Cuma namazına müteakip Ofis Camisi önünde toplanan coşkulu kalabalık, "Yargı Başörtümden, Kimliğimden, İnancımdan Elini Çek..!" ve "Herkes İçin Adalet Başörtüsüne Özgürlük" pankartları açarak yürüyüşe geçti. Sayıları yaklaşık bin kişiye ulaşan topluluk, "Kahrolsun Laik Diktatörlük! Kahrolsun Başörtü Yasakçıları! Uyan-Diren-Özgürleş, Yasakçılara Teslim Olmadık, Olmayacağız, Yılmak Yok Direniş Var, Direniş-Adalet-Özgürlük, kelime-i tevhid ve tekbirler" eşliğinde AZC Plaza'ya kadar yürüdü. Mehmet Deniz'in yönettiği yürüyüşte şu dövizler dikkat çekti: "Başörtüsü Kur'an'ın Açık Emridir, Yasaklamaya Gücünüz Yetmez! Kılıç Ali, Kel Ali, Necip Ali Anayasa Mahkemesinin Asli Üyeleri! Başörtüsüne Şartsız, Pazarlıksız, Sınırsız Her Yerde Özgürlük, Yargısal Formül: 11 > 70 Milyon! İnancımızı, Kimliğimizi Yok Sayan Hiçbir Kararı Kabul Etmedik, Etmeyeceğiz! İstiklal Mahkemelerinin Ruhu Anayasa Mahkemelerinde Yaşıyor! Cuntaya Hayır Başörtüsüne Özgürlük'" Yoldan geçen vatandaşların da alkış ve sloganlarla destek verdiği eylem, Şube Başkanı Av. Serdar Bülent Yılmaz'ın okuduğu basın açıklamasının ardından sessiz bir şekilde sona erdi. HAKSÖZ-HABER / Emin Altun / Diyarbakır Basın açıklamasının tam metni: BU KARARA SAYGI DUYMUYORUZ! KARAR YOK HÜKMÜNDEDİR! Daha önce 367 kararıyla kimlere biat ettiğini tüm Türkiye'ye gösteren Anayasa mahkemesi, beklendiği gibi başörtüsü düzenlemesini iptal etti. Bu iptal kararı bir kez daha Kemalist sisteminin despot ve diktatör karakterini gözler önüne sermiş oldu. Böylece "demokratik, hukuk devleti" tanımlamasının tam bir palavra olduğunu görmüş olduk. Mahkeme bu kararıyla, CHP ve oligarşik güçlerin yani bir avuç mutlu azınlığın maşası olduğunu kanıtlamış oldu. Zalim karakterinin üzerindeki hukuk maskesi tamamen düştü. Ve Kemalist sistemin, dokuz kişinin iradesini yetmiş milyonluk halkın iradesinden üstün gördüğü iyice ortaya çıktı. Böylece mahkeme kendini halkın da meclisin de üstünde görerek müstekbirliğini tekrar ilan etmiş oldu. Anayasa değişikliklerini iptal yetkisi olmamasına rağmen, mahkemenin aldığı karar tam anlamıyla bir hukuk skandalı, yargı darbesidir. Anayasa mahkemesi, bağlı olduğu anayasayı ezip geçmiş, kendi putunu yemiştir. Bu nedenle karar halkın gözünde yok hükmündedir. Bu kararın saygı duyulacak, kabul edilecek ve içe sindirilecek bir tarafı yoktur. İnancımızı hedef alan hiçbir kararı kabul etmiyoruz. Mahkemeye de kararına da bu kararın temelindeki resmi ideolojiye de saygı duymuyoruz. Genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt, mahkeme kararı için "malumun ilanıdır" diyor. Bizce de malumun ilanıdır; ama Türkiye cumhuriyeti devletinin bir zulüm devleti olduğunun ilanı. Şu halde bir malumu da biz ilan edelim: Ey zalimler! Ey bu kararın altına imza atanlar! Ahirette bu yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz. Haberiniz olsun ki Cehennem, Allah'ın dinine savaş açan zalimler içindir; sizi Allah'ın azabıyla uyarıyoruz! Geçtiğimiz günlerde dışişleri bakanı Ali Babacan'ın Türkiye'de Müslüman çoğunluğun da din özgürlüğü konusunda sorunlar yaşadığı tespitine şiddetle karşı çıkanlar oldu. Burunlarının dibindeki bu koca zulmü görmek istemeyenler şimdi bu karar karşısında hangi pişkin açıklamaları yapacaklar acaba? Sormak istiyoruz: Bu karar Müslüman halkın inancını yasaklamıyor mu? Başörtüsünden dolayı hastane önlerinde ölüme terk edilen insanlar bu ülkede değil de İsrail'de mi yaşıyor! Zalimler kabul etsin ya da etmesin; başörtüsü Yüce Allah'ın Kur'an'ı Kerim'de bize açıkça ilettiği bir emirdir. Bizler Müslümanız ve Müslümanlığımızın gereğini yerine getirmede hiçbir yasaklamayı tanımıyoruz. Gerek anayasa mahkemesinin gerekse de bir başka zulüm kurumunun inançlarımızı yasaklayan, sınırlayan kararlarını reddediyoruz. Ve buradan bir kez daha ilan ediyoruz: Bu zulme boyun eğmedik! Eğmeyeceğiz! Başörtüsü sorunu çözülene kadar da susmayacağız! Başörtüsü inancımızın bir parçasıdır. Biz kitabımızın tüm ayetlerine inanmak ve tüm emirlerini yerine getirmekle mükellefiz. Bize kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr etmeyi öneren Yahudi mantığı laiklik dayatmasını reddediyoruz. İslam düşmanlığının açık bir göstergesi olan bu kararı şiddetle protesto ediyor ve kınıyoruz. Kahrolsun başörtüsü düşmanları! Yaşasın onurlu direnişimiz! Özgür-Der Diyarbakır Şubesi |