Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları bir araya gelerek Filistin'de başlatılan Aksa Tufanı operasyonuna destek verdiler.
Cuma namazı sonrası Diyarbakır Ulucamii'nde toplanan Müslümanlar, İsrail'in saldırılarını tel'in ederken Gazzeli kardeşleri için muzafferiyet temennisinde bulundu.
Eylemde Ramazan Tekdemir bir konuşma yaparken Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Murat Koç basın açıklamasını okudu ve AYDER Başkanı Fikret Özçelik duada bulundu.
Basın açıklaması:
SİYONİST KUŞATMAYI KIRAN AKSA TUFANINA BİN SELAM!
7 Ekim cumartesi sabahı Hamas’ın Kassam Tugayları tarafından işgal altındaki Gazze’den Siyonist rejimin hiç beklemediği anda adeta onların kalbine yönelen sızma girişimi hepimizi gururlandırmış, sevince boğmuş ve Siyonist çetenin oluşturduğu büyüklük algısını yerle bir etmiştir. İlk günden beri Siyonist işgale karşı mücadele eden Filistin halkının meşru direnişinin yanında olan biz Diyarbakırlı Müslümanlar, geçen günlerde başlayan Aksa Tufanı harekâtını selamlıyor, kardeşlerimizin muzaffer olması için Rabbimizden yardım diliyoruz.
Yüz yıla yakın süredir İslam topraklarını işgal ederek, kadın, yaşlı, çocuk demeden katlederek, habis bir kanser gibi büyüyen Siyonist rejim, pervasız eylemlerinin karşılığını, mutlak başarıya ulaşan Aksa Tufanı operasyonu ile acı acı tecrübe etmiş oldu. Bir kere daha bu günü bizlere bahşeden Allah’a hamdediyoruz! Filistinli kardeşlerimiz 80 yıldır bu işgalci kâfirlerle her türlü bedeli ödeyerek mücadele ediyorlar. Tüm dünyanın sessizliğine, Müslümanların kendilerini yalnız bırakmalarına rağmen direnişten asla vazgeçmediler. Kaç nesil geçti işgalin üzerinden, hiçbiri Siyonistlere karşı mücadele bayrağını elden düşürmedi. Bu direniş şehid şehid büyüdü ve inşallah tarihin kalbi olan şehidler eliyle zafere ulaşacaktır. Kudüs’ün, Aksa’nın, bir bütün olarak Filistin’in özgürleştiğini hep birlikte göreceğimiz zamanlar uzak değildir.
1947’den beri soykırım planı çerçevesinde sistematik katliamlara uğratılarak milyonlarcası yurtlarından sürülen, kamplarda yaşam mücadelesi veren, yüksek güvenlikli hapishanelerden farksız olan Batı Şeria ve Gazze’de açlık, yoksulluk ve yoksunlukla boğuşmaya mahkûm edilen Filistinli kardeşlerimizin direnişi haklı, meşru ve insanidir. Her gün en az birkaç kişi, her yıl yüzlerce Filistinli, Siyonist asker ya da yerleşimcilerin kurşunlarına hedef olurken, tüm dünyanın gözü önünde Mescid-i Aksa’nın kapıları Müslümanlara kapatılırken, Siyonist işgal gün be gün derinleşirken mazlum Filistin halkının direnmesinden, izzetli biçimde zulme karşı çıkmasından daha doğal ne olabilir ki!
Birileri şaşırıyor, sorup duruyor neden şimdi saldırıldı. Hamas neyi amaçlıyor. Bu saldırıların Filistine faturası ağır olmayacak mı? Son bir yılda sadece Gazze’de binlerce kişinin öldürüldüğünü bilmiyorlar mı? Tüm uluslararası itirazlara rağmen Siyonist rejimin işgali derinleştirdiğini, her yere yığınla Yahudi yerleştirdiğini görmüyorlar mı? Mescid-i Aksa’da dinimizin en temel değerlerine yapılan hürmetsizliğin farkında değiller mi? Siyonist rejim barış yanlısıymış gibi bir hava estiriliyor. Oysa her Siyonist işgalcinin aynı zamanda eli silahlı islam düşmanı ve Müslümanları katleden birer katil olduğunu on yıllardır hep birlikte izlemiyor muyuz? Filistin halkına ölüm, açlık ve esaretten başka ne sunuldu ki kıyama kalktıklarında şaşırıyorlar. Hamas’ın neden saldırdığını sorup duruyorlar. Hamas İsrail’i tarihin çöplüğüne yollamak ve bir bütün olarak Kudüs’ü, Filistini özgürleştirmek için savaşıyor!
17 yıldır boykot altında tutulan iki milyonu aşkın insanın yaşadığı Gazze’ye ilaç girişi yasaklanmakta, rejimin saldırılarında yıkılan evlerin yapılması için gereken inşaat malzemelerinin girişine izin verilmemektedir. Bir insani trajedinin yaşandığı Gazze’de iki milyonu aşkın nüfus maalesef hastane, okul, elektrik, sağlıklı içme suyu gibi gereksinimlerden yoksun yaşamaktadır. İnsanca yaşamı mümkün kılacak hiçbir şeyin olmadığı Gazze’de her şeyden öte işgalci güçlerin saldırıları nedeniyle can güvenliği bulunmamaktadır.
İşledikleri sistematik katliam/soykırım ve savaş suçları nedeniyle yöneticileri Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması gereken işgal rejiminin en büyük dayanağı kuşkusuz uluslararası toplumun sessizliği ve tepkisizliğidir. Bu yönüyle Filistin’in işgali sorunu dünya halkları için insani ve ahlaki bir sınavdır. Hal böyle iken işgal rejiminin insanlık dışı boykot, sürgün, katliam ve şiddetine sessiz kalırken Filistin halkının meşru savunmasını terör olarak damgalayan bilindik bir çifte standart ve ikiyüzlülükle karşı karşıyayız. Filistin topraklarının nasıl talan edildiğine bütün dünya şahitken gerçeklerin üstünü örtmek isteyenler işgal çetesinin zulmünü görünmez kılma peşindeler. Filistin’deki kardeşlerimiz ise Aksa Tufanı ile Siyonizmin kalbine bir hançer saplayarak bu planları alt üst etmiştir. Filistin’e sırtını dönen, Siyonist çeteyle hizalanan herkese bir cevaptır aslında Aksa Tufanı.
Dünyayı zulüm kulelerinden tahakküm ile yöneten kafirlere karşı bir avuç mücahid, bugün bir kere daha; arzın yegâne ve mutlak sahibinin Cenâb-ı Allah olduğunu hatırlatmış, delinemez, geçilemez, yapılamaz denilen ne varsa hepsini yapmıştır. Milyarlarca dolar harcanan sistemler, uydular, istihbarat ağları, silahlar ve hepsinden önemlisi yenilmezlik algısı yerle yeksan olmuştur. Bu halk dünyanın tüm sessizliğine ve adaletsizliğine rağmen asla teslim olmayacağını bir kez daha göstermiştir. Aynı zamanda bu operasyon Müslümanların bir geri çekilişte veyahut her zaman savunma pozisyonunda olduğu algısına karşı çok sağlam bir cevap olmuştur.
Rabbim Kardeşlerimizi zafere ulaştırsın. Siyonist rejimi, işgalcileri en acı ve en alçaltıcı şekilde işgal ettikleri yerlerden çıkartıp şehidlerin kanının bereketiyle özgür Kudüs’te bizleri bir araya getirsin.Düşmanın zelil olduğu günleri bizlere gösteren Allah’a binlerce hamd olsun!
Müslümanların izzetini tutup kaldıran Allah’a esmâsı adedince hamdolsun!
Çiğnenen kutsallarımızı yücelten Allah’a yarattıkları adedince hamdolsun!
Selam olsun, Allah’a verdiği söze sadık kalanlara!
Selam olsun, azimleriyle düşmanı hezimete uğratanlara!
Selam olsun, bir volkan olup işgale karşı patlayanlara!
Selam olsun, hiçbir kaybın korkutamadığı yiğitlere!
Selam olsun, İzzeddin Kassam’a, Şeyh Ahmed Yasin’e, Abdülaziz Rantisi’ye!
Selam olsun, Yahya Ayyaş’a, Muhammed Durra’ya!
Selam olsun, Kudüs’e, Ramallah’a, el Halil’e!
Selam olsun, Gazze’ye, Nablus’a, Cenin’e!
Ve binler selam olsun, ümmetin onurunu kurtaran HAMAS’a!