Özgür-Der Diyarbakır Şubesi adına yaptığı açıklamada protesto amaçlı olduğu söylenen gösterilerin kontrolsüz şiddet eylemlerine dönüştüğüne dikkat çeken Serdar Bülent Yılmaz, söz konusu şiddet eylemlerinin mazur görülecek hiçbir yönünün olmadığını ifade etti. Öte yandan açıklamada Bulanık'ta yaşanan olayların, Beyoğlu'nda ellerinde silahlarla DTP'li göstericileri kovalayıp ateş eden saldırganların tutuklanmayıp salıverilmelerinden alınan cesaretin ürünü olduğunun da altı çizildi.
"Şiddeti merkeze alan gösteriler sürdükçe, cinayetler ve katliamlar yaşanmaya devam edecek ve toplumsal çatışmaya doğru gidecek bir sürecin önü açılmış olacaktır." denen açıklamada DTP yetkilileri, akl-ı selim ile hareket etmeye ve insan hayatına mal olan şiddet eylemlerini sonlandırmaya; hükümet yetkilileri de toplumsal çatışmayı tetikleyecek provokatif eylemlerin önüne geçmek için gerekli tüm tedbirleri almaya davet edildi.
Özgür-Der Diyarbakır Şubesi'nden yapılan açıklamanın tam metni:
Bulanık'taki Saldırının Derin Bağlantıları Ortaya Çıkarılmalıdır!
16 Aralık 09/Diyarbakır
Muş'un Bulanık İlçesinde 15 Aralık'ta, DTP'nin kapatılmasını protesto gösterileri sırasında; bir esnaf, iş yerinin taşlanması ve otomobilinin yakılması gerekçesiyle göstericilerin üzerine kalaşnikofla ateş açmış ve açılan ateş sonucu Kemal Aycan ve Necmi Oral adlı 2 kişi hayatını kaybetmiş, 8 kişi de yaralanmıştır.
Abdullah Öcalan'ın cezaevi şartlarını protesto etmek amacıyla tertip edilen ve haftalardır devam eden sokak gösterileri, DTP'nin kapatılması sonucu tırmanışa geçmiş ve gösterilerde şiddet dozu fazlasıyla artmıştır. Aydın Erdem cinayeti, Tokat Reşadiye'de yedi askerin öldürülmesi olaylarının ardından DTP'nin AYM tarafından oybirliği ile kapatılmasını takiben birçok kentte yaşanan gösterilerde toplumsal çatışmanın kapısını aralayacak olaylar yaşanmakta, insan hayatını hiçe sayan saldırılar meydana gelmektedir.
Protesto amaçlı olduğu söylenen gösterilerin kontrolsüz şiddet eylemlerine dönüşmesi, şovenist histeriyi besleyip yaygınlaşmasını sağlamaktan başka bir işlev görmemektedir. Toplumsal nefreti körüklemek ve olası bir etnik çatışmanın temellerini atmak isteyenlerin, yaşanan son süreçten nemalanmak için her türlü plana başvuracağı açıkça ortadayken, gösterileri şiddet eylemlerine çevirmek, kepenk kapatmayan esnafın işyerini tahrip etmek ancak bu planların işlemesini hızlandırmaya yarayacaktır. Bu nedenle, söz konusu şiddet eylemlerinin mazur görülecek hiçbir yönü yoktur ve olası sonuçları izahtan varestedir.
İstanbul'da ellerine aldıkları kuru sıkı silahlarla poz vererek korkuları beslemeye çabalayanların, milliyetçi odakların kuklaları oldukları ve para karşılığında bu provokasyonu gerçekleştirdikleri, bizzat kendi beyanları ile belgelenmiştir. Aynı şekilde, Bulanık'taki saldırıyı gerçekleştiren kişinin de ulusalcı-militarist odaklarla irtibatlı olduğu iddia edilmektedir. Tüm bunlar göstermektedir ki, bölgeyi doksanlı yılların hukuksuz sürecine sokmak isteyen despotik güçler, şiddetin palazlandığı bu gibi eylemleri provokatif amaçlı saldırılara malzeme kılmaya devam edeceklerdir.
Aynı zamanda; Bulanık'ta yaşanan olaylar, Beyoğlu'nda ellerinde silahlarla DTP'li göstericileri kovalayıp ateş eden saldırganların tutuklanmayıp salıverilmelerinden alınan cesaretin ürünüdür. Ellerine silah alınıp göstericilerin taranması asla kabul edilemez.
Bilinmelidir ki, şiddeti merkeze alan gösteriler sürdükçe, cinayetler ve katliamlar yaşanmaya devam edecek ve toplumsal çatışmaya doğru gidecek bir sürecin önü açılmış olacaktır. Bu nedenlerle, DTP yetkilileri, akl-ı selim ile hareket etmeli ve insan hayatına mal olan şiddet eylemlerini sonlandıracak basireti sergileyebilmelidirler.
Öte yandan, hükümet yetkilileri ve içişleri bakanlığı da, toplumsal çatışmayı tetikleyecek provakatif eylemlerin önüne geçmek için gerekli tüm tedbirleri almalı, sorumluluklarının gereğini yerine getirmelidirler.
Bu vesileyle, Bulanık'ta yaşanan ve iki kişinin ölümüne neden olan saldırıyı kınıyor ve saldırının arkasındaki derin bağlantının bir an önce ortaya çıkarılmasını istiyoruz.
Unutulmamalıdır ki; hiçbir gerekçe, insan yaşamını bu denli önemsemeyecek olaylara mazeret kılınamaz. O nedenle, sorumluluk sahibi tüm yetkili kurum ve şahıslar; olaylar, önüne geçilemeyecek bir hal almadan kendilerine düşen sorumlulukların bilincinde olmalı ve buna göre hareket etmelidirler.
Av. Serdar Bülent Yılmaz
Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı