilçe emniyet müdürlüğüne götürüldüğü sırada Hirobi Köyü korucuları tarafından Keji aşireti üyelerine ateş açıldı. Hikmet Taniş tarafından açılan ateş sonucu Mehmet Timur (47) ve Nezir Bektaş olay yerinde hayatlarını kaybederken, Nasır Bektaş da ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. 3 korucu gözaltına alındı. (islahhaber.com- 2 Haziran)
İki Kişiyi Vurdu Sonra İntihar Etti
10 Haziran 2009'da İzmir'in Ödemiş İlçesi'nde, Emine Karadağ'ın (34), iki çocuğunun velayetini almak için eski eşi, polis memuru Melih Işıkoğlu'na (37) açtığı davanın duruşmasının ardından adliye bahçesinde Emine Karadağ ve Karadağ'ın avukatı Özcan Akçiçek (36) ile karşılaşan Melih Işıkoğlu beylik tabancasıyla Emine Karadağ ve Özcan Akçiçek'i öldürdükten sonra intihar etti (Zaman- 11 Haziran)
MİLİTARİZM
Başbuğ: Operasyonlar Devam Edecek
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ 'ordu operasyonları durdursun' çağrılarına sert yanıt verdi: Gider, arar bulur ve yok ederim. Karayılan'ın açıklamaları umurumda değil, Barzani, Talabani PKK'ye karşı operasyon yapsın. (islahhaber.com- 4 Haziran)
AKP ve Gülen'i Bitirme Planı
Deniz Kurmay Albay Çiçek imzalı, "gizli" ibareli "İrticayla Mücadele Eylem Planı", hükümeti ve Fethullah Gülen cemaatinin, başta ordu içindekiler olmak üzere bütün mensuplarını hedef alıyor. Planın "İcra" bölümünde şöyle deniyor: Laik düzeni yıkıp İslam devleti kurma hayalindeki AKP hükümeti ve Gülen grubu başta, dinî oluşumların faaliyetlerine son vermek için çalışılacaktır. Dört sayfalık planın "Durum" bölümünde, "Ergenekon adı altında, TSK'ya büyük emeği geçmiş emekli ve muvazzaf askerî personel yersiz ithamlarla lekelenmektedir" saptaması var. Plan, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı olan Genelkurmay Harekât Başkanlığı 3'üncü Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlanmış. Plan, Ergenekon'da tutuklanan Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçirildi. Emekli Yüzbaşı Öztürk, Devlet Üstün Hizmet Madalyası'nı iade etmesiyle gündeme gelmişti. (Taraf- 12 Haziran)
Askeri Savcılık: Belge Genelkurmay'ın Değil
Ankara, 24 Haziran (AKnews) - Türkiye Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, "İrtica eylem planı"nın "Genelkurmay'a ait olmadığını" belirterek, Albay Çiçek hakkında "kovuşturmaya gerek yok" kararı verdi. Askeri Savcılık, "Taraf gazetesinde yayımlanan belgenin, aslının mevcut olmaması nedeniyle, bu belgenin hangi amaçla kim veya kimler tarafından üretildiği, üretenlerin amaçları, özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir şekilde hedef alınıp alınmadığı ve belgenin Taraf gazetesi muhabirine ulaştırılmasıyla aynı gazetede yayımlanması olayları hakkında adliye mahkemelerinin görevli ve yetkili oldukları anlaşıldığından, itiraz yolu açık olmak üzere Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının görevsizliğine karar verildiğini" bildirdi. Belgede imzası olan Albay Dursun Çiçek hakkında "kovuşturmaya gerek olmadığı" kararı veren Savcılık, "soruşturma dosyasının gereğinin takdir ve ifası için görevli ve yetkili İstanbul Başsavcılığına gönderilmesine" de karar verdi. (islahhaber.com- 24 Haziran)
Başbuğ Basın Toplantısı Yaptı, Belge İçin 'Kağıt Parçası' Dedi
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Taraf gazetesinde yayımlanan habere konu olan belgeyle ilgili olarak, ''Bugün biz bu kağıt parçasının birileri tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) yıpratma ve karalama amacıyla hazırlandığını değerlendiriyoruz'' dedi. (islahhaber.com- 26 Haziran)
Hakkâri, Siirt, Şırnak ve Elazığ'da Güvenlik Bölgesi
Genelkurmay Başkanlığı yaptığı açıklamada, Hakkâri, Siirt, Şırnak ve Elazığ'da 16 Haziran 2009–16 Eylül 2009 tarihleri arasında farklı kırsal bölgeleri "geçici askerî güvenlik bölgesi" ilan ederek belirlenen bölgelere sivillerin girişini yasakladı (tsk.tr- 14 Haziran)
Uğur Durmuş'a Ajanlık Tehdidi
18 Haziran 2009'da İHD Gaziantep Şubesi'nde bir basın toplantısı düzenleyen Uğur Durmuş, 10 Haziran 2009'da sivil polis otosuna zorla bindirildiğini ve ajanlık yapmasını kabul etmediği takdirde kendisine her şeyin olabileceği yönünde tehdit edildiğini savundu (atilim.org- 18 Haziran)
YARGI VE CEZASIZLIK
Cinayetin Cezası 6 Yıl Hapis
İstanbul'un Küçükçekmece İlçesi'nde 27 Ekim 2000'de otomobiline arkadan çarpıp kaçan araca ateş ederek Kadir Bayrak'ın (27) ölümüne neden olan polis memuru Ümit Altınmakas (44), "kastı aşarak öldürme" suçundan 4 Haziran 2009'da Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı (Hürriyet- 6 Haziran)
Koşuyolu İddianamesi Üç Yılda Bitti, Gerçek Failler Meçhul Kaldı
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Diyarbakır'daki Koşuyolu Caddesi'nde 12 Eylül 2006'da meydana gelen ve 7'si çocuk 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan ''Koşuyolu katliamı'' ile ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamlandı. Özel yetkili savcı tarafından hazırlanan 32 sayfalık iddianame, 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunuldu. İddianame, mahkemece kabul edildi. Katliamı planlayıp gerçekleştirdikleri gerekçesiyle tutuklanan 3 sanıktan 2'si hakkında 11'er kez ağırlaştırılmış müebbet ile 625'er yıl hapsi, 1 sanığın da 845 yıla kadar hapsi istendi.(Birgün- 11 Haziran)
Devlet Polisin Tedavi Masrafını da Eylemciye Fatura Etti!
Diyarbakır Valiliği gösterilerde yaralanan polislerin tedavi masraflarını henüz mahkemesi sonuçlanmamış 37 kişiden talep etti. (ANF- 16 Haziran)
52 Polis, 17 Yıldır Yargılanıyor
Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde 1992'de polisin saldırdığı bir gösteride, banka görevlisi Mithat Kutlu'nun başına aldığı darbe sonucu ölümüyle ilgili haklarında dava açılan 52 polis memurunun yargılanmasına devam edildi. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar katılmazken, olayda yaşamını yitiren Kutlu'nun eşi Gülseren ve oğlu Muhammet Kutlu ile avukatları Abdullah Çağer katıldı.(Birgün- 18 Haziran)
Uğur Kaymaz Davasında Cezasızlık Kararına Onay
18 Haziran 2009'da Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 21 Kasım 2004'da PKK militanı oldukları gerekçesiyle evlerinin önünde kolluk kuvvetlerinin düzenlediği silahlı saldırıda öldürülen Ahmet Kaymaz ve Uğur Kaymaz'ın (12) ölümünden sorumlu tutulan 4 polis memuru hakkında Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği beraat kararını onadı. Yargıtay Başsavcılığı'nın polis memurları hakkında Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin karar alması için hazırladığı tebliğnamede, operasyonun 155 Polis İmdat hattını arayan, ismini söylemeyen, numarası görünmeyen bir şahsın ihbarı üzerine başlatıldığı, istihbarat çalışması sonunda Ahmet Kaymaz'ın PKK bağlantılı olduğu değerlendirmesinin yapıldığı, bunun üzerine Kızıltepe Başsavcılığı'nın bilgilendirildiği ifade edildi. (islahhaber.com- 19 Haziran)
Askeri Hapishanede Ölüm
Adana'daki askeri hapishanede tutuklu bir erin işkence sonucu öldüğü iddiasıyla haklarında dava açılan yarbay ile 4 astsubay, 25 erbaş ve erin yargılanmasına dün devam edildi.
Baba Polat, "4 yıldır gidip geliyoruz. Davada tutuklu sanık kalmadı. Katiller sokakta geziyor. Sanıkların tutuklanmasını ve adalet istiyoruz. Sizin evladınız olsa ne yapardınız" dedi. Mahkeme, duruşmayı eksik evrakın tamamlanması için erteledi.(Birgün- 25 Haziran)
Sivil Yargıdan Kaçırılmasına İzin Vermeyin
Genelkurmay Askerî Savcılığı, Taraf'ın deşifre ettiği ve Kurmay Albay Dursun Çiçek'in imzasını taşıyan "İrticayla Mücadele Eylem Planı"nın Karargâh'ta hazırlanmadığı yönündeki 'kanaatini' resmîleştirdi. Belgedeki imzanın Dursun Çiçek'e ait olduğuna dair delilin bulunmadığını savunan Askerî Savcılık, belgeyle ilgili kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi. (Taraf- 25 Haziran)
KAYIPLAR VE FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER
'1994 Bingöl Olayı da JİTEM'in İşi'
Eski JİTEM görevlisi, 3. Ergenekon iddianamesine girmesi beklenen ifadesinde kan donduran birçok iddiayı gündeme getirdi. GİZLİ Tanık: 11 askerin yaşamını yitirdiği saldırının ardından Elazığ Palu jandarma Komando Bölüğü'nde merdivenlerde otururken itirafçıların konuşmalarına tanık oldum. Bunları Albay T.B. operasyona göndermişti. Biri '11 askeri öldürdükten sonra elbiselerini çıkarıp onları parçaladık' diyordu. Hemen komutanıma bildirdim. (islahhaber.com- 2 Haziran)
Hakkâri'de Gözaltında Kayıp İddiası…
Hakkâri'nin Çukurca İlçesi'ne bağlı Kazan (Tiyar) Köyü'nde askerî birlik tarafından 30 Mayıs 2009'da gözaltına alındığı belirtilen Naif Çetinkaya'dan 6 gündür haber alınamadığını belirten Naif Çetinkaya'nın ailesi, 4 Haziran 2009'da İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkâri Şubesi'ne ve savcılığa başvurdu. Ailesi, Naif Çetinkaya'nın köy meydanında işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını savundu. Naif Çetinkaya'nın abisi İbrahim Çetinkaya, kardeşinin hayatından endişe ettiğini söyleyerek kardeşinin operasyon bölgesine de götürülebileceğini ifade etti (ANF- 4 Haziran)
Cizre'den Ceset Fışkırdı!
Kazıda yetişkinlere ait, infaz edilmiş kafatasında delikler bulunan cesetler çıktı... Şırnak'ın Cizre ilçesinde, belediyenin depo yapmak için başlattığı kazı çalışmasında kemik ve bez parçası bulundu. (islahhaber.com- 4 Haziran)
JİTEM Kurbanının İskeleti Bulundu
Cizre'de ailesinin isteği üzerine yapılan kazıda 1992'de JİTEM itirafçıları tarafından kaçırılan Mustafa Aydın'ın cesedi bulundu. Bir gizli tanık "Mustafa çıplaktı. El-ayakları bağlı, karınca yuvasına oturtulmuştu. Binbaşı Cemal Temizöz bir el ateş etti" demişti. (islahhaber- 6 Haziran)
20 Gündür Haber Alınamıyor
13 Haziran 2009'da Van'ın Gürpınar (Payizava) İlçesi'ne bağlı Karakuş (Êrenî) Köyü'nde çobanlık yapmaya giden Ferit Yalçın'dan (27) 20 gündür haber alınamadığı ileri sürüldü. Feit Yalçın'ın babası Sıddık Yalçın oğlunun bulunması için bütün yollara başvurduğunu belirterek köylüler ve Kırkgeçik Karakolu ile görüştüğünü ancak hiçbir bilgi alamadığını kaydetti. Sıddık Yalçın, "oğlum 3 yıldır o bölgede çobanlık yapıyordu. Oğlumun yanındaki çoban arkadaşı önce bize 'suya düştü kayboldu' derken sonra 3 kişinin gelip oğlumu götürdüğünü söyledi. Bu çelişkili sözler ve karakolun rahat tavrı bizi endişelendiriyor" dedi (Gündem- 13 Haziran)
ŞÜPHELİ ÖLÜMLER
Eski HADEP İl Başkanı Cezaevinde Kalp Krizinden Öldü
1 Haziran 2009'da Elazığ E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan feshedilen DEHAP Elazığ İl Başkanı Mehmet Artan'ın geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdiği ileri sürüldü. Mehmet Artan'ın "yasadışı örgüt propagandası yaptığı" suçlamasıyla aldığı 10 aylık hapis cezası nedeniyle cezaevinde olduğu ve cezasının 2 ayını tamamladığı öğrenildi (ANF- 2 Haziran)
Ceyhan Cezaevinde Şüpheli İntihar
12 Haziran 2009'da Ceyhan (Adana) Yarı Açık Cezaevi'nde bulunan Nihat Tayşan'ın (26) kendini asarak intihar ettiği ileri sürüldü. Nihat Tayşan'ın babası Mehmet Tayşan, oğlunun bir sorunu olmadığını ifade ederek "oğlum 5 ay sonra tahliye edilecekti. Kendini iple asmasını bırakın kolunu bile kesecek durumda biri değildi. Ölümünden şüpheleniyoruz" diyerek konuyla ilgili olarak İHD Adana Şubesi'ne başvuracaklarını söyledi (adanahavadis.com- 13 Haziran)
Karakoçan'da Şüpheli Asker Ölümü
Elazığ'ın Karakoçan İlçesi'nde nöbet değişimi sırasında kaza sonucu göğsüne kurşun isabet ettiği iddia edilen Midyatlı Serder Kurt adlı asker yaşamını yitirdi. (ANF- 21 Haziran)
ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ
ESP Üyesi Tutuklandı
Hakkında "yasadışı örgüt propagandası yaptığı" ve "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ettiği" suçlamalarıyla iki davadan kesinleşmiş 1 yıl 9 aylık hapis cezası bulunduğu gerekçesiyle 3 Haziran 2009'da Diyarbakır'da gözaltına alınan Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP) üyesi Örsan Eylem Vural tutuklanarak Diyarbakır E Tipi Kapalı Hapishanesi'ne gönderildi (atilim.org- 3 Haziran)
Ankara'da Standa Saldırı…
2 Haziran 2009'da Ankara'da Konur Sokak'a Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) karşıtı bilgilendirme standı açan Devrimci Liseliler (Dev-Lis) üyelerine bir grubun satırlı saldırısı sonucu çıkan olaylar 3 Haziran 2009'da da devam etti. Çevrede bulunan esnafın, saldırıya uğrayan öğrencilerin ve çeşitli siyasî parti, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin ortak yaptığı basın açıklaması sonrasında yine satırlı ve bıçaklı saldırı girişiminde bulunan 2 kişi yakalandı. Bu arada saldırıya uğrayan öğrenci grubundan gözaltına alınan 18 kişiden birinin tutuklandığı ileri sürüldü (Zaman- 4 Haziran)
Sendika Eylemine Müdahale…
3 Haziran 2009'da İstanbul'da, 5 Haziran 2009'da Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'nın (Eğitim-Sen) Ankara'da toplu sözleşme ve grev talepleriyle yapacağı yürüyüşün duyurusunu yapmak isteyen Eğitim-Sen üyelerine polis ekipleri müdahale etti. Bir kişinin gözaltına alındığı ve 2 kişinin yaralandığı müdahaleyi protesto eden Eğitim-Sen üyeleri Galatasaray Meydanı'nda 8 saat süren oturma eylemi yaptı (ozgurradyo.com- 4 Haziran)
Parti Binasına Baskın
6 Haziran 2009'da İstanbul'da DTP Esenler İlçe Örgütü'ne polis ekiplerinin düzenlediği baskında DTP üyesi Murat Olgun gözaltına alındı (ANF- 6 Haziran)
'KESK'i JİTEM bastı'
KESK Ankara Şubeler Platformu, yöneticilerine yönelik gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklamalara ilişkin Çankaya Belediyesi önünde basın açıklaması yapan KESK Genel Kadın Sekreteri Songül Morsümbül odasının bizzat JİTEM tarafından arandığını açıkladı. (ANF- 6 Haziran)
DTP Esenler İlçe Örgütü'ne Polis Baskın
İSTANBUL DTP Esenler İlçe Örgütü'ne yapılan polis baskınında DTP Üyesi Murat Olgun gözaltına alındı. (ANF- 6 Haziran)
Nurettin Şirin, Gözaltına Alındı
Yazar Nurettin Şirin dün akşam saat 22:00'de işyerinde İstanbul polisi tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınmasına gerekçesi olarak, Beyoğlu Rusya Konsolosluğu önünde 18 Temmuz 2006 tarihinde gerçekleştirilen eylemden sonra konsolosluğa ait camları kırmasına ilişkin devam eden mahkeme gösterildi. Geceyi Emniyette geçiren Nurettin Şirin, bugün sabah Beyoğlu Mahkemesi'nde ifade verecek. (haksozhaber.net- 9 Haziran)
HABER ALMA VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Gün TV'ye Para Cezası
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 4 Aralık 2008'de yayınlandığı iddia edilen bir görüntüde "halkın kin ve düşmanlığa tahrik edildiği" suçlamasıyla Diyarbakır'da yayın yapan Gün TV'ye 4 Haziran 2009'da 180 bin TL para cezası verdi (Zaman- 4 Haziran)
Atılım Gazetesi'ne Toplatma
5 Haziran 2009'da İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, haftalık yayınlanan Ezilenlerin Sosyalist Alternatifi Atılım Gazetesi'nin 16 Mayıs 2009 tarihli sayısının Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 7/2. maddesi uyarınca toplatılmasına ve gazetenin yayının 1 ay süreyle durdurulmasına karar verdi (atilim.org- 6 Haziran)
Atılım Gazetesine 5 Ayda 3 Yayın Durdurma Cezası
Atılım Gazetesi'nin yayınları yine bir ay süreyle durduruldu ve gazetenin sayılarına el konulması kararı alındı. Böylece gazetenin yayınları 2009 yılının ilk 5 ayında 3 kez durdurulmuş oldu. (ANF- 6 Haziran)
Haber Muhabirleri Darp Edildi
11 Haziran 2009'da İstanbul'da, Boğaziçi Köprüsü'nde yapılan bir eylemi takip etmek isteyen Cihan Haber Ajansı muhabiri Uğur Öztürk ile kameramanı Muharrem Özder, Köprü Koruma Şube Müdürlüğü'ne bağlı polis memurları tarafından darp edilerek ve hakarete uğrayarak gözaltına alındı. Serbest bırakılan Uğur Öztürk ile Muharrem Özder'in kollarında ve bileklerinde morluklar oluştuğu bildirildi (Zaman- 11 Haziran)
Genelkurmay'dan Taraf Gazetesine Yayın Yasağı
Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi bugünkü sayısında yer alan "AKP ve Gülen'i Bitirme Planı" başlıklı habere konu belgenin içeriği hakkında yayın yapma yasağı konulmasına, müdafilerin soruşturma dosyasının içeriğini incelemesi ve belgelerden örnek alması haklarının kısıtlanmasına karar verdi. (islahhaber.com- 12 Haziran)
Azadiya Welat Çalışanına 7 Yıl 1 Ay Hapis Cezası
Adana'da izinsiz gösteriye katıldığı gerekçesiyle 5 Mart 2009 tarihinden bu yana tutuklu bulunan Azadiya Welat gazetesi çalışanı Emre Erdem'in de aralarında bulunduğu 4 kişiye "Örgüt adına suç işlemekten" 6 yıl 3 ay "Örgüt propagandası yapmaktan" 10'ar ay hapis cezası verildi. (ANF- 20 Haziran)
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ
Başörtülüsün, Tenis Oynayamazsın!
ENKA tesislerinde eşi ile beraber başvuran Nurgül Yılmaz beklemediği bir olayla karşı karşıya kaldığı. Başörtülü olduğu için ENKA Spor Tesisleri'nde tenis oynamasına izin verilmediği iddia edilen Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Nurgül Yılmaz ile eşi Ruhi Yılmaz büyük hayal kırıklığı yaşadıklarını söyledi. (islahhaber.com- 4 Haziran)
Asker Değil Müdür Cezalandırıldı
Cumhuriyet Bayramı törenleri sırasında, krosta ikinci gelen başörtülü öğrenciyi ödülünü alması için kürsüye çıkaran İlçe Milli Eğitim Müdürü Latif Korkmaz görevden alındı. (islahhaber.com- 5 Haziran)
Kemalistler Başörtüsü Yasağını Sokağa İndirdi
Konak ilçesi Yağhaneler semtindeki Öz-Ter Apartmanı'nın yöneticisi Figen Tüzün, 'kapıcılık hizmet yönetmeliği'ne başörtüsü yasağını da soktu. Başörtüsünü 'siyasi simge' olarak değerlendiren kadın yönetici, "Kendisi, eşi ve çocukları takke, şalvar, takunya, kötü terlikle dolaşamaz. Eşi ve kızları, siyasal simge haline gelen türban ve benzerlerini kullanamaz. Dinî inanç ve ibadetini herkesin gözü önünde yapamaz, işlerine mazeret olarak gösteremez." diyerek Naki Seriner'in işine son verdi. (haksozhaber.com- 7 Haziran)
Sakallı ve Başörtülülere Taziye Yasağı
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un "TSK dine karşı değildir" sözünün üzerinden daha birkaç hafta geçmişken Erzurum'da yaşanan bir skandal yürekleri burktu. Erzurum 9. Kolordu Komutanlığı bünyesindeki İnşaat Emlak Şubesi'nde sivil memur olarak çalışan ve vefat eden Orhan Çiftçi'nin taziyeye gelen yakınları, askeri lojmandaki taziye evine sakallı ve başörtülü oldukları için giremediler. (islahhaber.com- 9 Haziran)
Suyunu İç, Başını Aç
Üniversiteli olma umuduyla sınava girecek birbuçuk milyona devletin tavsiyesi: İyi uyuyun, gecikmeyin, başınızı örtmeyin. Öğrenci Seçme Sınavı'na dört gün kala, ÖSYM Başkanı'nın yaptığı "Başı açık gelin" uyarısı, birbuçuk milyon adayın yarışacağı sınavın zaten "seçilmişler" arasında yapıldığını hatırlattı. (Taraf- 10 Haziran)
Başörtüsünü Boynuna Taktı Diye Tutanak Tutuldu
Malatya'da H.Ç. (31) adlı bir bayan, Hacı Hasan Kavuk Çıraklık Eğitim Merkezi'nde Öğrenci Seçme Sınavı'na girerken başörtüsünü çıkartarak boynuna taktığı gerekçesiyle hakkında tutanak tutan görevlileri polise şikayet etti. (Vakit- 16 Haziran)
İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE
Jandarma Kollarını Kırdı, Şimdi Metris'te
1 Haziran 2009'da İHD İstanbul Şubesi'nde bir açıklama yapan Celal Çiftçi, oğlu Sami Çiftçi'nin 20 Mayıs 2009'da sivil polis ekibi tarafından ormanlık bir alana götürüldüğünü ve oğlunun gördüğü işkence ve kötü muamele sonucu kolunun kırıldığını savundu. Celal Çiftçi, sonrasında Sarıgazi Karakolu'na getirilen oğluna düşerek kolunu kırdığı yönünde zorla imza attırıldığını söyledi. Yapılan açıklamada bir gösteriye katıldığı gerekçesiyle tutuklanan Sami Çiftçi'nin serbest bırakılması istendi (ozgurradyo.com- 1 Haziran)
"Polis Dayağı" İddiası
4 Haziran 2009'da İstanbul'un Üsküdar İlçesi'nde İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı 4 polis memurunun, yolda gördükleri ve gelen bir ihbardaki tariflere uyan Selami Dinç'i, olay yerine gelen Selami Dinç'in kardeşleri Harun Dinç ve Yusuf Dinç'i dövdükleri ileri sürüldü. Selami Dinç'in getirildiği hastanede bulunan gazetecilere olayı anlatmak istemesi üzerine ise polis ekibinin 3 kişiyi "görevli memura mukavemet ettikleri" gerekçesiyle gözaltına aldığı öğrenildi (Evrensel- 6 Haziran)
"Dur" İhtarına Uymayınca Ayağından Vuruldu
6 Haziran 2009'da Denizli'de S.A. (27), aracıyla giderken ters yöne girdiği iddiasıyla polis ekiplerinin yaptığı "dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle polis ekibi tarafından ayağından vuruldu (Zaman- 7 Haziran)
Müdürden Çeber Tehdidi
Engin Çeber'in Metris'ten arkadaşı ilk kez anlattı: Cezaevi müdürü "Sayım vermeyenler böyle cezalandırılacak" sözüyle bizi tehdit etti. Bilirkişinin dudak okuma raporunda Çeber'in dövülmesinden sonra cezaevi müdürünün "Bu şekilde davrananlar bu şekilde cezalandırılır" demediği iddia edilmişti. Mahkemede konuşan Çeber'in cezaevinden arkadaşı "Müdür bizi Çeber gibi olmakla tehdit etti" dedi. (Taraf - 9 Haziran)
Tüm Aileye İşkence
Mehmet Şah Aras elinde jop olan resmi üniformalı 5-6 polisin araçlarından inerek onu ve ailesini dövdüklerini söyledi.Mehmet Şah Aras'ın oğlu Serhat Aras polisin saldırısı sonucu kulaklarından kan geldiğini ve vücunda 50-60 cop izi olduğunu işkence yapan polislerden birinin 'Allah benim' diye bağırdığını söyledi. (ANF- 10 Haziran)
Şakağına Silah Dayatılıp Dövüldü
3 Haziran 2009'da Adana'da Yılmaz Tümenci (43), K.B., T.S. ve A.C. adlı 3 polis memuru tarafından şakağına silah dayanıp dövüldüğü ve 100 lirasının gasp edildiği savunarak Adana Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Adlî Tıp Kurumu'na giden Yılmaz Tümenci'ye verilen raporda Tümenci'nin yüzünde, kollarında, ayaklarında, boynunun değişik yerlerinde darp sonucu sıyrıklar ve şişlikler oluştuğu belirtildi. Darp sonucu, Tümenci'nin kustuğu, nefes almakta zorlandığı, baş dönmesi şikâyetleri bulunduğu belirtildi (Radikal- 11 Haziran)
Karakolda Darp Edildiler
9 Haziran 2009'da İstanbul'un Esenyurt İlçesi'nde bir tekstil fabrikasında işverenlerin işçilere saldırmasını protesto eden gruba müdahale eden polis ekiplerinin gözaltına aldığı Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) üyesi 4 kişinin ve 2 avukatın Esenyurt Polis Karakolu'nda darp edildiği savunuldu (Evrensel- 11 Haziran)
Yasak Yerde Bekleyince Dayak Yedi
18 Mayıs 2009'da İzmir'de, taksi şoförü Volkan Gül (31), yasak olan yerde beklediği için kendisine ceza yazmak isteyen trafik ekibiyle tartışırken, yapılan anons üzerine takviye olarak gelen ekibin kendisini dövdüğünü ileri sürerek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Adlî Tıp Kurumu'ndan darp edildiğine ilişkin rapor alan Volkan Gül hakkında "görevli polis memuruna mukavemet ettiği" iddiasıyla işlem yapıldı öğrenildi (Milliyet- 11 Haziran)
Korucular Bıçakla Saldırdı
11 Haziran 2009'da Bitlis'in Tatvan İlçesi'nde Aydın Karaca, trafikte yol verme tartışması yüzünden geçici köy korucularının bıçaklı saldırısına uğradı. Aydın Karaca'nın ağır yaralandığı öğrenildi (Gündem- 11 Haziran)
Polise "Dayak" Suçlaması
12 Haziran 2009'da, Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'nde Berkan Abseyi, iki kişiyle tartışırken olay yerine gelen 15 polis memurunun kendisini sopalarla dövdüğünü savunarak polis memurları hakkında suç duyurusunda bulundu. Polis memurlarının da Berkan Abseyi'den "görevli polis memuruna hakaret ve mukavemet ettiği" iddiasıyla şikâyetçi oldukları öğrenildi (Radikal- 12 Haziran)
Polis Şiddetine Maruz Kalan Yurttaş İHD'ye Başvurdu
İzmir'de Alsancak İskelesi önünde polis ekibinin fiziki müdahalesine uğradığını savunan Abdurrahman Timur Eşrefyıl İHD İzmir Şubesi'ne başvuruda bulunduğu 12 Haziran 2009'da öğrenildi. Abdurrahman Timur Eşrefyıl yaptığı açıklamada, "biz eğlendiğimiz sırada iki resmi polis yanımıza geldi ve hiçbir şey söylemeden gözümüze biber gazı sıkıp coplamaya başladı" dedi. (Gündem- 12 Haziran)
Avukat Karakolda Tartaklandı
16 Haziran 2009'da Giresun'da Avukat Ömer Eşgünoğlu, Giresun Adliyesi'nde duruşma salonuna girmek isterken görevli polis memuru tarafından tartaklandığını ileri sürdü. Ömer Eşgünoğlu, diğer polis memurlarının da geldiğini ve zorla tuvalete kapatılmak istendiğini söyleyerek polis memurları hakkında suç duyurusunda bulunacağını ifade etti (Milliyet- 17 Haziran)
Öğretmene Polis Yumruğu
13 haziranda Ağrı'daki Şemsi Türkmen Anadolu Lisesi'nde yapılan SBS sırasında Özel Harekât Polisi İlhan Şık adlı veli ve okulda asayişi sağlamakla görevli bir grup polisle görevli tarih öğretmeni A.E'ye şiddet uyguladılar. (Taraf- 20 Haziran)
M.A İle Babasına Polis Ve Zabıtanın İşkence Yaptığı İddiası
7 Haziran 2009'da İzmir'in Buca İlçesi'nin Şirinyer Semti'nde su satarak geçimini sağlayan Metin Aykal ve oğlu M.A.'nın (13) önce zabıta ekibinin, ardından da olay yerine gelen polis ekibinin saldırısına uğradığı ileri sürüldü. Aldığı darbeler nedeniyle baygınlık geçiren Metin Aykal'ın kendisine geldiğinde kaldırıldığı hastaneden karakola götürüldüğü ve kaldırımı işgal ettiği gerekçesiyle Metin Aykal'a 69 TL para cezası kesildiği öğrenildi. Metin Aykal, olay sonrasında 12 zabıta memuru ve 3 polis memuru hakkında suç duyurusunda bulundu (Evrensel- 21 Haziran)
'Polis Dayağıyla Burnu Kırıldı' İddiası
20 Haziran 2009'da İstanbul'un Fatih İlçesi'nde Murat Cesur ve Ahmet Top'un karşıdan karşıya yavaş geçtikleri için polis ekipleri tarafından dövüldükleri darp edilenlerden Murat Cesur'un burnunun ve dişlerinin kırıldığı, sol gözünün morardığı öğrenildi (Zaman, 20 Haziran)
Polis Dayağı Göz Kaslarını Parçaladı
Kız kardeşinin düğünü için geldiği İstanbul'da polis memuru Mehmet Kemal Koca tarafından öldüresiye dövülen Murat Cesur'un tedavisi halen Gümüşsuyu Askerî Hastanesi'nde sürüyor. Aldığı darbeler nedeniyle sol göz kasları yırtılan ve ödem oluşan Cesur için ameliyat gündemde. (Taraf- 25 Haziran)
Polis Ekibine Kimlik Sormanın Bedeli
21 Haziran 2009'da Diyarbakır'da İl Emniyet Müdürlüğü'nün önünde kendisine kimlik soran sivil polis ekibine kimliklerini soran Çetin Aktepe, sivil polis ekibi tarafından dövüldüğünü ve bir gün boyunca gözaltında tutulduğunu savundu (İHD- 25 Haziran)
Hiç Tahammülleri Yok
Polis tarafından öldürülen Çağdaş Gemik'in davasında, polisler duruşmaya katılan Gemik ailesine ve çok sayıda kişiye saldırdı. (islahhaber.com- 26 Haziran)
Fiziki Şiddet Kayıt Altına Alındı
7 Haziran 2009'da Erzurum'da ehliyeti olmadan araç kullanan A.K.'yi (18) yakalayan polis memurlarının A.K.'ye fizikî şiddet uyguladığı kameralar tarafından kayıt altına alındı (ntvmsnbc.com- 27 Haziran)
CEZAEVLERİ
Kürtçe İletişim İstediler Ceza Aldılar
Kırıklar (İzmir) 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde Kürtçe iletişim yasağını protesto etmek için slogan atan 78 tutuklu ve hükümlüden 65'ine 1 ay görüşe çıkmama, 13'üne ise 1 ay tüm iletişim haklarından men cezası verildiği 4 Haziran 2009'da öğrenildi (Gündem- 4 Haziran)
Elleri Bağlanıp Saçları Kesildi
10 Haziran 2009'da Zahide Kesici, Karataş (Adana) Kadın Cezaevi'nde bulunan kızı Gamze Kesici'nin (22) ellerinin bağlanıp zorla saçlarının kesildiğini savunarak savcılığa suç duyurusunda bulundu (Milliyet- 10 Haziran)
Cezaevinde İhlal Var
Van'daki M ve F tipi cezaevinde inceleme yapan TBMM Komisyonu, koğuşlarda 40 yerine 80 kişinin kaldığını tesbit etti. Komisyon bulaşıcı bu arada hastalık riskine dikkat çekti. (Taraf- 15 Haziran)
Adana İşkence Üssü Gibi
Şiyar Moral (18), 17 Haziran 2009'da gözaltında kaldığı Mersin Emniyet Müdürlüğü'nde, 5 ay tutuklu kaldığı Pozantı (Adana) M Tipi Çocuk Cezaevi'nde ve Kürkçüler (Adana) F Tipi Cezaevi'nde polis memurlarının, jandarma erlerinin ve gardiyanların kendisine işkence ve kötü muamele yaptığını savunarak İHD Mersin Şubesi'ne başvurdu. (Gündem- 17 Haziran)
Cezaevinde Gardiyan Dayağı İddiası
8 Haziran 2009'da Midyat (Mardin) M Tipi Cezaevi'nde bulunan Mehmet Demiray, Abdulkadir Uygar ve Şeyhmus Pala'nın cezaevinde lağımdan kaynaklanan sorunu dile getirdikleri için gardiyanlar tarafından cop ve kalaslarla dövüldükleri iddia edildi (Gündem- 19 Haziran)
Ring Aracında Jandarma Dayağı İddiası
16 Haziran 2009'da Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan M.Ö. (17) ve P.İ'nin (17) ring aracında şarkı söyledikleri için jandarma erleri tarafından dövüldükleri ve hakarete uğradıkları ileri sürüldü (Birgün- 21 Haziran)
İnsan Hakları Komisyonuna Kürtçe Engelleme
23 Haziran 2009'da Diyarbakır D Tipi Cezaevi'ni ziyaret eden İsveç Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Anne Ludvigsson ile aralarında Midyat doğumlu Yılmaz Kerimo'nun da bulunduğu 3 parlamenterden oluşan heyetin tutuklu ve hükümlülerle Kürtçe konuşmasını cezaevi görevlileri engelledi. (Radikal- 24 Haziran)
Kürtçe Konuşunca Görüşme Yarıda Kesildi
Edirne 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde bulunan Sabır Alabalık'ı 22 Haziran 2009'da ziyaret eden Fatma Alabalık, görüş sırasında Kürtçe konuştukları için görüşmenin yarıda kesildiğini ve görüş kabininden apar topar çıkarıldığını söyledi (Gündem- 25 Haziran)
ÇOCUK HAKLARI
2 Çocuğa 4'er Yıl 8'er Ay Hapis Cezası
Adana'da 2009 yılının Mart ayında yapılan bir gösteriye katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan M.Ö. ve İ.S. adlı 2 çocuğa, 2 Haziran 2009'da Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada "yasadışı örgüt adına suç işledikleri" iddiasıyla 4'er yıl 8'er ay hapis cezası verildi (islahhaber.com- 2 Haziran)
Çocuklara 10'ar Yıl 8'er Ay 20'şer Gün Hapis Cezası
Adana'da 2008 yılında çeşitli gösterilere katıldıkları gerekçesiyle tutuklu ve tutuksuz olarak yargılanan 9 çocuğun davaları sonuçlandı. 8 Haziran 2009'da Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında R.S. (16), M.Ş. (15), N.K. (14), S.A. (14), R.E. (13) ve S.K.'ye (14) "yasadışı örgüt üyesi olmamakla beraber yasadışı örgüt adına eylem yaptıkları", "yasadışı örgüt propagandası yaptıkları" ve "görevli polis memuruna mukavemet ettikleri" suçlamalarıyla 10'ar yıl 8'er ay 20'şer gün hapis cezası verildi.
9 Haziran 2009'da Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında M. B.'ye (16) "yasadışı örgüt üyesi olmamakla beraber yasadışı örgüt adına eylem yaptığı" ve "yasadışı örgüt propagandası yaptığı" suçlamalarıyla 8 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
11 Haziran 2009'da Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen bir başka karar duruşmasında da H.G. (14) ve Ç. S.'ye (16) "yasadışı örgüt üyesi olmamakla beraber yasadışı örgüt adına eylem yaptıkları" ve "yasadışı örgüt propagandası yaptıkları" suçlamalarıyla 7'şer yıl 1'er ay hapis cezası verildi (ANF- 13 Haziran)
Adana'da 4 Çocuğa Daha Ağır Ceza
Adana'nın Ceyhan İlçesi'nde gösterilere katıldıkları gerekçesiyle yargılanan H.A. A.Ö. M.Z ve İ.Y. adlı 4 çocuk, 'Örgüt adına suç işlemek' ve 'Örgüt propagandası yapmak' iddiasıyla 7 yıl 2'şer ay hapis cezasına çarptırıldı. (ANF- 16 Haziran)
Kalbi Çarpan Suçludur
Diyarbakır'da yasadışı eyleme katıldığı iddia edilen 14 yaşındaki M.Z.T. adlı çocuk hakkında 28 yıl hapis cezası istemiyle dava açan savcılık, polis memurunun "Çocuğu kontrol ettiğimde kalbi hızlı bir şekilde çarpıyordu. Elinde ise hafif olarak toz vardı" sözlerini kanıt olarak gösterdi. (Taraf- 18 Haziran)
Ceza Üstüne Ceza
Adana'da 8 Şubat 2008'de katıldığı bir eylem nedeniyle Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından "yasadışı örgüt propagandası yaptığı" ve "yasadışı örgüt üyesi olmamakla beraber yasadışı örgüt adına eylem yaptığı" suçlamalarıyla 4 yıl 8 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılan T.T. (17), 15 Şubat 2009'da katıldığı bir eylem nedeniyle Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 19 Haziran 2009'da görülen duruşmada aynı gerekçelerle 4 yıl 8 ay 20 gün daha hapis cezasına çarptırıldı. T.T.'nin babası B.T., İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi'ne yaptığı başvuruda, oğlunun 24 Mart 2009'da tutuklanıp götürüldüğü Kürtçüler Cezaevi'nde gardiyanlar tarafından dövüldüğünü, hortumla ıslatıldığını, ardından sırtına binildiğini, ertesi gün sabah ıslak elbiseleriyle Pozantı Cezaevi'ne götürüldüğünü ileri sürdü (Radikal- 20 Haziran)
Mersin'de 4 Kürt Çocuğuna Ağır Hapis Cezaları İstendi
Mersin'de de yaşları 15 ile 17 arasında değişen 4 çocuk hakkında izinsiz gösteriye katıldıkları iddiasıyla dava açıldı. (ANF- 22 Haziran)
Mardin'de Yargılanan Çocuklara Hapis Cezası
Mardin'in Savur İlçesi'ne bağlı Yeşilalan (Barman) Beldesi'nde 29 Mart 2009 Yerel Seçimleri öncesinde DTP seçim bürosunun açılışına katılarak açılış sırasında "yasadışı slogan attıkları ve zafer işareti yaptıkları" iddiasıyla haklarında dava açılan Y.E. (14), P.A. (13), B.A. (14) ve Ç.S.(15) adlı 4 çocuğa "yasadışı örgüt propagandası yaptıkları" iddiasıyla 29 Haziran 2009'da Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 7/2. maddesi uyarınca 1'er yıl hapis cezası verildi (ANF- 29 Haziran)
KÜRT SORUNU
Kürtçe Konuştukları İçin Dövüldükleri İddiası
8 Haziran 2009'da Şanlıurfa E Tipi Cezaevi'nde bulunan Mehmet Beyaz, Hasan Devir ve Mahfuz Aytaç'ın, ring aracıyla Diyarbakır Adliyesi'ne götürülürken Kürtçe konuştukları için araçta bulunan erler tarafından dövüldükleri belirtildi (ANF- 9 Haziran)
Korucular Ormanlık Alanı Ateşe Verdi
Şırnak'ın İdil İlçesi kırsalında ormanlık alanın korucular tarafından yakıldığı ileri sürüldü. (ANF- 12 Haziran)
Bursa Newroz Komitesine Ceza
21 Mart 2008'de Bursa'nın Osmangazi İlçesi'ndeki Newroz kutlamasında söylenen Kürtçe şarkılar nedeniyle haklarında "yasadışı örgüt propagandası yaptıkları" suçlamasıyla TMY'nin 7/2. maddesi uyarınca İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan, etkinliklerin tertip komitesi üyeleri Feyat Taş, Sevda Getiren, İbrahim Bozkurt, İdris Yalçın, Erhan Toksun, Hakan Şakar, Sıdık Kılıç, Sedat Şakar, Mehmet Can Şahin, Beytullah Tekin, Şehmus Artun, Timur Gökalp, Haşim Oğlağa, Keremşah Sezey ve Mürüvvet Yıldırım adlı 15 kişiye ve şarkıcı Şahin Güneş'e 19 Haziran 2009'da birer yıl hapis cezası verildi (Gündem- 20 Haziran)
Kürtçe Şarkıya 2 Yıl 1 Ay
14 Ağustos 2008'de Diyarbakır'da düzenlenen bir etkinlikte Kürtçe şarkı söylediği için hakkında "yasadışı örgüt propagandası yaptığı" suçlamasıyla Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 7/2. maddesi uyarınca dava açılan şarkıcı Şahin Güneş'e 19 Haziran 2009'da Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında 2 yıl 1 ay hapis cezası verildi (ntvmsnbc.com- 21 Nisan)
Yayla Yasağı 'Koçerciliği' de Bitirdi
Devletin 1990'lı yıllarda uygulamaya koyduğu yayla yasağı, bölgede hayvancılığın yanısıra doğayla içiçe yaşayan Koçerciliği de bitirme noktasına getirdi. (ANF- 21 Haziran)
Belediye Başkanı Kürtçe Konuştuğu İçin Soruşturma Açıldı
Siirt'in Kurtalan İlçesi'nde DTP'li Belediye Başkanı Necat Yılmaz, seçimde yaptığı Kürtçe konuşmalar nedeniyle hakkında açılan iki ayrı soruşturma nedeniyle ifade verdi. (ANF- 22 Haziran )
SORUŞTURMA, GÖZALTI VE TUTUKLAMALAR
Öğrencilere 6 Yıl Hapis Cezası
26 Mayıs 2008'de yapılan ev baskınlarda gözaltına alınarak tutuklanan Kafkas Üniversitesi (Kars) Öğrenci Derneği (KAÜ-DER) yöneticisi Selçuk Karadağ, Nurhan Karakoç, Sami Daştan, Cengiz Timur, Demet Öksüz, Davut Zeylanoğlu, İrfan Yıldız ve Erdal Doğan'a 2 Haziran 2009'da Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında 2008 yılındaki Newroz kutlamasında "yasadışı örgüt propagandası yaptıkları" ve "görevli memura mukavemet ettikleri" suçlamasıyla 6'şar yıl 3'er ay hapis cezası verildi (haberdiyarbakir.com- 2 Haziran)
Zam Protestosuna Müdahale…
2 Haziran 2009'da İstanbul'da Büyükşehir Belediyesi'nin ulaşım ücretlerine yaptığı zammı protesto etmek için Taksim Meydanı'ndan belediye binasına yürümek isteyen Halkevleri üyesi grup polis ekipleri tarafından engellendi. Grubun engelleme girişimini oturma eylemi ile protesto etmek istemesi üzerine polis ekipleri 40 kişiyi darp ederek gözaltına aldı (halkevleri.org- 2 Haziran)
Nil Demirkazık'a PKK Propagandasından 1 Yıl 3 Ay Hapis...
Çeşitli dönemlerde yaptığı konuşmalar nedeniyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Nil Demirkazık, 2 Haziran 2009'da görülen karar duruşmasında "yasadışı örgüt propagandası yaptığı" gerekçesiyle Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 7/2. maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı (bianet..org- 3 Haziran)
Hakkari'de 5 Tutuklama
3 Haziran 2009'da Hakkâri'de yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan 5 kişi "yasadışı örgüt propagandası yaptıkları", "kamu malına zarar verdikleri" ve "yasadışı örgüt üyesi oldukları" suçlamalarıyla 4 Haziran 2009'da tutuklandı (Gündem- 4 Haziran)
Alınak'a Hapis Cezası
Demokrasi Partisi (DEP) eski Milletvekili Mahmut Alınak, 12 Aralık 2006'da Kars'ta Kafkas Üniversite Öğrenci Derneği'nin gerçekleştirdiği basın açıklamasında yaptığı konuşma nedeniyle "halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" iddiasıyla Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 216. maddesi uyarınca yargılandığı davanın 5 Haziran 2009'da Kars 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hapis cezası 7300 TL adli para cezasına çevrilen Alınak, "eğer ben gençlerin hayatını değil, ölümünü savunmuş olsaydım bu cezaya çarptırılmayacaktım" dedi (ANF- 6 Haziran)
El-Kaide Davası Sonuçlandı
10 Haziran 2009'da Yargıtay 9. Ceza Dairesi, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin El-Kaide örgütünün yöneticileri oldukları iddia edilen Louai Sakka, Fevzi Yitiz, Yusuf Polat ve Harun İlhan'a verdiği ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile Adnan Ersöz ve Osman Eken hakkında verdiği müebbet hapis cezasını onadı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, sanıklardan Seyit Ertul'a, "El-Kaide örgütünün Konya bölgesindeki grubunu kurduğu ve yönettiği" ileri sürülerek verilen 18 yıl hapis cezasının da onanmasına karar verdi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi ayrıca 23 sanığa "yasadışı örgüt üyesi oldukları", 9 sanığa "yasadışı örgüte bilerek ve isteyerek yardım ve yataklık ettikleri", bir sanığa "patlayıcı madde imal ettiği" suçlamalarıyla verilen mahkûmiyet kararlarını ve 14 sanık hakkında verilen beraat kararlarını da onadı (ntvmsnbc.com- 10 Haziran)
Siirt Belediye Başkanına Hapis Cezası
"Terör örgütünün propagandasını yaptıkları" iddiasıyla haklarında dava açılan eski DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş, DTP'li Siirt Belediye Başkanı ve kapatılan DEP'in eski milletvekili Selim Sadak ile Dicle eski Belediye Başkanı Abdullah Akengin, 1'er yıl hapis cezasına çarptırıldı. (AA- 4 Haziran)
17 Öğrenci Gözaltına Alındı
11 Haziran 2009'da Van'da, jandarma ekiplerinin düzenlediği operasyonda, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğrenci Derneği (YÖDER) üyesi 17 kişi "yasak yayın bulundurdukları" iddiasıyla gözaltına alındı (AA- 11 Haziran)
Yasak Yayın Gerekçesiyle 14 Gözaltı
11 Haziran 2009'da Siirt'te polis ekiplerinin düzenlediği operasyonda 14 kişi "yasak yayın bulundurdukları" iddiasıyla gözaltına alındı (Zaman- 11 Haziran)
DTP'ye Yönelik Operasyonlar Devam Ediyor
14 Nisan 2009'da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla DTP yönetici ve üyelerine yönelik başlatılan operasyon kapsamında 17 Haziran 2009'da Diyarbakır'da 7 kişi, Bitlis'te 5 kişi, Şırnak'ta 5 kişi, Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde 1 kişi gözaltına alındı (ANF- 17 Haziran)
21 Kişi Hakkında Tutuklama Kararı
Bingöl'de 12 Haziran 2009'da gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan 21 kişinin serbest bırakılmasına savcılığın itiraz etmesi sonucu, Demokratik Toplum Partisi (DTP) üyesi 21 kişi hakkında "yasadışı örgüte yardım ve yataklık ettikleri" suçlamasıyla tutuklama kararı çıkarıldı (Vatan- 18 Haziran)
DÜŞÜNCEYİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
Özgürlüğü Sadece Kendilerine İstiyor!
Yazdığı kitaplarla ülkemizde darbe teşebbüsünde bulunan, Ergenekon Terör Örgütü'nü deşifre eden ve soruşturmada tanık olan Gazeteci Zihni Çakır, yargılanmaya devam ediyor. Zihni Çakır, hakkında açılan üç davada Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde gün boyu ifade verdi. (haksozhaber.com- 14 Haziran)
MAYIN VE PATLAYICILAR
Van'da Patlama, 1 Ağır Yaralı
22 Haziran 2009'da Van'ın Başkale İlçesi'nin İran sınırındaki bölgede meydana gelen mayın patlaması sonucu Seyavuş Ömerzade ağır yaralandı (ANF- 22 Haziran)
O Silahlar da TSK'nın Çıktı
Poyrazköy'deki silah ve mühimmatın TSK'nın çıkmasından sonra ikinci şok.
Poyrazköy'de çıkan silah ve mühimmatların TSK'ya ait olduğunu gösteren MKE raporu dün ortaya çıkmıştı. Bugün ise Ergenekon tutuklusu Yarbay Dönmez'in Sapanca'daki evinde yakalanan silah ve mühimmatın MKE üretimi olanlarının TSK envanterine verildiği belirlendi. (islahhaber.com- 9 Haziran)
İŞ GÜVENLİĞİ
Tuzla Tersanesinde Patlama: İşçi Hüseyin İbir Öldü
Tuzla'daki Çelik Tekne Tersanesi'nde gerçekleşen patlamada 29 yaşındaki işçi Hüseyin İbir hayatını kaybetti.(islahhaber.com- 9 Haziran)
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi
İnsan Hakları Komisyonu