Diyarbakır'da Tektipçi Eğitime Protesto

Diyarbakır’da, “Başörtüsü Yasağına, “Andımız” Saçmalığına, Anadilde Eğitim Yasağına, Milli Güvenlik Despotizmine, Kesintisiz Eğitim Zorbalığına Hayır!” dendi.

Özgür-Der Diyarbakır şubesi, İlköğretimde ant dayatmasının, başörtüsü yasağının ve kesintisiz zulmünün son bulması; anadilde eğitime imkân tanınması ve liselerde Milli Güvenlik Bilgisi derslerinin kaldırılması talepleriyle kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

 

İLGİLİ HABERLER
Irkçı-Kemalist Müfredata Son!
Diyarbakır'da Tektipçi Eğitime Protesto
Laik ve Irkçı Eğitime Çorum’da Protesto

Özgür-Eğitim-Sen, İnsan ve Erdem Derneği, Gönül Köprüsü Derneği ve Dicle Fırat Diyalog Grubu gibi bazı sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de destek verdiği eylemde, açılan pankartlar, taşınan dövizler, atılan sloganlar ve yapılan konuşmalarla tektipçi eğitim sistemi protesto edildi.

Eğitimde İnkâr ve Asimilasyon Devam Ediyor

“Başörtüsü Yasağına, “Andımız” Saçmalığına, Anadilde Eğitim Yasağına, Milli Güvenlik Despotizmine, Kesintisiz Eğitim Zorbalığına HAYIR!” ve “Okulda Kışla Düzenine Son, Irkçı-Tağuti Ant Dayatmasına Hayır, Her Kademede Başörtüsüne Özgürlük” pankartlarının açıldığı eylem, Özgür-Eğitim-Sen Diyarbakır Temsilcisi Masum Yokuş’un kısa konuşmasıyla başladı. İdeolojik kaygılarla planlanan Türkiye’deki eğitim sisteminin tepeden inmeci olduğunu ve toplum mühendisliğini hedeflediğini söyleyen Yokuş, “andımız”, Milli Güvenlik Dersleri, anadil ve başörtüsü yasağının da bunun yansıması olduğunu belirtti. Eylemi neden destekledikleri hakkında da konuşan Yokuş şunları kaydetti: “Andımız ile inkâr ve asimilasyon politikaları ve yine Milli Güvenlik Dersleri ile fişleme arasında bir bağ vardır. ‘Andımız’ ile çocukların şahsiyetsizleştirmeleri ve kişiliksizleştirilmeleri düşünülmüştür. Milli Güvenlik Dersleri ile inançlı ve muhalif insanların fişlenmeleri hedeflenmiştir. Başörtüsü ve anadilde eğitim yasağı ise başlı başına birer zulümdür. Başörtüsü yasağını da anadilde eğitim yasağını da gayri insanı buluyoruz. Ve bu anlamsız yasakların derhal son bulmasını istiyoruz. Bu nedenle Özgür-Der’in eylemlerini Özgür-Eğitim-Sen olarak biz de destekliyoruz.”

“Kışla Tipi Eğitime Hayır!”

Ardından basın açıklamasına geçildi. Topluluk adına Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Eta Pektaş’ın okuduğu basın açıklamasında, “Uyan Diren Özgürleş, Kışla Tipi Eğitime Hayır, Zulme Karşı Direneceğiz, Direne Direne Kazanacağız, Berxwedan Jiyane, Jiyan İslame” şeklinde Kürtçe ve Türkçe sloganlarla Pektaş’ın sözleri kesildi.

Başbakan ve Milli Eğitim Bakanlığına Mektup

“Anadilde Eğitim Hak Tartışılması Ayıttır, Cudabûna Zimanên We Ji Ayetên Xwedane, Kesintisiz Eğitim Kesintisiz Zorbalık, Neden İnanmadığım Değerler Üzerine Ant İçmeye Zorlanıyorum, Kemalist Şartlandırmaya Hayır, İnanca Saygı Eğitime Özgürlük” şeklinde dövizlerin taşındığı eylem, okunan metnin Başbakan ve Milli Eğitim Bakanlığına postaneden mektup olarak gönderilmesiyle sona erdi.

Başbakan ve Milli Eğitim Bakanlığına mektup olarak da gönderilen açıklamanın tam metni:

BASINA VE KAMUOYUNA;

Eğitime Özgürlük, İnancımıza Saygı İstiyor;

Okulların Acilen Sistematik Zulüm Mekanları Olmaktan Çıkartılmasını

TALEP EDİYORUZ!

23 Temmuz 2011

Türkiye’nin gündeminde yeni anayasa tartışmaları var. Yeni anayasa tartışmalarının özünde ise halkın iradesini, ihtiyaçlarını ve taleplerini görmezden gelen bürokratik oligarşik iktidar yapılanmasının tahakkümünü kırma ve özgürlük alanını genişletme vaatleri ve beklentileri yer almakta. Meşruiyetini resmi ideolojiden, gücünü ise hukuk dışı darbeci kültürden alan bu yapılanma bugüne dek halka kesintisiz biçimde ve çeşitli baskı aygıtlarıyla seküler-ulusal temelde bir makbul vatandaşlık projesi dayattı. Bu mantıktan hareketle bu ülke insanlarının en temel haklarını gasp etti; fikir ve ifade özgürlüğünü yok saydı; inançlarına, onurlarına uygun bir kimlik ve kişilik geliştirebilme haklarını sistematik biçimde çiğnedi.

Hak gasplarının en yoğun yaşandığı alanlardan biri eğitim alanıdır. Gerek 8 yıllık zorunlu eğitim, gerekse de sonraki süreçlerde milyonlarca çocuğumuz ve gencimizin zihinleri resmi ideolojik doktrini esas alan anlayış ve uygulamalarla mütemadiyen kirletilmektedir. İnsan kişiliğini ve inanç bütünlüğünü görmezden gelen; statükoya aykırı fikir ve yaklaşımlar benimseyebilme ve geliştirebilme hakkını yok sayan bir anlayışla çocuklarımız, gençlerimiz resmi ideolojik kalıplar doğrultusunda şekillendirilmeye ve şahsiyetleri öğütülmeye çalışılmıştır. On yıllardır yoğun bir ideolojik bağnazlık ve dayatmacı yöntemlerle düzen ve düzenin kutsalları karşısında pasif, çaresiz, eleştiri ve sorgulama cesaretinden yoksun nesiller yetiştirilmesi hedeflenmiş, “okul” kışlalaştırılmış, öğrenciler askerleştirilmiştir.

Bizler Müslümanlar olarak militarist, seküler ideolojik eğitim anlayışına ve eğitimde merkeziyetçi, tektipçi yaklaşımlara karşı çıkmanın hukuki, ahlaki ve insani bir hak ve sorumluluk olduğuna inanıyoruz. Eğitim alanında süregelen ulusçu, militarist, laik dayatmacı anlayışın terk edilmesi ve resmi ideolojik kalıpların esareti altında tutulan beyinlerin özgürleştirilmesi için eğitim sisteminin baştan aşağıya yenilenmesi ve sivilleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Bu genel tespit ve değerlendirmelerle birlikte, kısa bir süre sonra yeniden başlayacak eğitim döneminde önceki yıllarda yaşanan sıkıntıları da göz önünde bulundurarak acilen bazı düzenlemeler yapılmasını ve kimliğimize, inancımıza karşı büyük bir zulme, haksızlığa dönüşen kimi dayatmalara hiç vakit geçirilmeksizin son verilmesini talep ediyoruz. Bu bağlamda:

1- 28 Şubat darbe sürecinde, İmam Hatip okullarının orta kısımlarının budanması maksadıyla uygulamaya konulan kesintisiz eğitim dayatması terk edilmelidir.

2- İlköğretimden başlayarak bütün öğretim süreçlerinde kız öğrencilerin başörtülü eğitim görme hakları tanınmalı; insan hakları ilkeleriyle çelişen, dünyada da benzeri zor görülen, despotik, zalimane başörtüsü yasağına son verilmelidir.

3- “Andımız” adlı İslam akidesine aykırı öğeler içeren, kişi putlaştırmasına ve kişilik tahribine yönelik ırkçı metnin her sabah çocuklarımıza zorla söylettirilmesi ayıbına, ilkelliğine, zulmüne son verilmelidir.

4- İsteyen vatandaşlara okullarda ana dillerinin öğretilmesi imkanı tanınmalı, Allah’ın ayetlerinden olan ana dillerin eğitim dili olarak kullanılmasına yönelik engeller kaldırılmalıdır.

5- Okullarda askeri denetim ve vesayet aracı olarak işleyen ve kışla tipi eğitimin simgesi haline gelen Milli Güvenlik Dersleri kaldırılmalıdır.

Talep ettiğimiz bu düzenlemelerin gerçekleştirilebilmesi için Hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın iradesi yeterlidir. Kısa bir süre önce halktan adaletin tesisi ve özgürlük alanlarının genişletilmesi vaatleriyle yetki ve iktidar talep etmiş bir hükümetin bu iradeyi ortaya koymaktan kaçınmayacağını düşünüyor, bu zeminde atılacak adımların anayasa tartışmaları hakkında da bir tutarlılık testi işlevi göreceğine inanıyoruz.

Eta PEKTAŞ

ÖZGÜR-DER Diyarbakır Şubesi

Yönetim Kurulu Üyesi  

Eylemler Haberleri

Aksa Tufanı'nın yıldönümünde on binlerce Diyarbakırlı Gazze'ye desteğini haykırdı
Diyarbakır'dan HAMAS'ın "Ümmet Dayanışması" çağrısına icabet
Diyarbakır'da Şehid İsmail Heniyye için gıyabi cenaze namazı kılındı
Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları: Soykırıma alkış tutanlar hesap verecek!
Diyarbakır İslami STK'lardan "Gazze İçin Yürüyoruz" etkinliği