Özgür-Der Selahaddin Eyyubî Konferans Salonunda onikincisi gerçekleştirilen seminerde, Hasip Yokuş, "Güney Kürdistan İslami Hareketi ve Şeyh Osman" hakkında tebliğ sundu.
Seminerde genel olarak, siyasi, dini ve coğrafi olarak özelde Güney Kürdistan genelde Irak'ın tarihi, Güney Kürdistan'daki İslami hareketin ortaya çıkış, teşkilatlanma, fikri yapısı, diğer hareketlerle ilişkileri ve gelişimi hakkında bilgi verildi.
Merkezi Başka Yerde Olan Ülke
Hz. Ali döneminde İslam medeniyetinin merkezi olan Irak'ın Abbasi dönemi hariç günümüzde olduğu gibi dış güçler tarafından yönetildiğine dikkat çeken Yokuş, "Hz. Ali bin Ebu Talib döneminde İslam'ın merkezi haline getirilmiş ve başkent Kufe'ye taşınmıştır. Bölge günümüze kadar süren farklı mezhep ve etnik grupların mücadelelerine sahne olmuştur. Moğol istilası sırasında Dicle Nehri'nin günlerce mürekkep renginde aktığı ve binlerce ciltlik kitabın da Basra Körfezi'ne atıldığı kaydedilmektedir. Bu durum bize Bağdat'ın o günkü ilmi seviyesini gösteren önemli bir husustur. Abbasi dönemi hariç, Irak hep merkezi başka bir yerde olan (Umaydiler, Moğollar, İlhanlılar, Osmanlılar, İngilizler ve Amerikalılar) dış güçler tarafından yönetilmiştir."dedi.
Dörde Bölünen Kürdistan
Yeni Dünya haritasının oluşumu sırasında Kürdistan'ın dört ülke arasında bölünerek büyük acı ve trajedilere zemin hazırlandığının altını çizen Yokuş, "Yeni Dünya haritasının oluşumu sırasında Kürtlerin toprakları, Türkiye, Irak, Suriye ve İran arasında paylaştırıldı. "Wilson İlkeleri", "Sevr anlaşması" ile kendilerine "kendi kaderini belirleme" hakkı tanındı. "Lozan Anlaşması"yla birlikte bu haklarını kaybettikleri kabul edilmektedir. Söz konusu paylaşım sonrası Kürtler yaşadıkları ülkelerde kontrol edilmesi gereken bir tehdit unsuru olarak kabul edilmişlerdir."şeklinde konuştu.
İslami Hareket ve Şeyh Osman
Güney Kürdistan'daki ilk örgütsel İslami oluşum hakkında bilgi vererek konuşmasını sürdüren Yokuş şunları kaydetti:
"Belirli bir dini alt yapıya sahip Güney Kürdistan'daki ilk örgütsel İslami oluşum 40'ların sonuna dayanmaktadır. Şeyh Osman bin Abdülaziz ve kardeşleri Ali ve Sıddık Abdülaziz'in öncülüğünde Kürdistan'daki İslami hareket filizlendi. "Halepçe Katliamı" sonrası silahlı mücadele fikri bölünmeyi beraberinde getirdi. Bir grup Şeyh Osman liderliğinde, silahlı yapılanma düşüncesinin gerekliliğine inanarak "İslami Hareket" çatısı altında toplandı. Bu süreçte dağlık bölgelerde "İslami Kürdistan Ordusu" adında silahlı bir yapılanma kuruldu..."
Hareketin fikri yapısı ile ilgili de konuşan Yokuş, İslami Pratik anlamda İran'la yakın ilişkileri bulunan hareketin, düşünsel olarak da İhvan-ı Müslimin'den etkilendiğini söyledi.
İslami Hareket'in İlkeleri…
Faaliyet alanını "Irak Kürdistan'ı" olarak belirleyen oluşumun, meşruiyetini Kur'an ve Sünnet'ten aldığını ifade eden Yokuş, hareketin ilkelerini, "İslami Hareket"in merkezi olan Halepçe dâhil tüm bürolarında asılı olan Şeyh Osman'ın şu sözlerine dikkat çekerek açıkladı:
"Hareketimiz, kapsamlı bir İslami harekettir. Bölgesel yahut ırkçı bir hareket değildir. Bu hareket Peygamberler çizgisindedir. Belirli bir cemaatle sınırlı değildir. Bilakis kim Allah'ı Rabb ve Hâkim; Resulü imam ve önder; Kur'anı kitap, metot, hayat ve toplumsal düzenin düsturu; Sünneti ve İslam şeriatını fesadı ortadan kaldırmak ve adalete ulaşmak için dosdoğru yol; cihadı izzet ve rüşd yolu olarak kabul ederse kapımız ona açıktır."
Hareketin Amaçlar…
Kürdistan'daki İslami Hareket'in hedef ve amaçlarını; "siyasi, ekonomik, toplumsal, kültürel, hizmet ve spor faaliyetleri" gibi kategoriler çerçevesinde beyan ettiğini söyleyen Yokuş, bunlardan siyasi hedefleri şu şekilde sıraladı:
1- Fitnenin ortadan kaldırılması ve İslam'ın hâkim kılınması.
2- Kürt halkının meşru haklarını elde etme ve koruma.
3- Federatif bir yapı talebinde bulunma.
4- İnsan haklarını savunma; diğer milletlerin ve halkların haklarına saygı gösterme.
5- Halkın düşünsel ve siyasi seviyesini yükseltme.
6- Her türlü milliyetçi ve ırkçı eğilime karşı tavır alma.
Kullanılan Araçlar…
Yokuş, hareketin, amacına ulaşmak için sıklıkla kullandığı araçları ise şöyle özetledi:
- Hutbeler, paneller, kitaplar, medya kuruluşları aracılığıyla -merhaleleri gözetilmek suretiyle- insanlara daveti ulaştırmak ve onları bilinçlendirmek.
- Dini eğitim kuruluşları ve kurslar açmak; çeşitli kültür merkezleri aracılığıyla insanları ahlaki olarak yönlendirip terbiye etmek.
- İnsanları bir araya getirme ve yönlendirme noktasında partileşme yoluna gitmek.
- Cihad ve direniş noktasında her açıdan eğitimli üyeler hazırlamak.
- Hareketin ilkelerini gerçekleştirmek ve hareketi koruma noktasında cihadı bir metot olarak benimsemek.
- Meşru ölçüler dâhilinde siyasî otoriteyi ele almak.