Özgür-Der Diyarbakır Şubesi'nin "Alternatif Eğitim Dersleri" kapsamında düzenlediği programların on dördüncüsü dün akşam dernek binasında yapıldı. "Postmodern Felsefe ve Sonuçları" konusunun tartışıldığı program, müzakereli seminer şeklinde yapıldı.
Programda Beran Işık, "postmodernizm"in tanımı, ortaya çıkışı, temel dayanakları, tarihsel gelişimi, etkileri-sonuçları- ve İslam'i bakış açımızın nasıl olması gerektiği hususunda tebliğ sunarken, Eta Pektaş ve Mehmet Masum Yokuş ise yapılan sunumun müzakeresini yaparak katkılarını sundular.
Modernizmin mantıksal bir devamıdır
Terimin ilk olarak kim tarafından ve ne zaman kullanıldığı bilgisini de veren Işık, postmodern teriminin ilk olarak 1933 yılında Arnold Toynbee tarafından "Bir Tarih İncelemesi" adlı eserinde kullanıldığını, bu eserde; modern dönemin 1. Dünya Savaşıyla sona erdiğini, bundan sonraki dönemin "Postmodern Dönem" olduğunu ileri sürdüğünü belirti. Postmodern anlayışa asıl esin kaynağı olan filozofların ise Nietszsche ve Heidegger olduklarını söyledi.
İlkesizliğin ilke, kuralsızlığın kural olduğu görüştür
Işık, postmodernizmi anlayabilmek için modernizmin anlaşılmasının önemli olduğundan hareketle, modernizm teriminin tanımı ve tarihi gelişimini anlatı. Kısaca "orta çağdaki papazın yerini, modern çağda bilim adamının aldığını", "Aydınlanma Çağı"nın bilime ve akla duyduğu sonsuz güvene rağmen yeryüzünde açlık, savaş, yoksulluk ve baskılar gibi sorunların aşılamadığını belirti. Aynı şekilde bilimin, evrenin bir sistemsel karmaşasından oluştuğunu ve tüm evrenin durmaksızın genişleyerek yok olmaya doğru gittiğini söylemesi "gerçek" tanımını bir kez daha değiştirdiği gibi, evrensel değişmezliğe olan inancı da bir kez daha yıktığını söyledi. Yaşanan gelişmelerin; bilimin, her derde deva olamadığı gerçeğini ortaya çıkardığını bu durumun, akla, bilime ve modernizme karşı bir güvensizliği beraberinde getirdiğini ifade etti. Postmodernizmin, modernizm eleştirisinin bu temelde geliştiğini ancak, savunulan ilkelerin ilkesizlik ve kuralların kuralsızlık olarak karşımıza çıktığını; "postmodernizm, ilkesizliğin ilke, kuralsızlığın kural olduğu bir görüş veya yaşam tarzını ifade eder" sözleriyle özetledi.
Işık, postmodern felsefenin ilke(sizlik) ve kural(sızlık)larını ise şu şekilde sıraladı:
- Dışımızdaki gerçekliği kavrayamayız.
- Evrensel doğrular yoktur.
- Bütünlük anlayışı yanlıştır.
- Her şey görelidir, geçicidir; dün doğru olan bugün yanlış, bugün doğru olan ise yarın yanlış olacaktır…
- Toplumdaki tüm değerler, bireysel ve kültürel olarak belirlenir. Bu belirlenenler ise tarihseldir, geçicidir.
- Doğru olan tercihlerimizdir.
Bu maddeleri değerlendiren Işık; postmodern projenin hedefini Amerikalı filozof Richord Rortty'nin "dünyayı kutsaldan arındırmak" söyleminde yattığını söyledi. Rorty'nin "birine maxsimum acı çektirmenin yolu, onun elinde sevgili olarak kabullendiği her şeyi anlamsız ve güçsüz hale getirmektir." Söylemini hatırlatarak, bunun tamda postmodern felsefenin yapmak istediği şeyler olduğunu belirti.
Emperyalizmin yeni felsefesi
Üçüncü Dünya ülkeleri aleyhine bir sömürü aracıdır
Emin Altun / Haksöz-Haber